Atilla ilhanın Ben sana mecburum şiirinin yorumu yani şiirde yazılanların açıklamasını bulur musunuz arkadaşlar lütfen çok acil lazım :( bu konu hakkında slayt yapıyorum bilgiler doğru olursa iyi olur arkadaşlar lütfen yardım edin çok aciil !!



Cevap :

http://yakuperen.blogcu.com/attila-ilhan-in-ben-sana-mecburum-siirini-tahlili/3886495 burda var

(Attila İlhan, Bütün Şiirleri: 4, Ben Sana Mecburum, Bilgi yayınevi, 7.basım, Ankara 1992, s.100)
I. İÇERİK
1. Konu: Aşk.
2. İzlek: Büyük bir tutkuyla bağlı olunan, âşıkta derin izler bırakan sevgili, hiçbir zaman unutulamaz; onun varlığı, düşünce ve hayali, âşığı sürekli meşgul eder.
3. Düşünce: Şiir, düşünsel boyutu itibariyle mistik bir şiirdir. Tabii mistisizmi sadece tasavvufî / İslamî bağlamda almamak gerekir. Genel anlamda mistisizm, çok önem verilen, sevilen ve benimsenen bir değerde kişinin kendi varlığını eritmesi, onunla hemhal olması, özdeşlemesi hâlidir. Bu bakımdan bu şiirde şair, adeta sevgilisinde kendi varlığını yok etmiştir. Beşerî anlamda bir aşk ve sevgili mistiği olmuştur.
4. Olay: Şiirin yüzey yapısında yer alan olay kısaca şudur: Şair, bir kadına şiddetli bir tutkuyla bağlanmış, ama bir süre araya bir ayrılık girmiştir. Bir dargınlık, soğukluk ya da mecburiyetlerden kaynaklanan bir ayrılık süresi yaşanır. Bu süre içinde şair, sevgilisinden kopamamış, onu unutamamış, tam tersine ona olan bağlılığı daha da artmıştır. Sürekli onu düşünmektedir. Mevsim sonbahar, vakit akşamdır ve şair, İstanbul cadde ve sokaklarında hayali, gönlü, kafası sevgilisi ile dolu bir hâlde dolaşmaktadır. Akşam karanlığında şimşekler çakmakta, sokak lambaları yanmaktadır. Yağmurlu bir hava vardır ve şair, bu ortamda romantik bir duygusallık içinde sevgilinin hayaliyle doludur. Sevmenin, âşık olmanın sonra evlenmenin değişik boyutlarını kendi kendine irdelemektedir. Fatih sokaklarında dolaşırken bir evden gelen gramofondaki şarkı sesi, onun duygusal atmosferine denk gelmiş ve şair durup onu dinlemek istemiştir. Bu arada sevgilisine ilişkin düşünce ve planlamalarından da söz eder. Ne yapsa, ne etse, nereye gitse onsuz olamayacağını, yapamayacağını sabit bir fikir hâlinde tekrarlar. Bu arada hayaline kopuk kopuk, dağınık çağrışımlar gelmektedir. Bir ara sevgilisinin çocukluğunu, şimdi neler yapmakta olduğunu hayal eder. Sonra ilerde evlenip birlikte olduklarında kendilerini nasıl bir hayatın beklediğini düşünür.
5. Varlık: Şiirde tabiata ve dış dünyaya ait bazı nesnelere yer veriliyor. Bu somut varlıklar da büyük oranda şairin o anki ruh hâline, duygularına bağımlı olarak değerlendiriliyor. Nesneler bir bakıma belirlenen konumunda. O açıdan şairin varlıklara yaklaşım biçimi sezgici / idealisttir. Sonbahara hazırlanan ağaç, karanlıkta parçalanan bulut, birden yanan sokak lambaları gibi nesneler, hep şairin ayrılık hüznünü ve acısını yansıtır biçimde alınmış.
6. Duygu: Şiir, ağırlıklı olarak duygusal bir metin. Bir duygu şiiri bu. İyimser / yumuşak duygular daha baskın. Mesela sevgilinin hayaline ve daha sonra birliktelik umuduna bağlı bir yaşama sevinci kuvvetle hissettiriliyor. Sevgiliye kavuşma ümidi, ondan ayrılığın verdiği hasret duygusu şiirin bütününe sinmiş hâlde. Tabii en baskın duygu, romantik aşktır. Sevgiliye aşırı derecede duygusal bağlanımı, sevgiliden ayrılığa dayanamayışın sonucu olan karasevdayı ve hüznü görüyoruz. Yalnız şair, romantik duygululuğu melankolik, marazî bir dereceye getirmiyor. Realist sınırlar içinde tutabiliyor.
Kötümser / karamsar duygulardan da yalnızlık duygusunu görüyoruz. Şair, felsefî anlamda değil ama sosyal anlamda sevgiliden yoksunluk anlamında bir yalnızlık duygusuna yer veriyor.