duygularımız bizi nereye götürür kompozisyon

 



Cevap :

Duyguyu  bir  his  ve  bu  hisse  özgü,  belirli  düşünceler,  psikolojik  ve biyolojik  haller  ve  bir  dizi  hareket  eğilimi  anlamında  kullanıyoruz.  Karışımları, çeşitlemeleri,  mutasyonlarıyla  yüzlerce  duygudan  söz  edebiliriz.  Duygularımız,  doğuştan  getirdiğimiz  mizacımız,  içimizdeki   düşüncelerimiz  ve  yaşam  deneyimlerimiz  sonucunda  oluşur.  Bu  nedenle,  duygularımızın  tek  sahibiyiz.  Bizi  birey  olarak  diğer insanlardan  farklı  yapan  duygularımızdır.  Bizi  biz  yapan  alışkanlıklarımız,  giysilerimiz,  bedenlerimiz,  işlerimiz  değil  duygularımızdır.  Duygular,  kişinin  kendisi  ve durumlar  hakkında   değerli  bilgiler  verir.  Kişiye  doğru  kararlar  almasında  yardım  eder.  Nasıl  ki,  düşüncelerimizin  dili  konuşma  ya  da   yazma  ise  duyguların  dili  de  beden  dilidir.  Kişinin  bedeninin  duruşu,  yüz  ifadeleri  jest  ve  mimikleri  duygularını  yansıtır.  Beden  dili  hiç  yalan  söylemez. 


Duyguları  iyi  yada  kötü,  doğru  ya  da  yanlış  diye  gruplandıramayız.  Onlar  doğaları  gereği  olumlu  ya  da  olumsuz  değildir.  Farklılığı  yaratan  bizim  onların  ürettikleri  enerji  ve  bilgiye  dayanarak  yaptıklarımızdan  yani  davranışlarımızdan  kaynaklanır.   Duygular  yaşamsal  öneme  sahip  ve  potansiyel  olarak  yararlı  bilgiler  sağlarlar. 


Duygularını  yönetebilen  kişiler,  saydam,  uyumlu,  iyimser,  kendilerini  motive  edebilen  ve  inisiyatif  kullanabilen  kişilerdir.  Örneğin  saydam kişiler,  değerlerini  hayata  geçirirler.  Kişinin  duyguları,  inançları   ve  eylemleri   konusunda,  başkalarına  karşı  açık  olması  dürüstlük yaratır.  Bu  tür  kişiler  hata  ya  da  kusurları  açıkça  kabul  eder  ve  başkalarının  ahlaka  aykırı  davranışlarına  göz  yummayıp,  uygun  şekilde  karşı  çıkarlar. 


Duygular  bizim  yaşam  antenlerimiz,  bedenimizin  bize   verdiği   sinyallerdir.  İç  dünyamızda  neler  olup bittiğini  duygularımız  aracılığı   ile  anlarız.  Duygular  yaşam  realitemizin  doğrudan  ifadesidir.  Düşünceler  ise  bu  ifadenin  dolaylı  olarak  analizi,  yorumu  ve  tercümesidir.  Düşünce  ve  duygular  sürekli  iletişim  içindedir. Oysa,  gerçek  dili   konuşan  duygulardır.  Bir  insanın  düşüncesiyle  duyguları  arasında  uyum  yoksa,  yani   gerçek  duygularını  dile  getiremiyorsa,  bunu  hemen  hissederiz.  İnsanlar  arasındaki   iletişimi,  yakınlığı  sağlayan  duygulardır.  Duygular  insanları  birleştirmede  büyük  bir  güçtür.   İnsanların  dinleri,  kültürel  ve  politik   inançları  onları  birleştirmez.  Aksine  aralarında  var  olan  birliği  de  bozar.  Oysa,  duygular  evrenseldir,  birleştiricidir. 


Duygular  bir  enerjidir.  Enerji  şekil  değiştirir  ama  yok  olmaz.  Duyguları  görmezden   gelebiliriz,  ret  edebiliriz,  inkar  edebiliriz,  bastırabiliriz  ama  onları  yok  edemeyiz.   Duygu  enerjisi  yaşam  enerjisidir.  İfade  edilerek  açığa  çıkmayı  özgürleşmeyi,  yaşamı  özgürce  ifade  etmeyi  ister.  Yaşamı  anlamlı  kılar.  Duygular  ifade  edilmediği  taktirde  akışı  olmayan  su  gibi  birikir  ve  bir  süre  sonra  insanın  kendi  ruhsal  bataklığını  oluşturur. 


Bizler  dış  dünyayı   beş  duyumuzla  algılarız.  Görme,  işitme,  koklama,  tatma  ve  dokunma  duyularımızla  nesneleri  tanırız. Duyularımızın  verilerini  bize  yorumlayan,  davranışlarımızı  yönlendiren  duygularımızdır.  Beş  duyumuzun  beynimize  ulaştırdığı  verilerle  sınırlı  olarak  yaşasaydık,  her birimiz  robotlardan  farklı  olamaz,  dünyayı aynı  algılıyor  olurduk.  Oysa,   her  birimiz  dünyayı farklı  algılar,  aynı  olaya  farklı  tepkiler  veririz.  Bu  farklılıkları  oluşturan  ise  duygularımızdır. 


Bizi  insan  kılan  duygularımızın  doğası  hakkında  farkındalığımız  arttıkça “ Empati”  denilen  başkalarını  hissederek  anlayabilme  yeteneğimiz de  artacaktır.   Başkalarının   duygularını anlamak  ise,  kendi  duygularını  anlayan  duyarlı  insan  olmakla  mümkündür.


Duygularımızın  dilini  öğrensek  de  öğrenmesek  de  onlar  hayatımızı  yönlendiriyor.  Dünyayı,  kendimizi,  diğer  insanları  duygularla  yorumluyor,  duygularla  değerlendiriyor,  duygularla  seçimler  yapıyoruz.  Kendi  dünyamızı  duygularla  şekillendiriyoruz.  Mutlu  ya  da   mutsuz  dünyalar  yaratıyoruz.  Duygusal  insan,  duygu  dilini  bilmez. Kendisi  ve  diğer  insanlar  hakkındaki  hislerini  tahmini  olarak  ve  ben  merkezci  bir  açıyla  yorumlar.  Duyarlı  insan,  duygu  dilini  bilir.  Kendisini  ve  başkalarını  anlamakta ben  merkezci  değildir.  Başkalarının  duygu  gözlükleriyle  bakmasını  bilir.  Onları  anlamak  için  kendi  duygu  gözlüklerini  çıkararak  değerlendirme  yapar.  Duyarlı  insan,  empatik  insandır.