Öykülerimde ve romanlarımda sanırım üzerinde en çok durduğum şey, olay örgüsü. Olay örgüsünün doğru bir yerden başlaması ve okuru öyküye çekmesi, sonra da merak unsuru hep ayakta kalacak şekilde heyecanlı bir şekilde ve en önemlisi de olağan bir akışla devam etmesi gerekiyor. Bu yüzden olayı başlatıp karakterleri belirledikten bir süre sonra karakterlerin benden bağımsız hareket etmesine izin veriyorum. Aklıma düşen o hikâyenin devamını hikâye evreninde gerçekleştiği şekilde nakletmeye çalışıyorum. Ruhani bir şeyden bahsetmiyorum kesinlikle ama kurgunun dikiş izleri görünmesin istiyorum. Ayrıca çoğu kişinin farkına bile varmadığı ayrıntıları anlatmayı seviyorum. Ben de hikâye anlatıcılığı gereği o küçük, önemsiz görünen ayrıntılara kurgu içinde büyük roller veriyorum. Bir de popüler kültüre veya dijital dünyaya ait lafları özellikle kullanayım gibi bir düşüncem yok ama bunları kullanmaktan da kaçmıyorum. Olay örgüsünde yeri varsa, anlatmak istediğim hikâyeye doğru bir renk katıyorsa kullanıyorum.
Bu parçada konuşan yazar ve eserleriyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Olay anlatımını belli bir plan dahilinde yapmadığı
B) Halkın kullandığı ifade kalıplarından yararlandığı
C) Ayrıntılara işlevsel olarak yer verdiği D) Karakterlerini yaşamından esinlenerek oluşturduğu
E) Akıcı bir anlatımı esas aldığı​