Ankara bölgesinin giyim tarzını bana acıklar mısnız?



Cevap :

ESKİ ANKARA KADIN KIYAFETLERİ
23
Bunların dışında ise bazı bölgelerde doğrudan doğruya şalvar üstüne
gömlek içlik ve salta veya fermeneden müteşekkil takımlar giyilmiştir.
Bazı bölgelerde bu tarz giyim sadece kızlara mahsus, bazı yerlerde ise ço­
ğunlukla kadınların ev giyimini teşkil etmiştir.
Kadın sokak kıyafetleri de eski devirlerden yakın zamana kadar ol­
dukça değişikliğe uğramıştır. Sokağa çıkarken kullanılan örtünme vasıta­
larının en eskisini feraceler, feracelerden sonra da çarlar teşkil eder. Son­
radan, I I. Abdülhamit zamanında ferace giyilmesi yasak edilerek çarşaflar
giyilmeğe başlanmıştır. I I. Abdülhamit devrinde ayrıca yeldirme ve maş­
lahlar da giyilmiştir.
Kadın giyiminde başlıkların da mühim bir yeri vardır. Baş giyimleri
muhtelif devirlerde birçok şekiller almıştır. Eskiden Türk kadınları ev
içinde de başları açık gezmezlerdi. Bu sebeple fes, takke, hotoz, arakçin
yemeni v. s. isimleri verilen muhtelif şekillerde başlıklar giyilirdi. Bu baş­
lıkların tanzim edilişlerinde giyenin zevki ve bölgenin geleneği belirtilir,
başlıklar her bölge ve her devirde başka bir incelik gösterirdi. Köylü kadın­
larda bile kılığından ziyade baş tuvaletine fazla ehemmiyet verildiği görülür.
Bazı bölgelerde ise başlıklar giyenin içtimaî durum ve mevkiini de belirt­
mesi bakımından ayrıca bir önem taşırdı.
Ayağa giyilen ayakkabıların her devir ve bölgeye göre değişen çeşitleri
vardır. Bu şekiller muhtelif bölgelerde türlü isimler alır. En fazla taammüm edenleri yemeni, papuç ve çizme, lâstik-mest ve kalloş kunduralardır.
Türk elbise tarihinde kürkün de büyük bir yeri olmuştur. Kürk, I I.
Mehmet zamanından sonra kullanılmağa başlanmış ve Rusya'dan getirtilerek
Ruslar için Osmanlı memleketlerinde en büyük bir ticaret vasıtası teşkil
etmiştir
1
. Kürklerin çeşidi çoktu. I I. Abdülhamit devrinde kadınların
giydiği belli başlı kürkler samur, elma, vaşak, zerdeva'dır. Sansar ile nafe
ve yaban kedisi nevileri aşağı tabakalara mahsustu. Ovakıtki kürkler şim­
dikiler gibi dışarıya değil içeri konur ve üstüne mükellef kumaş kaplanırdı.
Osmanlılığın inhitat devirlerinde israf ziyadeleştikçe hükümet elbise
meselesile de uğraşmak lüzumunu duymuş ve zaman zaman emirnameler,
hattâ nizâmnâmeler nesretmiştir. I I. Mustafa'nın saltanatı zamanından
itibaren sırasile I I I. Mustafa, I. Abdülhamit, I I. Mahmut ve nihayet I I.
Abdülhamit zamanlarında tevali edip duran bu emirname ve nizâmnâ­
meler gereğince gâh hiristiyan tebaanın kıyafetleri kanunla tanzim olunmuş,
gâh hizmetçi ve esnafın kıyafetlerinde yaptıkları israfa müdahale edilmiş
veya kadınların Galata işi tâbir olunan sırma ve klaptan işlemeler kullan­
mamaları ihtar olunmuştur. Meselâ 1776 da çıkan bir emirnamede :
"Hademe, esnaf v. s. makulesinden hiçbir ferdin badema samur, vaşak,
kakım cinsinden kürk ve çiçekli Hint metaından entari giymemeleri, hangi

moda olarakmı yoksa kültür olarakmı