iki şehrin hikayesi adlı romanda eserin edebi yönü nedir



Cevap :

İki Şehrin Hikayesi Vikipedi, özgür ansiklopedi İki Şehrin Hikayesi
İlk seri baskısının kapağı, 1859 Yazarı Charles Dickens Özgün adı A Tale of Two Cities Resimcisi Hablot Knight Browne Ülkesi İngiltere Dili İngilizce Serisi Haftalık: 30 Nisan 1859 - 26 Kasım 1859 Türü Roman Yayımcısı Chapman & Hall (Londra) Basım tarihi 1859
İki Şehrin Hikayesi, Charles Dickens'ın 1859 yılında gazetelerde tefrika edilmek üzere yazdığı, dünya klasikleri arasına girmiş romanıdır. Konusu Fransız Devrimi esnasında ve öncesinde Paris ve Londra'da geçmektedir. Roman 200 milyonun üzerindeki satışı ile tüm zamanların en meşhur edebiyat eserleri arasındadır.[1]
Konusu [değiştir]
Uyarı: Yazının devamı, eserin konusu hakkında ayrıntılı bilgi içermektedir.
Kitapta suçsuz yere Paris'teki bir hapishanede 18 yılını geçirdikten sonra, eski bir dostunun yardımı ile kurtulan Dr. Manette'in tesadüfen Londra'ya dönüşü sırasında tanıştıkları bir Fransız olan Charles Darnay ile kızının yapacakları evlilik ve bunun ardından meydana gelenFransız İhtilali'nin hayatlarına etkileri anlatılır.Bu insanların ruhsal değişimlerini ele alan kitapta birçok tarihi izlere de rastlayabiliriz.
Olayların akışı ve birbirleri ile bağlantıları romanda okuyucunun merakını son sayfaya kadar sürekleyen bir hızla sürer. Manette'in kızının sevgisine verdiği değer yüzünden içine atıp gömdüğü ancak unutamadığı intikam hisleri, kendisini bu duruma düşüren insanların soyundan gelen birisine kızını verebilmesi ilgi çekicidir. Buna karşın, hayatta kimseye karşı iyilik yapamamış ve bunun yüzünden hayatla bağları çok sıkı olmayan Sydney Carton'un Darnay'a duyduğu imrenme ve Lucie'ye duyduğu sevgi romanda olayların akışını değiştirir.
Charles Dickens bu romanı yazdığı sırada tıpkı Charles Darnay'ın evliliğindeki gibi sorunlar içindedir ve karakterle isimlerinin aynı harflerle C.D. başlaması bununla ilişkilendirilir. Bu roman da insanların kendilerine duydukları güven güvensizlik anlatılıyor.
Uyarı sonu.
Etkileri [değiştir]
Yazar, Fransız İhtilali'nde, ortalığı kan gölüne çeviren monarşi kurallarının dayattığı ve artık o dönemin bir rutini olan giyotinle kafa kesmelerde öldürülen binlerce insanın acısını İngiliz halkına anlatmayı amaçlamıştır.[kaynak belirtilmeli] Romanda ihtilal öncesinde acı çeken, sömürülen Fransız halkının bu travmanın yaraları ile, kendilerine yıllarca kötülük eden aristokrat ve asillere sıfır hoşgörü ve uydurma yasalarla idam cezaları vermeleri ile aslında evrimleşmemiş ve ilkel kalmış bir toplum oldukları anlatılmak istenmiştir. Devrim ertesinde yaşanan üç yıl, devrim öncesinin bir devamı niteliğindedir. Öldürenler artık öldürülmektedir.