ahmet hikmet müftüoglunun 

Patates eseri hakkında kısa bilgi


Cevap :

Eserleri:

Patates (ilmî, 1890)
Leyla yahud Bir Mecnunun İntikamı (hikaye, 1891)
Tuvalet yahud Letafet-i Aza (tercüme ve ilaveler, 1892)
Bir Riyazinin Muaşakası yahud Kamil (tercüme, roman, 1892),
Haristan ve Gülistan (hikaye, 1901), 
Gönül Hanım (roman tefrikası, 1920), 
Çağlayanlar (hikaye, 1922).
Bir Tesadüf 
Kadın Ruhu 
Beliren Simalar 
Salon Köşeleri 
Bir safha-i kalb 
Silinmiş Çehreler

yaşamı    1870'de İstanbul'da dünyaya geldi. Babası şair Yahya Sezai Efendi idi[1]. Ailesi dönemin ulema sınıfındandı; dedesi Mora Müftüsü Abdülhalim Efendi idi. Babasını yedi yaşında iken kaybetti, ağabeyinin himayesinde büyüdü. Eğitimine Soğukçeşme Askerî Rüşdiyesi’nde başladı; Galatasaray Sultanisi’nde devam etti. Bu okulda Tevfik Fikret ile tanışıp arkadaşlık kurdu. Edebiyat merak lise yıllarında başladı. İlk eseri olan “Leyla Yahut Bir Mecnun’un İntikamı” lisede iken yayımlandı[2]. 1888'de eğitimini tamamladıktan sonra Hariciye Nezaretinde çalışmaya başladı; bir yandan da Galatasaray Sultanisi’nde öğretmenlik yaptı.

Pire (Yunanistan) ve Poti (Kafkasya) şehbenderliğine vekalet etme göreviyle bir süre İstanbul’dan uzakta bulundu; 1896'da İstanbul'a geri döndü ve eski işine devam etti.

Edebiyata olan ilgisini çeviri yaparak sürdüren Ahmet Hikmet, Fransızca’dan iki çeviri eser yayımladı (tarımla ilgili “Patates”; kadın güzelliği ve cilt bakımıyla ilgili “Tuvalet yahut Letâfet-i Aza” adlı çeviriler). 1896'den itibaren Servet-i Fünun adlı edebiyat topluluğuna katıldı. İkdam ve Servet-i Fünun dergilerinde yayımladığı yazıları “Haristan” ve “Gülistan” adlı iki eserde topladı. Bu eserlerde hayal ürünü konular işlemekte, anlaşılması güç ağır bir dil kullanmaktaydı.

1898-1908 arasında Galatasaray Sultanisi’nde ders verdi; bir yandan da Hariciye Nezareti’ndeki görevine devam etmekteydi. Bu yıllardaAhmet Haşim’in öğretmeni oldu.

II. Meşrutiyet’in ilanından sonra Ticaret ve Ziraat Nezareti’nde yeni bir göreve başladıysa da kısa süre sonra tekrar Hariciye Nezareti’ne döndü. Galatasaray Sultanisi’ndeki hocalık görevini ise Tevfik Fikret bu liseye müdür olunca bıraktı. Darülfünun’da Edebiyat Fakültesi Fransız ve Alman edebiyatları hocalığına başladı. Bu dönemde dil ve konu yönünden eskisinden çok farklı eserler verdi. Artık Türkçülükve yeni lisan hareketini benimsemişti. 1908 yılında Türk Derneği’nin 1911’de Türk Yurdu Derneği’nin kurucu üyesi olarak hizmet verdi. Türkçülük akımına bağlı öykülerini arı Türkçeciliğe yöneldiği “Çağlayanlar” (1922) adlı kitapta topladı. Tek romanı olan “Gönül Hanım” (1970) Tasvir-i Efkar Gazetesi’nde tefrika edildi. Bu eserde Turancılık ülküsünü savundu.

1913-1918 arasında Peşte Başşehbenderi idi; mütareke döneminde İstanbul'a döndü. Harp malzemeleriyle ilgili bir komisyonun başkanı sıfatıyla Peşte, Viyana ve Berlin'de bulundu. 1924 yılında Halife Abdülmecid Efendi’nin baş mabeyinciliğini yaptı.

1926’da Ankara'da Hariciye Müsteşar vekaletini üstlendi, aynı yıl içinde bakanlığın müsteşarı oldu. 1927 yılında İstanbul’da karaciğer kanseri nedeniyle hayatını kaybetti. Maçka Mezarlığı’na defnedildi[3].

Eserleri  Çağlayanlar Hikayesi Gönül Hanım Haristan ve Gülistan Leyla yahut Bir Mecnunun İntikamı Bir Tesadüf Beliren Simalar Bir Safha-i Kalb Bir Damla Kan Alparslan