çankırının tarihi eserlerini bana buluverirmisiniz resimli olsun lütfen acil



Cevap :

Çankırı ilinde turizm sektörü henüz gelişmemiştir. Turizm bakımından çok zengin târihî eserlere sâhip olmasına rağmen konaklama ve alt yapı tesisleri azdır.

Çankırı Kalesi: Şehrin kuzeyinde Karatekin Tepesi üzerindedir. Romalılar, Bizanslılar Danişmendliler, Selçuklular ve Osmanlılar döneminde kullanılan kalesağlamlığı ile ün yapmıştır. Günümüzde yıkık vaziyettedir. Kale içinde Romalılar döneminden kalma tüneller ve Danişmend kumandanlarından Emir Karatekin’in türbesi vardır.

Eskipazar Hisarı: Selçuklular devrinde yapılmıştır. Günümüzde harâbe hâlindedir.

Ulu Câmi: Kânûnî Sultan Süleymân tarafından mîmâr Sâdık Kalfa’ya yaptırılmıştır. 1522’de yapımınabaşlanan câmi, 1558’de bitirilmiştir. Zelzeleden zarar gören câmi, 1936’da tâmir edilmiş ve ilk yapı özelliğini kaybetmiştir.

İmâret Câmi: 1397’de Candaroğlu Kasım Bey tarafından yaptırılmıştır. 1916’da tâmir görmüştür.

Ali Bey Câmii: Ali Bey Mahallesindedir. 1609 târihli kitâbesi vardır. Mihrab ve minberi alçıdan olup, süslemesizdir.

Mirahor Câmii: 1797’de Tüfekçibaşı İsmâil Ağa tarafından yaptırılmıştır. Günümüzde harab bir hâldedir.

Taşmescid (Şifâhâne): Selçuklu Sultanı Alâeddîn Keykubâd tarafından 1335’te sağlık tesisi olarak yapılmıştır. Bir bölümü kalmıştır.

Çerkeş, Eskipazar ve Ilgaz ilçelerinde çeşitli kaya mezarlar vardır.

Mesire yerleri:

Ilgaz Dağları: Şiirlere ve türkülere konu olan Ilgaz Dağları, ormanlarla kaplı, yaylalarının havası ve suyu çok güzel olan bir dinlenme yeridir. Ilgaz Dağı millî park îlân edilmiştir. Çamlık, Fidanlık ve Korgun; ağaçlık, soğuk ve bol suları, temiz havası ile meşhur mesire yerleridir. Başdut köyünde kayalara oyulmuş mağaralar vardır.

Kaplıcaları:Çankırı, şifâlı sular bakımından oldukça zengin bir bölgedir. Fakat, bu suların bir çoğundan tesis yetersizliği sebebiyle faydalanılamamaktadır.

Acısu: Kurşunlu’nun 5 km kuzeybatısında Hacımuslu köyü yakınlarındadır. Mîde, barsak, karaciğer, safrakesesi ve pankreas hastalıklarına faydalıdır. Vücudun asit-baz dengesini düzenler.

Şerâfettin İçmesi: Eskipazar’ın Beytarla köyündedir. Karaciğer, safrakesesi, pankreas, mîde, barsak hastalıklarında faydalıdır.

Akkaya Hamamı: Eskipazar’ın İmamlar köyü yakınlarındadır. Kronik iltihaplarla, romatizma ve akciğer rahatsızlıklarına iyi gelir.

Şıhlar Nezle Suyu: İl merkezine 20 km uzaklıkta Bozaklı köyündedir.

Kazancı Mâden Suyu: Ilgaz ilçesinin Kazancı köyündedir. Mâden suyu, karaciğer, safrakesesi, mîde ve barsak rahatsızlıklarının tedâvisinde kullanılır.

Bozan Hamamı: Ilgaz ilçesinin, Aşağı Bozan ve Yukarı Bozan köyleri arasındadır. Sindirim sistemi rahatsızlıklarında faydalıdır.

