Cevap :
Döllenme olsun veya olmasın, içinde embriyoyu taşıyan tohum taslağına tohum (seed) denir. Döllenmiş çiçeklerde, triploid (3x) endosperm çekirdeği bölünerek (mitoz) önceleri serbest çekirdekler halinde, daha sonra hücresel olarak gelişir ve besi doku olarak embiryo kesesini doldurur. Zigot, endosperm gelişmesi sırasında dinlenir, sonra endospermden beslenerek hücresel olarak bölünmeye başlar ve "embriyo"yu oluşturur. Embriyo minyatür bir bitkidir. Sürgün ucu (plumule), kök ucu (radicle) ve bu iki ucu birbirine bağlayan geçiş bölgesinde çenek yaprak veya tohum yaprağı denen "cotyledon'lar bulunur. Geçiş bölgesinin sürgün ucu tarafındaki kısmına "epicotyl", kök ucu tarafındaki, kısmına da "hypocotyl" denilmektedir (Şekil 3.17).
Embriyo torbası içinde embriyo gelişirken tohum taslağı da gelişerek yumurtalık boşluğunu doldurur. Integümentler (yumurta zarları) gelişip tohum zarını (testa) oluştururlar. Böylece tohum gelişmesi tamamlanmış olur.
Meyve
Normal olarak meyve, döllenmiş çiçeğin yumurtalığından veya yumurtalıkla birlikte diğer çiçek organlarından oluşur. Döllenmeden sonra gelişmeye başlayan genç embriyo tarafından üretilen hormonlar (GA3, IAA), döllenmiş çiçeklerin ve genç meyvelerin dökülmesini önler ve yumurtalık ve yumurtalığa yakın olan dokuların meyve halinde gelişmesine neden olarak "meyve tutumu"nu gerçekleştirir.
Dişi organın sadece yumurtalığının gelişmesi ile oluşan meyveye "gerçek meyve" denir. Ancak bazı bahçe bitkilerinde meyve yapısı bu kadar basit değildir. Çiçek sapı, çiçek tablası ve çiçek örtüsü gibi çiçeğin diğer organları da yumurtalıkla birleşerek meyveyi oluştururlar. Bu meyvelere "yalancı meyve" denir. Elma, armut, ayva, çilek, dut, incir gibi meyveler yalancı meyvedirler
AYVA YETİŞTİRİCİLİĞİ
1. Tarihçesi : Ayvanın anavatanı kuzey-batı İran, kuzey Kafkasya, Hazar Denizi dolayları ve kuzey Anadolu olarak bilinmektedir. Günümüzde ise ayva Avustralya hariç diğer ülkelerin hepsinde yetiştirilmektedir. Dünyada çok eski yıllardan beri bilinmesine rağmen yetiştiriciliği sürekli artan bir meyve olmamıştır. Ayva ağacı, meyve olarak beğenilen, ağacı ve çiçeği süsleyici nitelikleriyle çok beğenilen meyve ağacıdır.
2. İklim İsteği : Ayvalar için en iyi iklim ılıman iklimdir. Fakat ayva ağacı yurdumuzda ılıman iklimden çok uzak bölgelerimizde de yetiştirilmektedir. Ayva ağacı Türkiye şartlarında kış soğuklarına armut kadar dayanıklıdır. Aşırı nemli ve rüzgarlı iklimlerde meyveler zarar görür. Ayvanın önce sürgün meydana getirip bunun ucundan çiçek açması ilkbahar geç donlarının tehlikeli olduğu yerlerde meyve oluşumu sırasında zarar görmeyeceğinden avantaj sağlar. Ama bu avantaj bazı yıllar aşırı ilkbahar geç donlarında fayda sağlamaz.
3. Toprak ve Su İsteği : Ayvalar çok ağır , kireçli ve fazla geçirgen olan toprakların dışındaki topraklarda düzenli sulama yapıldığında yetişebilir fakat kumlu tınlı, geçirgen sıcak topraklarda daha iyi yetişir. Aşırı kumlu ve nemsiz topraklarda yetiştirilen ayvanın meyvesi kuru, ağacı ise kısa ömürlü olur. Ağır ve nemli topraklarda diğer meyve ağaçlarından daha fazla dayanabilir fakat meyve kalitesi düşer.
Ayva ağacının kökleri yüzlek olduğu için toprak işleme mümkün olduğu kadar az yapılmalı ve derin sürümden kaçınılmalıdır. Aksi takdirde kökler çok fazla kesilecek ve ağaçlar bundan zarar görecektir. Sürümlerin yaz başında ve sonbaharda yapılması yeterli olacaktır. Aşırı boylanmış olan otlar biçilerek veya ağacın gövdesi korunarak yabancı ot ilaçları ile mücadele edilmelidir.
Ağaçların iyi gelişimi ve meyvelerin kalitesi için suyuna önem vermek gerekir. Mümkün olduğunca damlama veya mini-yağmurlama sistemleri tercih edilmelidir. Yazı kurak geçen bölgelerde yazın şartlara göre 15-20 günde bir sulanmalıdır. Su bulunmayan yerlerde yeterli yağış alan ve yağışların iyi dağıldığı bölgelerde yetişebilir.
4. Gübreleme : Ayva bahçelerinde de gübrelemeden önce mutlaka toprak tahlilleri yapılmalıdır. Aşırı gübre istemeyen bir meyvedir. Ancak bu gübrelemeler, diğer meyve bahçelerinde olduğu gibi ayva bahçelerinde de toprak ve yaprak tahlilleri sonucuna göre yapılmalıdır.
Ayvanın kökleri derine gitmediğinden besin maddelerini belirli bir kalınlıktaki topraktan alır. Bu nedenle toprağın bu kısmının besin maddelerinin zengin tutulması gerekir. Her üç yılda bir dekara 3-4 ton yanmış çiftlik gübresi verilerek toprağın organik olarak yapılanması sağlanır.
5. Seyreltme : Ayva ağaçları fazla seyreltme ihtiyacı göstermez. Genelde aşırı meyve tutumu olan yıllarda ağaçların dalları kırılmaya karşı destekleme yapılır.
6. Hastalık ve Zararlılar : Ayva ağacında monilya, erwinia(ateş yanıklığı), san-jose, yaprak bitleri, kahverengi benek, ağ kurdu ve meyve iç kurdu gibi hastalık ve zararlılar görülebilir. Bu hastalıkların içinde en tehlikelisi günümüzde ayva ağaçlarının yok olmasına neden olan erwınıa denilen bakteriyel hastalıktır. Bu hastalığın görüldüğü ağaçlardaki hasta dallar titiz bir çalışma ile arındırılarak yakılmalıdır. Bu bakteriyel hastalığın kesin olarak çözümü bulunamamıştır. Erwinia dışındaki hastalık ve zararlılarla mücadele çiçeklenme döneminde başlayıp düzenli olarak yıl boyunca devam edilmelidir.