Cevap :
Göl, karalar üzerindeki çanakları doldurmuş tatlı veya tuzlu su kütlelerine göl denir. Göller, kapalı havzaları dolduran geniş, durgun su kütlesi olarak da tanımlanmaktadır. Göller, yeryüzündeki tatlı suların %87′sini oluştururken göllerin karalar üzerinde kapladığı alan %2′dir.
Göller, yer altı ve yer üstü sularıyla beslenmektedir. Göl suları acı, tatlı, sodalı ve tuzlu olabilmektedirler. Bu farklılığın nedenleri; iklim koşulları, beslenme kaynakları, gölün bulunduğu arazinin yapısı, gölün büyüklüğü, derinliği ve gideğeninin (göl ayağı) olup olmamasıdır.
Beslenme kaynağı güçlü olan göller fazla sularını bir gideğen yardımıyla denizlere boşaltır. Sularını dışarıya bir gideğen yardımıyla boşaltan göllerin suyu tatlı, sularını dışarıya boşaltamayan göllerin suyu ise acı veya tuzludur. Göller ve nehirler tatlı su ekositemine girer.
Karalar üzerindeki çukurlarda birikmiş durgun sulara göl denir. Bulundukları bölgenin iklim jeolojik ve jeomorfolojik yapısına bağlı olarak farklılık gösteren dünyanın hemen her tarafına dağılmış irili ufaklı bir çok göl bulunur. Dünyanın en büyük gölü Asya kıtasında Hazar ve en derin gölü de yine bu kıtada Baykal gölüdür. Göller yağışlarla göle dökülen akarsularla ve kaynaklarla beslenirler. Eğer bir göle buharlaşma yoluyla kaybettiğinden daha fazla su gelirse göl suları yükselir. Gölün fazla suları göl çanağının en alçak yerinde bir dere halinde dışarı akmaya başlar. Buna gideğen yada göl ayağı adı verilir. Sularını okyanuslara ve denizlere ulaştıran göllerin suları tatlı,ulaştıramayanların ise tuzludur. Örneğin:Tuz ve Van gölü.
Kara içerisindeki çanakların suyla dolması sonucu göller oluşur. Göl sularının seviyesi yağışlı aylarda yükselir. Kurak aylarda alçalır. Göller; kaynak suları, akarsular ve yağışlarla beslenir. Göllerin suları acı, tatlı, sodalı ve tuzlu olabilmektedir. Bu farklılığa;
- iklim koşulları, - beslenme kaynakları, - gölün bulunduğu arazinin yapısı, - gölün büyüklüğü, - derinliği, - gideğeninin olup olmaması, yol açmaktadır.