Cevap :
Genel olarak içme, yemek yapma, temizlik ve diğer evsel amaçlar ile, gıda maddelerinin ve diğer insani tüketim amaçlı ürünlerin hazırlanması, işlenmesi, saklanması ve pazarlanması amacıyla kullanılan, orjinine bakılmaksızın, orijinal haliyle ya da arıtılmış olarak ister kaynağından isterse dağıtım ağından temin edilen ve Ek-1' deki parametre değerlerini sağlayan ve ticari amaçlı satışa arz edilmeyen suları,
Şişelenmiş doğal kaynak suyu ile çeşme suyu arasındaki farklılıklar nelerdir?
Gerçekten de çok önemli farklılıklar vardır. En önemli farklılıklar şunlardır:
a) Doğal kaynak suyunun şişelenmiş olması, söz konusu kaynak suyuna dolum yapılabilmesi için Sağlık Bakanlığı’nın çok siki olan yönetmelik hükümlerine göre ruhsat alındığı, sürekli denetim altında olduğu ve halk sağlığı açısından bir risk taşımadığı yönünde bir güvencenin var olduğu anlamını taşır. Diğer taraftan çeşme suyunda bu şekilde güçlü bir güvenceden bahsetmek mümkün değildir.
b) Şişelenmiş doğal kaynak suyunda su kaynaktan ilk çıktığı haliyle saf ve temizdir. İlave bir isleme gerek kalmaksızın direkt olarak suyu kaynağından içebilirsiniz. Suyun saflığı ve temizliği yeryüzüne ilk çıkış noktasından yani kaynadığı noktadan tam otomatik makinelerde şişeye dolumuna ve kapatılmasına kadar çok sıkı kontrol altındadır. Diğer taraftan genel olarak suyun çeşmeye kadar olan yolculuğu farklıdır: çeşme suyunda su kaynakları dereler, nehirler seklinde yüzey sularına dönüşmekte ve bu sular yüzeyden bulasan her türlü kirletici unsurları da (zirai ve tarım ilaçları kalıntıları, ****ller, parazit, mikrop ve virüsler) taşıyarak toplanma havzalarına ya da barajlara gelmektedir. Bu şekilde toplanmış sular muhtelif filtreleme, klorlama ve dezenfeksiyon işlemlerinden geçirildikten sonra su şebeke boruları vasıtasıyla konutlara pompalanmaktadır. Bu proseslerde kullanılan klor gibi dezenfektanlar sağlık açısından uzun vadede kanserojen riskler taşımaktadır, ayrıca borularda ve su depolarında var olabilecek her türlü yabancı madde, pas, toprak, parazit, mikrop ve virüsler gibi unsurlar da çeşme suyu içinde konutlara ulaşmaktadır.
c) Genelde çeşme suları içinde taşıdığı klor gibi dezenfektanların etkisiyle rahatsız edici bir koku ve lezzete sahiptirler. Şişelenmiş sularda ise sadece suyun kendi doğal tadından bahsedebiliriz.
d) Şişelenmiş doğal kaynak suyu sonuçta hijyenliği, ambalajı ve markası ile tüketicinin albenisi ve güvenini kazanmak zorunda olan ticari bir maldır. Yapılan yatırımlar çok büyüktür; bazı gayri ciddi firmalar dışında akliselim hiçbir su sanayicisi tüketicisinin sağlığını riske atarak kendi şirketinin piyasadan silinme riskini göze alamaz. Genel olarak söylemek gerekirse; çeşme suyu üretim ve hizmetinde bulunan kamunun kaliteye dönük motivasyonu özel sektördeki kadar olamamaktadır.
e) Yapılan üretim hacimlerinde, hizmet verilen tüketici sayılarında ve bu nedenle de kalite anlayışında çeşme suyu ile şişelenmiş su arasında büyük bir farklılık vardır. Çeşme suyunda kamu tarafından çoğu kez yüz binlerin ya da milyonların su ihtiyacını vasat kalitede dahi olsa karşılama zorunluluğu söz konusu iken; şişelenmiş suda nispeten çok daha az sayıda tüketicinin ihtiyacını en iyi kalitede karşılamak seklindeki ticari düşünce esastır.
Günde ne kadar su içmeliyiz?
Su vücudumuzdan sindirim, terleme ve nefes alma yoluyla sürekli kaybolmaktadır. Temel prensip olarak sunu söyleyebiliriz: Kaybolan su miktarı mutlaka yerine konmalıdır.
Yaklaşık olarak bir gün içersinde vücut ağırlığımızın en az 1/36’si kadar su almalıyız. Örneğin 72 kg. ağırlığındaki birisinin günlük su ihtiyacı en az 2 litredir. Bu ihtiyacın bir kısmının muhtelif yiyecekler yolu ile alındığını varsaysak bile bir yetişkinin günde en az 1.5 litre su içmesi gerekmektedir. Bu miktar beslenme uzmanlarınca yetişkinlere tavsiye edilen asgari miktardır.