hava kirliliği hakkında basit hikaye lütfen basit olsun olmassa şikayet ederim



Cevap :



Hava Kirliliği ile ilgili Yazılar - Hava Kirliliği ile ilgili Kompozisyon


hava kirliliği ile ilgili kompozisyon çevre ve hava kirliliği ile ilgili hikaye hava ile yazı hava kirliliği ile yszıhava kirliliği ile ilgili makale hava kirliliği yazilar hava kirliligi hakkında siirler hava kirliliği ve kirleticiler sakarya üniversitesi orman kirliliği ile şiir


Hava Kirliliği ile ilgili Yazılar - Hava Kirliliği Hakkında Yazı
Hava kirliliği bina dışı açık havada bir veya daha fazla türden kirleticinin insan bitki ve hayvan yaşamına; ticari veya kişisel eşyalara ve yaşamaktan zevk duyulabilecek bir çevre kalitesine zarar veren miktarda belli bir sürenin üstünde bulunmasıdır. 
Unutulmamalıdır ki hava kalitesi ne kadar düşük olursa hayat kalitesi de bununla doğru orantılı olarak düşmektedir. Toz duman (yapay) sis buhar iri partiküller gazlar (NOx SOx CO VOC) ve (kötü) kokulu maddeler kirleticilere birer örnektir. Havada 004 ppm’den fazla ozon hidrokarbon buharları ve karbon monoksit gazı ise kirletici sayılır. İnsanların çeşitli faaliyetleri sonucu meydana gelen üretim ve tüketim aktiviteleri sırasında ortaya çıkan atıklar
ile hava tabakası kirlenerek yeryüzündeki canlı hayatı olumsuz yönde etkilenmektedir.

Hava Kirletici Kaynaklar
Hava kirleticilerin havaya atıldığı yere veya faaliyete kirletici kaynak adı verilmektedir.

Kirlilik kaynağı; orman yangını volkan püskürmesi vb. doğal kaynaklar ve evsel ısınma araçları sanayi kuruluşları taşıtlar gibi yapay kaynaklar şeklindedir. Hava kirleticiler atmosfere ulaşıp önceleri bir duman huzmesi ya da bulutu halinde taşınırken bir taraftan da seyrelerek çökelerek veya atmosferde reaksiyona uğrayarak uzaklaşarak kaybolur.
Kızgın güneşin ve kumların ortasında uzanmış, çocuk sesleriyle karışık dalga sesleri eşliğinde

kitabımı okuyordum ki, ayağıma bir tarafı yırtılmış çocuk kolluğu uçtu
geldi.
Tuttum tabi refleksle ve sahibi kim acaba diye sağıma soluma bakındım.
Arkamdaki şemsiyede oturan yaşlı kadının torunununmuş. Uzatınca koştu
aldı.
Aradan çok değil 10 dakika kadar bir süre geçmişti ki, kolluk yine
uçtu. Bu sefer kahraman bir amcaydı. Kolluğun yırtık olduğunu, denizde
kullanmanın tehlikeli olabileceğini söyleyip, yaşlı teyzenin yanına
koydu.
Yaşlı teyze de “Zaten deminden beri atıyoruz denize, tutup tutup
geliyorsunuz” dedi.
Oha dedim tabi ama içimden. Aradan yine birkaç
sayfalık süre geçmişti ki, kolluk yine ayağıma takıldı. O anda kan beynime
sıçradı. Aldım kolluğu yerden, kadına yedirmedim tabi
- “Kolluğunuz
yine uçtu, eğer artık kullanmayacaksanız denizlerimiz çöplük değil, kumsalın
bitişinde çöp bidonları var, oraya atabilirsiniz” dedim.
- “Hıh!”
dedi sadece.
Şortumu, terliğimi giyip, havlumu topladım, kitabımı alıp,
uzaklaşırken arkamı döndüğümde önünün açılmasını fırsat bilen teyze kolluğu
çoktan yeniden yollamıştı.
Yazı boyunca da sadece yaşına saygımdan teyze
dediğim o kadının kafasını oracıkta kuma gömmemek için sabır çekip
yürüdüm.
Yaşadığımız dünyayı temiz tutmak bu kadar mı zor. İlginç!