Cevap :
Üniversiteye başladığım yıllarda muhterem edebiyat hocamızın ısrarlı tavsiyeleriyle okuduğum Uzun Hikaye kitabı, okudukça bitmesini istemediğim bir hikayeyi anlatıyordu. Nihayet bir gün sinemaya aktarılacak ve izleyiciyle buluşacak deseler inanmazdım. Duyduğumda gerçekten çok sevindim. Uzun Hikaye filmi. gerçekten çok etkileyici bir proje. Mustafa Kutlu büyük bir hikaye ustası, her kitabı gerçekten okunası bir üstad. Şimdi bu güzel filmi heyecanla bekliyoruz.
Fikir ve Sanatta Hareket dergisinde yayımladığı desen ve hikayelerle sanat hayatına atılan Mustafa Kutlu, son dönem Türk edebiyatının en önemli hikayecilerinden biridir. Mustafa Kutlu, hikayelerindeki tematik açılımlar, yeni biçim ve üslûp denemeleri ile şimdiden Türk edebiyatı tarihlerinde hakettiği yeri almıştır.
Daha önce Klasik Şark üslûbundan hareketle hikayeler yazan Kutlu, 2000 yılında yayımladığı Uzun Hikaye adlı eseri ile birlikte bir uzun hikâye dönemine girer ve art arda uzun hikayeler yayımlar. Biz bu çalışmamızda, yazarın bu uzun hikâye döneminin ilk eseri olan “Uzun Hikâye”yi tahlil etmeye çalışacağız. Uzun Hikaye, Bulgaristan Göçmeni Ali ile oğlunun başından geçen olayların göç olgusu zemininde ve nostaljik bir atmosferde anlatıldığı uzun bir hikayedir. Uzun Hikaye’nin en dikkat çeken tarafı, otobiyografik özellikler göstermesidir. Oldukça akıcı bir dil ile kaleme alınan Uzun Hikaye’de anlatılanlar, yazarının hayatındaki bazı olay ve kahramanlarla paralellik arz eder.
Kutlu´nun tür olarak ilk uzun hikâyesi. Eser aslında annesini kaybeden bir çocuğun babası ile yaşadığı uzun, çalkantılı, dokunaklı bir macerayı dile getiriyor. Adalet duygusuna sürekli vurgu yapılan hikayede anlatımda esaslı bir üslup kullanılmıştır. Baba daha düzenli bir hayat kurmasını özlediği oğlunu büyük şehre gönderir, lakin kader genç adamı tıpkı babasının yürüdüğü yolun başına getirip bırakır.
Fikir ve Sanatta Hareket dergisinde yayımladığı desen ve hikayelerle sanat hayatına atılan Mustafa Kutlu, son dönem Türk edebiyatının en önemli hikayecilerinden biridir. Mustafa Kutlu, hikayelerindeki tematik açılımlar, yeni biçim ve üslûp denemeleri ile şimdiden Türk edebiyatı tarihlerinde hakettiği yeri almıştır.
Daha önce Klasik Şark üslûbundan hareketle hikayeler yazan Kutlu, 2000 yılında yayımladığı Uzun Hikaye adlı eseri ile birlikte bir uzun hikâye dönemine girer ve art arda uzun hikayeler yayımlar. Biz bu çalışmamızda, yazarın bu uzun hikâye döneminin ilk eseri olan “Uzun Hikâye”yi tahlil etmeye çalışacağız. Uzun Hikaye, Bulgaristan Göçmeni Ali ile oğlunun başından geçen olayların göç olgusu zemininde ve nostaljik bir atmosferde anlatıldığı uzun bir hikayedir. Uzun Hikaye’nin en dikkat çeken tarafı, otobiyografik özellikler göstermesidir. Oldukça akıcı bir dil ile kaleme alınan Uzun Hikaye’de anlatılanlar, yazarının hayatındaki bazı olay ve kahramanlarla paralellik arz eder.
Kutlu´nun tür olarak ilk uzun hikâyesi. Eser aslında annesini kaybeden bir çocuğun babası ile yaşadığı uzun, çalkantılı, dokunaklı bir macerayı dile getiriyor. Adalet duygusuna sürekli vurgu yapılan hikayede anlatımda esaslı bir üslup kullanılmıştır. Baba daha düzenli bir hayat kurmasını özlediği oğlunu büyük şehre gönderir, lakin kader genç adamı tıpkı babasının yürüdüğü yolun başına getirip bırakır.