Cevap :
Bir yazarın gündelik yaşam, insan, sanat ve edebiyatla ilgili bir konu hakkındaki düşüncelerini, sanki karşısında okuyucular varmış da onlarla sohbet ediyormuşçasına sıcakve içten bir anlatımla dile getirdiği yazılara “sohbet” denir.
Sohbet sözcüğü, dilimize Arapçadan geçmiştir. Sohbet türündeki yazılara “söyleşi” de denmektedir.
Gündelik yaşamda insanı ilgilendiren hemen her şey sohbetin konusu olabilir. Sohbet yazarı bir anısını, bir sanatçı arkadaşını, onun eserleri hakkındaki değerlendirmelerini, okuduğu bir dergi ve kitap hakkındaki düşüncelerini, izlediği bir sinema veya tiyatro hakkındaki yorumlarını, gündelik yaşamında gözüne takılan şeyleri okuyucularıyla paylaşır.
Sohbet türündeki yazıların deneme, makale, fıkra gibi diğer türlerden ayrılan yönü konunun işlenişinde, anlatımındadır. Okuyucu, sohbet türündeki bir yazıyı okurken bir anda yazar tarafından kuşatıldığımızı, yazarın çekim gücünün etkisine girdiğimizi hissederiz. Sanki yazar ete kemiğe bürünür, karşımıza geçer, bizimle konuşur, bize sorular sorar. Azıcık dikkatimiz dağılsa, ses tonunu yükseltir, kaşlarını çatar, suratını ekşitir. Okuyucunun ağzından sorular sorar, bu soruları yine kendisi cevaplar. Okuyucuya “….. sizce de öyle değil mi?”, “…. siz de böyle düşünmez misiniz?” gibi sorular sorarak okuyuculardan onay bekler.
Nurullah Ataç, “Söyleşiler”
Şevket Rado, “Eşref Saat”
Ahmet Rasim, “Ramazan Sohbetleri”
Suut Kemal Yetkin, “Edebiyat Söyleşileri”
Melih Cevdet Anday, “Dilimiz Üstüne Konuşmalar”
Söyleşi Özellikleri Nelerdir? -Yazar, anlattıklarını kimseye ispatlamak zorunda değildir. -Söyleşi metin türünde nesnel ifadelerden çok öznel ifadeler yer almaktadır. -Yazarın kendi duygu ve düşüncelerini içerir. -Genellikle, tüm insanların ilgi duyduğu, merak ettiği konularda yazılır. -Söyleşilerde samimi, içten bir dil kullanılır. SÖYLEŞİ ÖRNEKLERİ Örnek 1: Şiir Konulu Söyleşi Yazısı SERBEST ŞİİR Mİ OLURMUŞ! Serbest şiir, serbest şiir deyip duruyorsunuz. Allah aşkına söyler misiniz, nedir bu serbest şiir? Şahsen ben çocukluğumdan beri şiirin tanımını şöyle bilirim: Şiir, herhangi bir duygu veya düşüncenin, belirli kalıplar dahilinde, coşkulu bir dille anlatıldığı yazı türüdür. E, o zaman nerede kaldı o belli kalıplar? Bakın üstatlar, şiiri şiir yapan, bahsettiğimiz bu belirli kalıplardır. Yani kafiyedir, rediftir, hece ölçüsüdür, aruzdur... Siz tüm bu unsurları kullanmadan şiir oluşturduğunuzu mu düşünüyorsunuz. Hayır, hayır. Sizin yazdıklarınız şiir değil, düzyazı örnekleridir. Şiir dediğiniz, okuyunca veya dinleyince insanı mest etmeli, kafada bir musiki ezgisi bırakmalı, sözcükler şöyle akıp gitmeli. Şimdiki şiirlere bakıyorum da şiir demeye bin şahit lazım. Bir mısrası kısa, birisi uzun, ölçüden eser yok. Kafiye, redif desen hak getire. Tekrar söylüyorum, böyle şiir olmaz. Şiir yazacaksanız şayet, kafiyeli, redifli, ölçülü bir şekilde yazın. -SON-