Cevap :
Arkadaşlar portre çizmek başlangıçda zor gelebilir. Size portreyi daha hızlı kavramanız için özel bir teknikden bahsetmek istiyorum. Leonardo da Vinci ‘nin portre tekniğidir.
1.ADIM
Resimi yapacağımız kare olan bir kağıdı 6 eşit parçaya çizerek böleriz.Silik bir şekilde yaparsak daha sonra silindiğinde izlerin kalıcı olmasını önleriz.
2.ADIM
Üsteki ilk dört karenin içine ortası merkez alınarak tam bir yuvarlak çizilir.
3.ADIM
Ortadaki çizgiye dikkat edilerek kafatası her iki tarafta eşitlik olacak şekilde karenin en alt kısmına kadar çizilir..Bunu yaparken yanak ve göz çukurlarının kenarlarına dikkat edilir.Göz, kulak,kaşlar ve burun yerlerine taslak olarak yerleştirilir.Bu yerleştirme orantılarını bir alt sayfada tekrar göstereceğim.
4.ADIM
Burada ağızın yeri belirlenir.
5.ADIM
Burada da portrenin ayrıntıları yapılıp gereksiz çizgiler silinir.
————–
PORTRE DE GÖZ, KULAK, AĞIZ VE BURUNU YERLEŞTİRMEK
Göz mesafelerine dikkat ederseniz hepsi aynı uzaklıkladır.Aşağıya doğru çizilen çizgide burun kanatlarının olduğu genişliğinde aynı olması gerektiğini gösterir.
Ağız genişliği ise burun genişliğinden büyüktür..Gözün az içinden çekilen bir çizgi size ağızın olması gereken genişliğini gösterir..Bu Leonardo kuralıdır..Daha doğrusu yukarıda anlatılan her çizim Leonardo kuralıyla yapılmıştır.
Kaşların başlangıç ve bitiş yerlerinden çekilen çizgi kulağın üst noktasını belirler.
Kulağın en altıyla burun birbirene uyumludur..Yani aynı hizadadır aşağı yukarı.
Kafatasının tam orta çizgisi gözün üst kapağına denk gelmektedir.
Tekniğe uyarak bu şekilde yaptığımızda başarılı portreler ortaya çıkacakdır.
Portre, resim, fotoğraf, heykel ve benzeri sanat türlerinde bir kişinin yüzünün ve yüz ifadesinin betimlenmesi ile oluşturulan eserdir. Bu eserlerin amacı, kişinin görünüşünü, kişiliğini ve ruh hâlini yansıtmaktır. Bu sebeple fotoğrafçılıkta portreler enstantane olarak değil, belirli bir kompozisyon dahilinde kişinin poz vermesiyle çekilir. Portrelerde genelde, betimlenen kişi ressama ya da fotoğrafçıya doğru bakar ve bu sayede kişinin izleyiciye en başarılı şekilde aktarılması sağlanır.
Krallar ve imparatorlar gibi önemli kişilere ait olmayan en eski portrelerden bazıları, Feyyum mumya portreleridir. Mısır’ın Feyyum bölgesindeki mezarlarda, mumyaların konulduğu tabutlara çizilen bu portreler, kuru iklim koşulları sayesinde bugüne ulaşmıştır. Bunlar, çeşitli freskler haricinde, bugüne ulaşmış olan tek Roma dönemi portre türüdür. Roma heykel sanatı dahilinde portreler, özellikle övücü olmayan gerçekçi betimlemeler yapılmaktaydı. 4. yüzyıl civarında, kişilerin görünüşleri, idealize edilmiş biçimlerde betimlenmeye başladı. Avrupa’da gerçekçi portre anlayışına dönüş, Orta Çağ’ın sonlarında, Burgonya ve Fransa’da gerçekleşti. Antik uygarlıklar arasında portreler üreten birkaç kültürden biri de Peru’daki Moche uygarlığıydı. Bu eserlerde kişilerin anatomik özellikleri ayrıntılı biçimde ve kesin doğrulukta betimlenirdi. Portreleri yapılan kişiler yönetici seçkin zümre, rahipler, savaşçılar ve ünlü sanatçılardı. Bu kişiler, hayatlarının çeşitli evrelerinde betimlenirdi. Tanrıların portreleri de yapılırdı. Bu eserlerde başlıklar, saç stilleri, takılar ve yüz makyajları gibi detaylara önem verilirdi.
Batı uygarlığına ait en bilinen portrelerden biri, Leonardo da Vinci’nin kimliği belirsiz bir kadının portresi olan Mona Lisa eseridir. Bilinen en eski portre ise, 2006′da Fransa’daki Angoulême yakınlarında yer alan Vilhonneur mağarasında keşfedilen ve 27.000 yıllık olduğu tahminlenen duvar resmidir.
Otoportre, bir sanatçının kendi portresini yaratmasıdır. Orta Çağ’da yaygınlaşan bu türün bilinen ilk örneklerinden biri, Mısır firavunu Akhenaton’un heykeltraşı olan Bak’ın, milattan önce 1365 civarında kendisinin ve karısının heykelini yapmasıdır. Ancak otoportrelerin tarihi muhtemelen mağara resimlerine kadar uzanır. Çeşitli yayınlarda, bugün artık mevcut olmayan bu tür duvar resimlerine ait bilgiler mevcuttur.
nasıl yapıldığını bulamadım :/ ama bu işine yarayabilir :)