Cevap :
Kasabanın girişinde Foster’lere ait, üzerinde sanki dersin “Bana girmeyin” diye levha bulunan, kare şeklinde bîr ev ve bir koru vardır. Bu koruya da şimdiye kadar hiç kimse gitmemiştir. Evin tek çocuğu VVinnie de oraya hiç gitmemiştir. Zaten, buraya birileri girmiş olsa idi, ortadaki dişbudak ağacının kökleri arasından çıkan küçük pınarı, çakıl taşlarıyla gizlenmiş olmasına rağmen bulacaklardı. İşte o zaman öyle büyük bir felâket olurdu ki; bu ihtiyar ve yorgun dünya, ateşten çekirdeğine kadar zangır zangır titrerdi.
Ağustosun ilk günlerinden birinde, bayan Mae Tuc erken uyandı ve yanında uyuyan kocasına bakarak “Çocuklar yarın eve gelecekler” dedi. Agnus aniden uyandı ve “Benİ niye uyandırdın, hepimizin cennete gittiği o rüyayı görüyordum” deyince, kadın “Sürekli o rüyayı görmenin ya yararı var ki? Nasılsa hiçbir şey değişmeyecek” diyerek cevap verdi. Sonra yerinden kalktı ve gelecek oğullarını karşılamak için, kasabaya gitmek üzere hazırlık yapmaya başladı. Bu arada, kendisi, kocası ve oğullan Mıles ve Jesse’nin seksen yedi senedir hayallerini aynı gösteren aynaya bakmayı da ihmal etmedi.