Cevap :
Açıklama:
Ölüm anı yaşayan kişiye (muhtazara) yönelik davranışlar
Ölüm anında (sekerat hâlinde) olan kişiye nazik ve kibarca seslenilmelidir.
Rahatsız edici bir ortam oluşmamasına azami dikkat edilmelidir. Muhtazarın yanında bulunanlar saygı ve hürmette kusur etmemelidir.
Muhtazarın yanında bulunanlar saygı ve hürmette kusur etmemelidir.
Eğer ortam müsait ve uygunsa hakların helalliği dilenir; kendi haklarının helal edildiği tebliğ edilir.
Kur’an okuyup dua edilmelidir, muhtazarın yanında Yâsîn ve Ra’d surelerini okumak müstehaptır.
Dünyanın geçici, ahiretin ise ebedi yurt olduğunu, Allah (c.c.)’un sonsuz rahmet ve merhamet sahibi, bağışlayıcı olduğu hatırlatılıp ölüm anındaki korkunun azaltılması sağlanır.
Ölüm anının yaklaştığı hissedildiğinde muhtazarın sevdiği bir kişi tarafından sakin ve latif bir sesle kelime-i tevhid ve kelime-i şehadet cümlelerinin tekrarlanması ve hatırlatılması gerekir. Ona “Sen de söyle.” denmemeli, sadece yanında kelime-i tevhid ve kelime-i şehadet okunmalıdır.
Bir hadîs-i şerifte “Kimin son sözü ‘lâ ilâhe illallah’ olursa, o kişi cennete girer.” (Ebû Dâvûd, Cenâiz, 16) buyurulmuştur. Ölümü yaklaşmış kişiye kelime-i tevhid telkin edilmesi sünnettir (Müslim, Cenâiz, 1). Bu telkin, tövbeyi de içine alacak şekilde yapılabilir.
Ölüm anında bulunan kişinin kıbleye çevirilmesi
Ölüm anı yaklaşan kişinin eğer mümkünse sağ tarafına doğru gelecek şekilde yüzünün kıbleye doğru döndürülmesi müstehaptır.
Eğer kişiyi çevirme imkânı yoksa, sırtına veya ensesine yastık koyup yüzü ve ayaklarının kıbleye bakacak şekle getirilmesi sağlanır.
Eğer bu şekillerde çevirmek ve hareket ettirmek mümkün değilse, kişinin en rahat edeceği şekilde bırakılması daha iyi olur.
Ölüm anının şiddetlenme durumu
Ölüm anında kişi kendinden geçmiş ya da çevresini tanımıyor olabilir. Yakınları buna hazırlıklı olmalıdır.
Ölüm anında susama hâli haricinde bacaklardan yukarı doğru gelen bir hâlsizlik de sıkça müşahade edilen durumlardan biridir.
Kişinin ölüm anında çok şiddetli susaması olabilir. Onun için de ağız ve dudaklarının sulandırılması ve kuruluğun giderilmesi tavsiye edilir.
Ağrıların azaltılması için gerekli sağlık önlemleri alınır.
Ölüm anından sonra meyyit henüz uzanmış durumda iken yapılması gerekenler
Ölenin vücudu sertleşmeden önce hafifçe çenesinin bez türü bir iple bağlanması, gözlerinin kapatılması, elleri, ayakları ve kollarının düz bir şekle getirilmesi gerekir. Ayakların tekrar açılmaması için baş parmakları uygun bir şekilde iple bağlanabilir.
Bunları yapan kişi şu duayı da okuyabilir: “Bismillâhi alâ milleti resûlillâh. Allâhümme yessir aleyhi emrehû ve sehhil aleyhi mâ ba‘dehû ve es‘idhu bi-likâike vec‘al mâ harece ileyhi hayren mimmâ harece anhü = Allah’ın adıyla ve Resûlullah’ın dini üzere… Ey Allahım, onun işini kolaylaştır ve sonrasında güçlük gösterme. Onu, cemalinle mutlu eyle. Gittiği yeri, ayrıldığı yerden daha hayırlı eyle.”
Ölümün gerçekleşmesinden sonra meyyitin elbisesi çıkartılır; üzeri temiz bir örtü ile kapatılır.
Ölümün gerçekleşmesinden sonra meyyit yıkanana kadar onun yanında Kur’an okunmaz. Zira mekruhtur. Fakat başka bir odada yüksek sesle okumak mekruh olmadığı gibi; ölünün bulunduğu odada içinden Kur’an okumakta da bir sakınca yoktur.
Yukarıda belirtilen hususlar mümkün değilse, imkân dâhilinde olabilecek şeyler uygulanır.
Cünüp, hayız, ve nifas hâllerinde olanların, ölünün yanında olmaması gerekir.
Meyyitin yakınları, ölümün gerçekleştiğini, defin ve yıkama ile ilgilenecek kişileri, geciktirmeden bize hızlıca bildirmelidirler. Eğer yıkama, defin ve sair işlemlerin başlanmasına resmî makamlarca henüz müsaade edilmemiş ise resmî makamların izninin beklenmesi gerekir.
Kaynak: https://www.nedir.org/soru/hangisi-olen-kisi-icin-yapilmasi-gereken-hazirliklardan-biri-degi