Cevap :
Flojiston kuramı ilk kez XVII. yüzyılda, maddeler yandığında ya da kireçleştiğinde olanları açıklamak için ortaya atıldı. Flojiston kuramının geliştirildiği dönemde kimyada genel eğilim, çeşitli özellikleri, belirli «ilke 1667'de Johann Joachim Becher(1635-1682), Toprakaltı Fiziği adlı kitabında, yanabilirlik ilkesini önerdi. Maddelerin tümünde bulunan üç temel ilkenin (ya da elementin), «sabitleşmiş toprak Becher'in izleyicisi olan G.E. Stahl (1660-1734), 1703'te Becher'in çalışmalarına ilişkin uzun açıklamasında ve 1723'te yazdığı Kimyanın Temel İlkeleri adlı kitabında, bu kuramı geliştirdi. Yağlı toprağın adını «flojiston* olarak değiştirdi. Flojiston,yağ, odun ve odunkömüru (hiç kül bırakmadığı için aşağı yukarı arı flojistondu), kireçler (oksitler) vererek «yanabilen Flojiston kuramı, yavaş yavaş kimyacıların desteğini kazandı ve 1750'lerde genellikle kabul edildi. Birçok iyi kuram gibi, daha önce ayrı ayrı ele alınan özellikleri, sözgelimi yanabilirlik ile metalliği, birbirine bağlıyor ve bilinen gerçeklerin çoğunu açıklayarak, yenilerini öngörüyordu. Sözgelimi, metallerin ki-reçleşmesi (yükseltgenme), flojistonun açığa çıkmasıysa, sonradan odunkömüru ile tepkimede, flojiston yerini alabilmeli ve metal yeniden elde edilebilmeliydi. Gerçekten bu, metal oksitlerin karbonla ısıtıldıklarında (indirgenme) ortaya çıkan olaydır.
Öte yandan, flojistonun yeterince yararlı olmamasına neden olan tutarsızlıklar vardı. Kuram, yanma sırasında (sözgelimi odunun) bir «şey Bilimde sık sık raslandığı gibi, flojiston kuramı, ancak yeni bir kuramın (LAVOİSİER kuramı) saldırı hedefi olduğu zaman savunuldu (Priestley, CAVENDİSH ve başkaları tarafından). LAVOİSİER, yanma olayını, oksijenle birleşme olarak ele alıyor ve ağırlıktaki değişikliklerle ilgili tutarlı açıklamalar getiriyordu. Lavoisier'nin öteki buluşları da.kimyasal araştırmalar için daha verimli bir temel sağladı ve flojiston kuramı kısa sürede bir yana bırakıldı.
:) teşekkür yeter