Cevap :
İSLAMİYETTEN ÖNCEKİ TÜRK EDEBİYATI
a) Sözlü Edebiyat Dönemi
b) Yazılı Edebiyet Dönemi
İSLAMİYETİN ETKİSİNDEKİ TÜRK EDEBİYATI
a) Divan Edebiyatı
b) Halk Edebiyatı
BATI EDEBİYATI ETKİSİNDEKİ TÜRK EDEBİYATI
a) Tanzimat Edebiyatı
b) Servet-i Fünun Edebiyatı
c) Fecr-i Âti Edebiyatı
d) Milli Edebiyat
e) Cumhuriyet Dönemi Edebiyatı
f) 1940 Sonrası Türk Edebiyatı
İSLAMİYETTEN ÖNCEKİ TÜRK EDEBİYATI
a) Sözlü Edebiyat Dönemi
b) Yazılı Edebiyet Dönemi
A) SÖZLÜ EDEBİYAT DÖNEMİ:
M.S.VIII. yüzyıla gelinceye kadar Türklerin henüz yazıyı kullanmadıkları dönemdeki edebiyattır. Bu dönem edebiyatı, sözlü olarak üretilmiş ve kulaktan kulağa yayılarak varlığını sürdürmüştür. Bu dönemde edebiyatımızı Şamanizm, Maniheizm, Budizm gibi dinler etkilemiştir.
Genel özellikleri:
Bu dönem edebiyatı müzik eşliğinde (“kopuz” adı verilen sazla) dile getirilmiştir. Ölçü, ulusal ölçümüz olan “hece” ölçüsüdür. Nazım birimi “dörtlük”tür. Dönemine göre arı bir dili vardır. Dizelere genel olarak yarım uyak hakimdir. Daha çok doğa, aşk ve ölüm konuları işlenmiştir. Bu döneme yönelik elimizdeki en önemli ve eski kaynak Kaşgarlı Mahmut’un “Divan-ı Lügat-it Türk” adlı eseridir.
Dönemin ürünleri:
KOŞUK: “Sığır” denilen sürek avları sırasında söylenen şiirlerdir. Konusu daha çok doğa, aşk, savaş ve yiğitliktir. Bu tür daha sonra Halk edebiyatında “Koşma” adıyla anılmıştır.
SAV: Dönemin özlü sözleridir. Bugünkü atasözlerinin ilk biçimi niteliğindedir.
SAGU: “Yuğ” adı verilen ölüm törenlerinde, ölen kişilerin erdemlerini ve duyulan acıları dile getiren şiirlerdir.
DESTAN: Toplumu derinden etkileyen olaylar sonunda halk arasında kendiliğinden oluşan uzun nazım türüdür.
DESTANLARIN ÖZELLİKLERİ
1. Toplumun ortak görüşlerini yansıtması
2. Olağanüstü özellikler taşıması
3. Kişilerinin seçkin olması (Kral, Han, Hakan...vb.)
4. Milli dilde söylenmiş olması
5. Milli nazım ölçüsüyle söylenmiş olması
6. Oldukça uzun olması
7. Konuları bakımından savaş, deprem, yangın, mizah, ünlü kişilerin yaşamları şeklinde sıralanabilmesi
YAZILI EDEBİYAT DÖNEMİ
Bu dönemi Göktürk ve Uygur dönemi eserleri olarak iki grupta inceleyebiliriz.
1) Göktürk (Orhun) Yazıtları (VIII. yy): Bunlarda Çinlilere karşı bağımsızlık savaşı yapan, Türk bütünlüğünü yeniden kurmak için içte ve dışta svaşan Göktürklerin hikayesi anlatılır. Bu abideler 38 harfli olan Göktürk alfabesiyle yazılmıştır. Bunlardan en önemli olanları üç tanedir.
a) Bilge (Vezir) Tonyukuk Yazıtı (720-725): Dört bakana vezirlik etmiş olan Tonyukuk tarafından yazılmıştır. Daha çok Çinlilerle yapılan savşlar anlatılmaktadır.
b) Kül Tigin Yazıtı (732): Göktürk hakanı olan Bilge Kağan kardeşi Kül Tigin’in ölümü üzerine bu abideyi dikmiştir.
c) Bilge Kağan Yazıtı (735): Göktürk hakanı olan Bilge Kağan’ın ölümünden sonra yazdırılmış birabidedir. Son iki yazar daha çok dönemin olaylarından , törelerinden ve Bilge Kağanın ulusuna dilediği iyi dileklerden söz eder.
* “Türk” adının geçtiği ilk yazılı belge ve Türk edebiyatının ilk yazılı örnekleri olan Göktürk abidelerindeki yazılar Prof. Thomsen ve Radloff tarafından okunmuştur.
2) Uygur Dönemi Eserleri: Göktürk devletinin yıkılmasından sonra kurulan Uygur hanlıklarından kalma eserlerdir. Daha çok Buddha ve Mani dininin esaslarını anlatan metinlerdir. Bunlar Turfan yöresinde yapılan kazılarda ortaya çıkarılmıştır. Uygurların kağıda kitap basma tekniğini bildikleri anlaşılmaktadır. Dönemden kalma birçok hikayenin yanında “kökünç” denilen bir tür ilkel tiyatroeserleri de vardır. Uygurlar bu eserleri 14 harfli Uygur alfabesiyle yazmışlardır.