18. Efsane bu ya... Bundan çok zaman önce Göreme'deki köylerden birinde çok çalışkan bir köylü yaşarmış. Peri- bacalarının gölgelediği bağlarından üzümler dolar taşar, peribacalarının içine oyduğu güvercinlikleri hiç yumur- tasız kalmazmış. Çalışarak geçirdiği ömrünün son demlerinde hasat zamanı erkenden tarlasına gitmek istemiş ama eski gücü kalmadığından bir peribacasının eteğinde yığılıp kalmış. Bir yandan da hayıflanıp "Yel savurursa, kuşlar diderse nice olur emeğim?" diye söylenip dururmuş. O, böyle üzülüp ağlarken birden peribacalarının için- den ellerinde meşalelerle birçok perinin çıktığını görmüş. Periler yaşlı adamın tarlasındaki ekinleri, bağları top- layıp hangarlara taşımışlar ve işlerini şafak sökene kadar bitirip ortadan kayboluvermişler. Yaşlı adam gözlerine inanamayıp rüya gördüğünü sanmış önce ama çalışkanlığın ödülü olsa gerek o geceden sonra da periler hep yardımına koşmuşlar. Köydekiler beli bacağı tutmayan bu yaşlı köylünün tarlasının verimine akıl sır erdireme- seler de gerçeği hiçbir zaman öğrenememişler. Yaşlı adam bir gün sırrıyla birlikte ölüp gitmiş fakat peribacaları sessizliğiyle bu sırrı hep saklamış. Bu metinle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Olağanüstü bir durum konu edilmiştir. B) Peribacaları kişileştirilmiştir. C) Niteleyici sözcüklere yer verilmiştir D) Deyim kullanılmamıştır.