ilk devlet nasıl oluşmuştur ? 

 

 

 Arkadaşlar özet yazarsanız sevinirim .. Teşekkürler



Cevap :

Toplum halinde yaşama insanın güvenlik ihtiyacından kaynaklanmaktadır. Toplumsal işbölümünün gelişmesi de toplum halinde yaşamayı zorunlu kılan nedenlerdendir. 

Tarih boyunca gelişme gösteren insan ihtiyaçları ve doğa koşulları insanları örgütlenmeye itmiştir. İnsanların belirli bir düzene göre kendilerini yönetecek, daha önemlisi koruyabilecek önderler veya ailelerin otoritesini benimsemeleriyle devletin ortaya çıktığı anlaşılmaktadır. 

Devletin tarihi gelişim içinde kurulmuş olduğunu söyleyen görüş yanında, devleti insan iradesinin ürünü sayan kuramlar da mevcuttur. Bu konudaki görüşler egemenliğin kaynağı hakkındaki fikirlerle paralellik taşımaktadır.

Devletin çeşitli şekillerde tanımlandığını görüyoruz. Bir kısmına göre devlet hükümdardır, Faşist anlayışa göre devlet herşeydir, Marksist görüş ise devleti egemen sınıfların sömürülen sınıflar üzerinde egemenliğini sürdürmeye yarayan bir baskı aracı olarak tanımlar. Sözlük anlamıyla ise devlet, bir hükümet idaresinde teşkilatlandırılmış olan siyasi topluluktur. Bu tanımı biraz daha açarak Devlet şu şekilde tanımlanabilir: "Devlet, yerleşik bir topluluğun hukuksal ve siyasal açıdan örgütlenmesi sonuçu oluşan, tüzel kişiliğe ve egemenliğe sahip bir varlıktır". Devletin varlığı için üç koşulun, unsurun bulunması gereklidir. Bunlar, ülke, nüfus ve egemenliktir. Devletin ülke unsuru, üzerinde kurulduğu coğrafi sınırlardır. Ülke karada değil denizde, havada ve hatta uzaydaki uzantıları da kapsar. 

Bir devletin varlığından sözedebilmek için, o devleti oluşturan insan topluluğu olmalıdır. İnsan topluluğu devletin nüfusunu oluşturur. Nihayet, devlet iç ve dış egemenliğe sahip olmalıdır.

İnsanlar mecburiyetten dolayı gruplar halinde yaşamaya başladılar.Aralarında iş bölümü yapıyor; topladıkları meyveleri ve avladıkları hayvanları günü gününe tüketiyorlardı. Zamanla bazı akıllılar paylarının bir bölümünü saklamaya başladılar. Yiyecek bulunamadığı zaman, sakladıklarını piyasaya çıkarıp dağıtıyorlardı. Bunun karşılığında artık yiyecek aramaya çıkmayıp başkalarını çalıştırma yoluna gittiler. 

Toplanan veya avlanan yiyecekleri kendileri paylaştırıp, bir bölümünü kenara atmaya devam ettiler. Böylece bir sürü kabile reisi oluştu. Avlanma sahaları yüzünden kavga etmeye başladılar, bazıları da daha da güçlenmek için, birleşip kavimleri meydana getirdiler.Kavimler de biraz daha büyüyüp ülkeleri oluşturdular. Artık tek bir kişi yoktu ayrıcalıklı olan. Kabile reisleri ve onların yakınları aristokrasiyi meydana getirdiler. Kavimler de biraz daha büyüyüp ülkeleri oluşturdular. 

Büyümeyle birlikte yeni sorunlar ortaya çıktı. Aristokratların korunması gerekiyordu.Bu nedenle asker ve polis teşkilatları kuruldu. Şimdi kolayca halkın malını talan ediyor, isyanları bastırabiliyorlardı. 

Yine de sorunlar bitmemişti.Ezilen halk çok sık isyan ediyordu. Onları susturmak için bir şey gerekiyordu, din.Böylece çok tanrılı dinler oluştu. Zamanla hak dinlerin oluşması da onları etkilemedi. Onları da kirli emellerine alet ettiler.Ülkelerin çoğu birleşerek imparatorlukları oluşturdu. Mevcut düzende zayıflara yer yoktu. 

Bu arada halktan da zenginleşmeye çabalayanlar çıkıyordu.Ancak aristokrasi olduğu sürece asla çok zengin olamayacaklardı. Bu nedenle burjuvalar yoksullarla işbirliği yaptılar ve aristokrasiyi alaşağı ettiler.Zayıf ülkeleri daha rahat sömürebilmek için de milliyetçiliği icat ettiler ve imparatorlukları parçaladılar. 

İktidarı ele geçiren burjuvalar, onu halkla paylaşmadı. Halk da sömürülmeye devam etti.Neyseki milliyetçilikle afyonlanan beyinler fazla ses çıkarmıyordu. Ulus devletler de en güçlü haline ulaşmış oldu. Bir yandan din ve milliyetçilik kullanılıyor, öte yandan da asker ve polis toplumun ses çıkarmasını önlüyordu.