Cevap :
Felsefe, Akdeniz kültür çevresinde İzmir'in güneyindeki Milet kentinde Thales'le birdoğa felsefesi olarak doğdu. Thales doğayı oluşturan ana öge (Yunanca, arkhe)nin ne olduğunu merak etmiş ve onu araştırmıştı. Doğayı ve oluşumunu kavrama çabasından doğan bu felsefeye önce ilk felsefe daha sonra metafizik dendi. Metafizik, önce de belirttiğimiz gibi deneyimlerimizin bize tanıttığı görünüşlerin ötesinde kalan salt varlığı konu edinen bilgidir. Metafiziğin incelediği başlıca problemler varlık, varlığın yapısı, tanrı veruhtur.
Thales ve onu izleyen ilk filozoflar ilgilerini, bilgiyi oluşturan özne (süje) ile nesne (obje)den, nesne üzerinde yoğunlaştırmışlardı; çünkü bilen öznenin gücünden kuşku duymuyorlardı. Ne var ki sonraki yıllarda varlığın, tanrının, ruhun duyu organlarımızın sağladığı bilgilerle çözümlenemeyeceği anlaşılınca -aynı konuda çelişen yargılarda bulunulması nedeniyle- kimi filozoflar insanın akıl ve sezgi gibi yüksek yetileri olduğunu ileri sürdüler ve problemleri çözmek için onlara başvurdular. O zaman "Acaba akıl, sezgi gibi yetiler gerçekten insan zihninde var mıdır?", "Eğer bunlar varsa görünüşlerin ötesinde kalan varlığı bilmemizi sağlayabilirler mi?" türünden sorularla uğraştılar. İşte bu ve buna benzer soruların yanıtlarının araştırılması bilgi felsefesinin konusunu oluşturdu.
1. BİLGİ KURAMI (EPİSTEMOLOJİ)
İlk Çağda bilgi konusunu felsefenin gündemine getirenler, sofistlerle dönemin üç büyük filozofu olan Sokrates, Platon ve Aristoteles'tir. Orta Çağ filozofları ise bilginin kaynağı, koşulları, türleri, sınırları ve değeri üzerinde yeterince durmadılar. Bu bakımdan bilgi felsefesi ancak Yeni Çağda bir felsefe disiplini olabildi. Bunda İngiliz filozofu John Locke(1632-1704), Fransız filozofu Rene Descartes (Röne Dekart, 1596-1650) ve Alman filozofuImmanuel Kant (1724-1804)'m önemli katkıları oldu.
Bilgi kuramı bilenle bilinen, başka bir deyişle insan ile nesne arasındaki ilişkileri inceleyen bir felsefe disiplinidir. Doğuşu şuradan kaynaklanır: Her bilim kendi alanıyla ilgili konuları ele alır, inceler; ancak bilimlerden hiçbiri bilginin ne olduğunu, hangi yolla elde edildiğini, amacını araştırmaz. Oysa bilginin eleştirisini yapmak, kaynağını ve değerini araştırmak felsefenin vazgeçemeyeceği bir konudur. Bilgi kuramının üstlendiği görev budur. Nitekim bilgi kuramı bir yandan bilginin özünü, ilkelerini, yapısını, kökenini, kaynağını araştırır; öte yandan bilginin yöntemini, geçerliliğini, koşullarını, olanak ve sınırlarını sorgular.
Bu bölümü tamamladıktan sonra aşağıdaki davranışları kazanmanız
beklenmektedir.
Süreci değerlendirme amaç ve aşamalarını açıklayabilir.
Geliştirmekte olduğu öğretim materyalinde süreç
değerlendirebilir.
Ürünü değerlendirme amaç ve araçlarını açıklayabilir.
Geliştirilen öğretim materyalini uygulayarak değerlendirme
verilerini toplar ve tasarımın aksayan yönlerini saptayabilir.