Şimdi bilindiği üzere, osmanlı döneminde kardeş katli kanunu kaldırılıp, tahta çıkanın kardeşini öldürmesi iptal edildi ve kafes sistemi kanunu çıkarılarak şehzadeler, padişah ölene kadar ve eğitim görmeden bir sarayda tutuldular. Fakat şunu merak ediyorum, şimdi diyelim ki padişah öldü ve ölen bu padişahın bir oğlu var, tahta oğlu mu tahta geçer yoksa kafeste tutulan kardeşi mi ? Eğer oğlu çıkarsa amca öldürülür mü yoksa yine kafese mi girer? Yada kafesteki kardeş tahta çıkarsa yeğenini mi öldürür ? (Bilenler detaylı anlatır mısınız lütfen)

Cevap :

Cevap:

Kafes, Osmanlı İmparatorluğu haremi içinde tahta çıkması muhtemel şehzadelerin muhafızlar tarafından sürekli olarak ev hapsinde tutuldukları yerdir.

İmparatorluğun ilk dönemlerinde Fatih Kanunnamesinde belirtildiği gibi saltanatın varlığının sürdürülebilmesi için kardeş katli onaylanmıştır. Yeni tahta geçen sultanın kendisine ileride rakip olabilecek kardeşlerini bir arada öldürmesi sık yaşanmıştır. Ancak bu uygulamalar nedeniyle tahtın varisleri azalmış ve Osmanlı soyunun tükenmesi tehlikesi ortaya çıkmıştır. Olası varislerin kafeste ev hapsinde tutulması sistemi hanedanın sürmesinin güvencesi olmuştur. Ancak bu kez de tahta geçen yeni hükümdarların halktan kopuk ve devlet yönetiminden habersiz olması sorunları baş göstermişti

Bu dönemden sonra tahta geçen padişahın kardeşlerini ve erkek akrabalarını kafeste tutması kural haline geldi. Harem'den annelerinin yanından ayrıldıktan sonra eğitim alma şansları olmayan bu kişiler padişah olmak için gerekli eğitimi ve deneyimi kazanamayacakları bir bekleme durumuna geçiyordu. Bu süreç zarfında sadece hizmetkârlar, devrik sultanlar ve haremlerindeki kadınlarla temasları olanaklı olabiliyordu.

Kafesteki esaret hali çeşitli şekillerde olabiliyordu. 31 yaşında tahta geçen Abdülaziz erkek akrabalarının kafesin dışına çıkmalarına izin vererek 1867 yılındaki Avrupa seyahatinde kendisine eşlik etmelerine izin vermiştir. Kafesteki şehzadelerin sadece kısır cariyelerle temasına izin veriliyor, tahta çıktıklarında oğullarının olmaması sağlanıyordu. Bu sayede en yaşlı erkeğin saltanatı güvence altına alınıyor, padişahın oğlu saltanatı sırasında doğsa bile taht için sırasını beklemek zorunda kalıyordu.

Bazı şehzadeler kafeste beklerken oldukça yaşlanıyor ve hatta tahta çıkamadan ölüyordu. Kafesin burada tutuklu bulunan şehzadelerde büyük yıkıcı etkisi oluyordu. Uzun süre burada tutulan şehzadelerin çoğunda psikolojik bozukluklar oluşmuştur. Kafeste bulunduğu süre içinde en az bir devrik sultanın ve bir şehzadenin intihar ettiği bilinmektedir.

Son Osmanlı padişahı VI. Mehmet 1918 yılında tahta çıktığında 56 yaşındadır. Amcası Abdülaziz saltanatı sırasında kafese konmuş, sonra sırasıyla ağabeyleri Murat, Abdülhamit ve Mehmet iktidarları sırasında kafeste beklemiştir.

Son dönemlerde kafes artık sadece deyim olarak kullanılır olmuş, şehzadelerin ev hapsinde tutulduğu mekanlar isteğe göre değişebilmiştir. Devrik padişah II. Abdülhamit Beylerbeyi Sarayında son yıllarını geçirmiştir. Topkapı Sarayındaki esas kafes bu dönemlerde kullanılmamıştır.

Açıklama: