Cevap :
1. Öykü, özellikle seçilmiş bir hedefe fırlatılan ok gibidir. Gerilimi, hızı bellidir. Bu yüzden, ilk cümleyle yola iyi çıkılmaz-sa öykü hedefini şaşırır. Onu, sonradan hedefe doğrultmak da olanaksızlasın Oysa roman bir dantel gibidir; ayrıntı ayrıntı örülerek yazılır ve yazılması daha kolaydır.
Bu parçanın yazarı, düşüncesini geliştirmek için aşa-ğıdakilerin hangilerine başvurmuştur?
A) Benzetme - tanımlama
B) Örneklendirme - karşılaştırma
C) Tanımlama - tanık gösterme
D) Örneklendirme - betimleme
E) Karşılaştırma - benzetme
2. Magazin dergileri, gündelik hayattan kaçışı sağlar gibi görünse de sonuçta, insanı yeniden dosdoğru gündelik hayatın içine atar. Bu özelliğiyle lastikle kaplanmış bir duvar gibidir. Kendisine atılanı, yumuşak inişle, geldiği yere gönderir; ama bir değişiklik olmuş yanılgısı da yaratır. Gerçek yaşamda herhangi bir serüven yaşamayan insanlara hayali serüvenler yaşatır.
Bu sözleri söyleyen yazarın amacı, aşağıdakilerden hangisi olabilir?
A) Karşılaştırma yapmak
B) Kanıları değiştirmek
C) Olay içinde yaşatmak
D) izlenim kazandırmak
E) Düş gücünü arttırmak
3. Köşe yazarlığı hem çok kolaydır hem de çok zordur. Öyle bir an gelir ki sana ayrılan köşe ya çok büyür, ya da çok küçülür. Yazacağın konuda donanımlı ve birikimli değilsen, köşedeki boşluk büyüdükçe büyür, kocaman bir beyazlığa dönüşür. Eğer o konuda kafan ve yüreğin dopdoluysa, bu boşluk küçüldükçe küçülür; yetmez olur.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?
A) Açıklama B) Karşılaştırma C) Öyküleme D) Betimleme E) Tartışma
4. Adam, bahçenin kenarındaki tulumbaya yaklaştı, işliğinin yakasını açtı. Kollarını sıvadı. Kasketini duvardaki çiviye astı. Onu gören karısı, kucağındaki yün yumağını atıp elinde havluyla kocasının yanına geldi ve "Çekeyim tulumbayı." dedi.
Bu parçanın anlatım biçimi aşağıdakilerden hangisidir?
A) Betimleme B) Öyküleme C) Tartışma D) Açıklama E) Kanıtlama
5. "Dil doğal gelişimine bırakılmalıdır." görüşü, oldukça tehlikelidir. Tehlikesi, bu görüşün ilk anda çok doğru görünmesidir. Oysa, yanıltıcıdır bu. Dil bilincinin oluşmadığı dönemlerde, gerçekten de "kendiliğinden" diye nitelenebilecek bir gelişim olmuştur. Ancak, dil sorunu bir kez ortaya atıldıktan sonra "işi oluruna bırakma" söz konusu değildir. Türkiye'de her aydın, kalemi eline aldığı anda dil kavgasında yerini alır. "Millet" yerine "ulus" ya da "ulus" yerine "millet" diyen birinin, dil konusunda yansız olduğu düşünülebilir mi?
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?
A) Açıklama B) Betimleme C) Öyküleme D) Tartışma E) Örnekleme
6. Kocaman bir kuş, kanatlarıyla gökyüzünü arşınlıyordu. Tüylerinin renklerinde yansıyan akşam güneşinin ayrışımlarıyla renkleniyordu gökyüzü. Sürekli değişen motiflerden dokunmuş bir koca kilimdi kanatları. Her dönüşünde biraz daha alçalıyordu. Ve birden gerdiği kanatlarıyla gökyüzünü iz iz yarıp uzaklaştı.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangilerine başvurulmuştur?
A) Öyküleme - örneklendirme
B) Açıklama - betimleme
C) Betimleme - öyküleme
D) Öyküleme - karşılaştırma
E) Benzetme - tartışma
1. Dergilerin hemen hepsi şiirle dolu, çoğu da doğrusu çekiyor insanı. Tatlı tatlı söylüyor yeni şairlerimiz, rahatça diyorlar diyeceklerini, süssüz, sâde... Nesre geldi mi Öyle değil. Bilginler, okkalı okkalı kelimelerle uzun uzun, yamru yumru cümleler kuruyorlar. Kesin, İri lakırdılara döküyorlar işi.
Yukarıdaki parçada aşağıdaki anlatım tekniklerinden hangileri kullanılmıştır?
A) Karşılaştırma-tartışma
B) Tartışma-öyküleme
C) Açıklama-örnekleme
D) Tanımlama-örnekleme
E) Örneklendirme-öyküleme
2. Yeni sözcükler uydururken veya eski Türkçe sözcükleri diriltmeye çalışırken dikkatli olmak gerekir. Araştırıcı, anlayışlı bir şekilde eğilmek zorundadır konuya. Yoksa, yerinde uydurmaya ve yerinde zorlamaya muhtaç olmayan ve yabancı otlar gibi kendi kendine boy atan ot tarlasına döner dil.
Bu parçanın anlatımında aşağıda kilerin hangisi ağır basmaktadır?
A) Örneklendirme B) Açıklama
C) Tartışma D) Tanımlama
E) Betimleme
3. Her akşam bu vakitler karşı dağlar kızıl gelinliğini giyer. Dağın eteklerindeki gölde bir çırpınış, bir hazırlık... Yeni bir dünyaya yolculuk var. Ama kuşların boynu bükülür nedense. Bir hüzündür alır onları.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisinden yararlanılmıştır?
A) Betimleme B) Açıklama
C) Tanımlama D) Karşılaştırma
E) Tanık gösterme
4. Kafiye; şiiri hapseder, çerçevelermiş. İnsan dilediği gibi söyleyemezmiş kafiye yüzünden; peki, kafiyeli (uyaklı) şiir yazanlar dilemedikleri, istemedikleri gibi mi aktarıyor duygularını? İçten, doğal olmamışlar mı, olamamışlar mı? öyleyse çok şairimiz, ki bu görüşü savunanlara göre sair değiller, yapmacık, uyduruk duygularla bizi kandırmışlar. Bunu kabul etsek bile kim bir Sessiz Gemi'yi okurken sonsuz yolculuğa çıkmaz ya da kimin Gün Eksilmesin Penceremden’i dinlerken yaşam sevgisi ve ölüm korkusu bir kat daha artmaz? Bunlar elbet doğaldır, içtendir ve kafiyelidir.
Bu paragrafta aşağıdaki anlatım tekniklerinin hangilerine başvurulmuştur?
A) Tanık Gösterme - örneklendirme
B) Açıklama-Tanık Gösterme
C) Tartışma - örneklendirme
D) Tartışma-Tanık Gösterme
E) Açıklama- Tartışma
5. Yüzlerce şiir tanımı vardır. Belki binlerce daha yapılacak. Bu, şiirin güzelliğini, estetiğini, enginliğini gösterir; şiir, öyle bir çırpıda kalıba dökülecek bir kavram değildir. Nitekim Ahmet Haşim: "Şiiri tarif etmek, bülbülü üç dirhem eti için öldürmektir." der. Ne kadar şiir, şair; o kadar tanım...
Bu paragrafın anlatımında hangi anlatım tekniği ağır basmaktadır?
A) Açıklama B) Tanık gösterme
C) Örneklendirme D) Karşılaştırma
E) Tartışma