Cevap :
Etol. Bir hayvanın hareket etkinliklerini ve bu etkinliklerin davranışla ilgili diziler halinde birbirine eklenmesini gösteren betimlemeli katalog. (Kendiliğinden oluşan etkinliklerin yanı sıra etogram, çeşitli uyartılara gösterilen tepkileri ya da hayanların deneyimleriyle ilgili durumları da kapsamalıdır Bir etogramdan, daha çok özellikleri açısından belli bir karışıklık gösteren türlerin klasik yapısını betimlemede yararlanılabilir.)
Etolle meydanı, günümüzde Charles -de-Gaulle meydanı, Paris'in batısında kavşak. On iki geniş caddenin kesişmesinden oluşur; ortasında 1806-1836 arasında yapılan ünlü Zafer takı yer alır.
ETOJEN a. (fr. ethogdne). Anorg. kim. Formülü BN olan bor nitrürün adı. (Bor ve azotun doğrudan birleşmesiyle elde edilen etojen, suda çözünmeyen beyaz, hafif bir tozdur. Erimiş potasyum hidroksitle ısıtıldığında amonyak açığa çıkartarak me-taborat verir.)
ETOKSALİK a. (fr. ethoxalique). Org. kim. Etoksalik asit, formülü C2H5OCO -COOH olan asit; oksalik asidin monoe-til esteridir.
ETOKSALİL-(fr ehoxalyl-). Org. kim. Bir molekülde etoksalil kökünün varlığını gösteren önek.
ETOKSALİL a. (fr. ethoxalyle). Org. kim. Formülü C2H5OCO -CO-olan birde-ğerli kök (Etoksalil klorür , organik bireşimde kullanılan tepkin bir maddedir)
ETOKSİ (fr ethoxy). Org. kim. Bir molekülde etoksi kökünün varlığını gösteren önek.
ETOKSİ a. (fr. éthoxy). Org. kim. Formülü C2H50-olan birdeğerli kök.
ETOL a. (fr. etole) Omza alınan uzun ve geniş kürk eşarp.
ETOLİT a. (fr. étholide). Bazı kozalaklı ağaçların (ardıç) mum salgısında bulunan ve asit-alkol birleşmesinden doğan madde.
ETOLOJİ a. (fr. éthologie). Hayvan türlerinin davranışlarını dinamik-biyolojik açıdan inceleyen bilim.
-ANSİKL. Etoloji terimini XIX. yy.'da i. Geoffroy Saint-Hilaire günümüzdeki "ekoloji" terimine yakın bir anlamda ortaya attı.
Hayvan davranışlarının mekanizmalarını açıklamaya yönelik ilk biyoloji kuramları ancak XVIII. yy.'da geliştirildi. Lamarck, bu dönemde, gittikçe karmaşıklaşan uç tepki düzeyi ayırt etti (organizmanın uyarılabilirlik düzeyi, duyarlık düzeyi, tasarlanmış hareketler düzeyi). XIX. yy.'ın sonunda birçok yazar (J.H. Fabre, O. Heınroth , G. Peckam ) hayvanların yaşadıkları çevrede gözlemledikleri hayvan davranışlarını ayrıntılı bir biçimde tanımladılar. Avrupa mekanist okulunun (J. Loebb, H.S. Jenning , İ P Pavlov) yerini çok geçmeden davranışçı amerikan okulu aldı (J. B. Watson, E. L. Thorndike). 1930'lara doğru ortaya çıkan nesnelci okul (K. Lorenz, N. Tinbergen.G. A. Baerends) aşama sırası güden içgüdü kuramını ve doğuştan harekete geçme mekanizması kavramını ortaya attı; bu okul davranışların doğuştan mı geldiği, sonradan mı edinildiği konusuna doyurucu bir yanıt veremedi. Doğuştan gelen ve edinilen davranışlar kuramına tepki olarak, özellikle 60'lı yıllardan sonra epigenetikçi okul gelişti (T. C. Schne-irla ,D. S. Lehrman, vb ). Epigenetikçi okul, davranışın kalıtsal bileşeninin, harekete geçirici sinir yapılarındaki olgunlaşmanın ve bireyoluş süreci içinde bireyin kendine özgü deneyimlerinin davranışın hazırlanmasında rol oynadığını savundu.
Etoloji, canlı organizmaların işleyiş biçimlerini bütün olarak ele alıp içinde yaşadıkları çevreyle bağlantılı olarak açıklamayı amaçlar. Burada sözkonusu olan, bireyin ve türün yaşamları süresince geçirdikleri evrimi hesaba katarak davranışları dinamik bir yaklaşımla ele almaktır Doğuştan ya da edinilmiş davranışlar üstüne yapılan tartışmalar, davranışların bireyoluş süreçleri konusunda birçok çalışmanın gerçekleşmesine yol açtı. Aynı düşünce düzeni içinde, soyoluşla ilgili incelemeler evrim sorununa yeni bir açıdan yaklaşılmasını sağladı. Nihayet davranışların kalıtsal incelemesi, genotipin aktardığı, bireyin deneyimiyle olgunlaşma koşullarına bağlı olarak gerçekleşen davranışların bazı bileşenlerini kesinleştirebildi.
Uzun süre yalnızca hayvan türleriyle sınırlı kalan etoloji çalışmaları, daha sonra doğrudan insan davranışlarını çözümlemeye yöneldi. 1970'e doğru ortaya çıkan bu eğilim, hayvanların davranış modellerini insana uyarlamaya çalışan eski yaklaşımlara ters düşüyordu. Günümüzde insan eto-lojisinde, araştırma eksenlerinden ikisine çok daha fazla önem verilmektedir: birincisi çocuk davranışı (davranışın doğuşu, yapılaşması, evrimi) [H. Montagner]; ikincisi iletişim süreçlerinin, özellikle de sözlü olmayan iletişimlerin incelenmesidir. (J. Cosnier ). insan davranışlarının kalıtsal kökeni, ya çeşitli hayvan türlerindeki (maymunlar) benzer davranışların karşılaştırılmasıyla ya da kültürel ilişkilerin
ötesinde bir yaklaşımla (uzun ya da yakın geçmişte yaşayan eski kavimlerde bir davranışın gerçekleştirilmesi sırasında ortaya çıkan çeşitlilikler) ele alınmaktadır (I. Eibl -Eisbesfeldt").
Etoloji çalışmaları bireyin elden geldiğince kendi doğal çevresinde gözlenmesini gerektirir Bununla birlikte, laboratu-varlarda hayvan yetiştirme koşullarının standartlaştırılması çeşitli etkenlerin denetlenmesini ve deney durumlarının çoğaltılmasını sağlamıştır. Derlenen davranış verileri bir etogramda özetlenmektedir. Etkinliğin nesnel olarak ölçülmesinde ve verilerin işlenmesinde kullanılan yöntemler, gözlemleri nicelendirme ve bir etkinlikte, özgül bir nitelikten ya da bireysel değişikliklerden kaynaklanan öğeleri ayırt etme olanağı verir, özgül modeller hazırlamak yerine, bireysel .değişiklik olanaklarını inceleme eğilimi giderek ağı