Ilısılık Mâden Suyu: Ilgaz ilçesinin Ilısılık köyündedir. Mîde, karaciğer, barsak ve safrakesesi rahatsızlıklarında faydalıdır.

Çavundur Kaynakları: Kurşunlu ilçesinin Çavundur köyündedir. Banyoları deri hastalıklarına iyi gelir.

Bayramören İçmesi: Bayramören ilçesindedir. Mîde, karaciğer, safrakesesi ve barsak hastalıklarında faydalıdır.

Kükürt Köyü Kaynağı: Kurşunlu ilçesine bağlı Kükürt köyündedir. Sindirim sistemi rahatsızlıklarında faydalıdır.

Hışıldayı İçmesi: Kurşunlu ilçesine 30 km uzaklıkta Melan Deresi yakınındadır. Sindirim sistemi ve karaciğer hastalıklarının tedâvisinde faydalıdır.alıntıdır

       ??Ç ankırı’nın bilinen târihi Hititlere dayanır ve bir Hitit beyi tarafından kurulmuştur. Hitit İmparatorluğunun merkezi olan Hattuşaş’a yakın oluşu sebebiyle önemli bir şehirdi. M.Ö. 1200 senelerinde iç savaşlar sebebiyle Hitit İmparatorluğu parçalanıp zayıflayınca, Çankırı, Frikyalıların eline geçti. Daha sonra şehri Lidyalılar ele geçirdiler. M.Ö. 6. asırda Persler bu bölgeyi Lidyalılar’dan aldılar. İki asır sonra Makedonya Kralı İskender, Persleri yenerek bu bölgeyi de eline geçirdi. İskender’in ölümü üzerine Çankırı Galatların eline geçti ve “Gangaris” (keçisi bol ülke) ismi ile başkent oldu. Roma İmparatorluğu Anadolu’nun bir kısmı ile berâber Çankırı’ya hâkim oldu. Roma’nın ikiye bölünmesi üzerine bu kısım Doğu Roma (Bizans)elinde kaldı.

1071 Malazgirt Savaşından sonra Çankırı Türkler tarafından fethedildi. Selçukluların önemli beyliklerinden olan Danişmendoğulları bölgeye hâkim oldular. Danişmend Devletinin kurucusu olan Melik Ahmed Danişmend Gâzi, Alparslan’ın komutanıydı. Çankırı’nın fethini Emir Karatekin’e vermişti. Bu komutan 1082’de Çankırı’yı fethetti ve 1106 senesine kadar Çankırı vâliliğini yaptı. 1134’te Bizanslılar bir ara Çankırı’yı işgâl ettilerse de, kısa bir müddet sonra Selçuklu Sultanı Birinci Mes’ûd, Çankırı’yı 1137’de yeniden fethetti. Selçuklu devletinde mühim bir şehir olan Çankırı, Moğol ve İlhanlıların istilâsına uğradı. Daha sonra Candaroğulları bölgeye hâkim oldular.

Birinci Murad, Çankırı’yı Osmanlı Devletinin topraklarına katmıştır. 1402 Ankara Savaşında Candaroğulları şehri tekrar ele geçirdiyse de, 1439’da Çelebi Sultan Mehmed, Çankırı’yı yeniden Osmanlı Devletine kattı. Merkezi Kütahya olan Anadolu beylerbeyliğinin 14 sancağından biri de Çankırı idi. Tanzimattan sonra Kastamonu, vilâyetinin 4 sancağından biri olmuştur. İstiklâl Harbinde İnebolu-Kastamonu yolu ile gelen cephâneyi Ankara’ya ulaştırmada Çankırı erkek ve kadınlarının, cephânenin Ilgaz Dağını aşmada Kale ve Kıyısın köylerinin hizmetleri çok büyük olmuştur. Çankırı, Cumhuriyet devrinde il olmuş ve 1925’te Kengiri (Kangri)ismi “Çankırı” olarak değiştirilmiştir. 1050 ve 1944’te büyük deprem geçirmiştir.