"Bir insanın uyuyabileceği en iyi yastık vicdanıdır" sözünü uzun açıklayınız ardım ediniz



Cevap :

--Dert!.. İnsanların arasında dolaşır durur. Bak gökyüzü ne kadar güzel ve doğrudur, her bir şey orda huzurludur. Niye bilir misin? 

-- Niye onlar huzurludur biz huzursuzuz, niye? 

--Çünkü onlar emirle gelir, emirle giderler. Emir gelmeden adım atmazlar. Ama insan öyle mi? Ne emir bilir, nede haddini, kafasına göre takılır. 

--Aklım almıyor, insanlar birbirilerine mutlu olma fırsat vermiyorlar. 

--Akıl her şeyi anlasaydı, Allah kalbi yaratmazdı. Aklın yetmediği yerde, kalbinle düşün. Orası vicdanın sesidir. Yalan söylemez. 

--Hep dert, hep keder, mutluluğu bir türlü yakalayamıyorum. 

--Mutluluk bir işte çalışmak mıdır ki bulasın? Mutluluk sadece senle ilgili midir? 

--Nedir!.. ya nedir? 

--Bak yegenim! Şöyle bir etrafına bak, hastalar, fakirler, yetimler, çaresizler, ağlayanlar, dermansız dertler, derdine derman arayanlar, hapishanedekiler, ihtiyarlar, bu kadar mutsuz, kederli insan varken, sen nasıl mutlu olacaksın. Hangi vicdan sahibi başını yastığa koyup huzurlu uyuyabilir. 

--Ama insan önüne bakmalı, değil mi? 

--Ön neresi, arka neresi yegenim? Bak şimdi, önüm burası, şimdide arkam önüm oldu. Gördün mü? Şimdi gidersen, yüzün bu yana doğru olur. Sonra dönersen arkanda bir yığın enkaz göreceksin. Kimbilir enkazın altında kimler, kimler kalmıştır. Sen ruhunu enkazda bırakma yegenim. 

--Gecelerden korkmaya başladım, içim daralıyor. Böyle sanki nefes alamıyorum bazen. Saatler geçmiyor bir türlü. Günün doğmasını nasıl sabırsızlıkla bekliyorum anlatamam. 

-- Yani sen gündüzü seviyorsun, öyle mi? 

--Evet! Gün doğunca böyle kanım kaynıyor, neşem yerine geliyor. içimde bir şeyler kıpırdıyor. Ama bu geceler yok mu? Geceler gerçekten ıssız, karanlık. 

--Sende geceni gündüz yap be yegenim. 

--Nasıl yani? 

--Sen doktorsan hemi? Sende bilirsin ki ağrılar geceleri dayanılmaz olur. Gündüz koştuğun hayat, geceleri kopacak gibi ağrır. Yada mide ağrısı, bel ağrısı, baş ağrısı geceleri bir başka tutar insanı. Bütün gün sıkı bir şekilde çalışan organlar, kalp, mide, beyin, sinirler dinlenmeye çekilir. Bir kısım uzuvlar uykuya geçer tempoları düşer. İşte o zaman hasta organların ağrıları artar. Aslında aynı ağrılar gündüzde vardır. Ama hepsi çok çalıştığından insan ağrıyı hissetmez, öyle mi kurban? 

--Doğru söylüyorsun. 

--Tabi ki doğru söylüyorum doktor. Öyleyse geceyi de gündüz gibi yaşarsan ağrıları hissetmezsin. 

--Doğruda, bu başka bir şey. Yani ruhumla,canımla ilgili bir şey. 

--Bak doktor!. Geceyi ,gece yapan karanlık olmadığı gibi, gündüzü, gündüz yapanda güneş değildir. Kimileri gündüzü karanlık içinde geçirir. Bazıları da geceyi bile aydınlıkta yaşar. 

--Peki benim gecem nasıl aydınlanır, nasıl? 

--Önce karanlığın yollarını tıkamak lazım. Gündüz ayıplardan, günahlardan, dedikodudan, haksızlıktan uzak durmalısın. Sonra gece olunca, ışığın musluklarını açarsın. Işık gelince öbürü gider. Göz uyusa da, gönül uyumaz o zaman. 

Bir arif kişi ne demiş bilir misin? 

“Şıbbi yeldayı, müneccımle, mühakkit ne bilir. Müktedayı gama sor kim, geceler kaç saattir. Yani “ gecenin uzunluğunu derdi olanlar bilir. Saatçılar değil.” 

--Benim derdim amcamdır. Bazen her şeyi iyi aslında diyor ama gece çökünce gerçek yüzleri ortaya çıkar. 

--Bak işte, derdin varsa sen insansın. Derdi olmayan insan mı olur? Senin dermanın o dertte gizli yegenim. 

--Bazen dayanılmaz oluyor. Bir yandan hastalar, bir yandan akrabalarım, kaldıramıyorum, bunalıyorum. 

--Bak doktor oğlum! Onlar senin hısımların, en yakınların, can parelerin. Bir yanlışları varsa, düzeltmek için onlardan başlarsın. Birden düzeltirsen kırılırlar, hiç dokunmazsan eğri kalırlar. Sabırla, inançla sen gayret et. Gece, gündüz gayret etki erenlerin himmeti üzerinde olsun. Ne demiş atalarımız “Gayret bizden, tevfik Allah’tan.” 

--Gayret edeceğiz ki kötülük yayılmasın, gayret edeceğiz ki fitne- fesad yayılmasın, iftira, dedikodu yayılmasın, zulüm yayılmasın, gayret edeceğiz ki haksızlık yayılmasın. İyilerde cesaretlensin. 

Henüz testimiz kırılmadan, bazı hatalarımızdan dönebilmek için gayret edeceğiz. Testimizin içindeki suyu dudağı kurumuşlara ulaştırmaya gayret edeceğiz. Kurumuş ve katılaşmış vicdanlara. O vicdanları yeşertmek için suyu dökmemeye gayret edeceğiz. 

bir kere uyuyabileceği değil yatabileceği olacak...