Cevap :
Cevap:
Monte Kristo Kontu”, “Demir Maske” ve “Siyah Lale” gibi kitapların yazarı Alexander Dumas, Üç Silahşörler adlı eserini 1844 yılında yazmıştır. Yazarlığa tiyatro eserleri ile başlayan Dumas, birçok türde eser vermiş ve kitapları tüm dünyada birçok dile çevrilip en çok satanlar listesine girmiştir. Kitapları, sadece yetişkinlere değil çocuklara da hitap ettiği için ülkemizde de 100 Temel Eser listesine girmeyi başarmıştır. Yazar ile ilgili bilinen bir ilginç bilgi de şudur ki, “Baba” Alexander Dumas olarak anılır. Bunun sebebi ise kendisiyle aynı isme ve mesleğe sahip olan oğludur.
“Üç Silahşörler” romanı, yazarın tarihi macera türündeki eseridir. Kitap, birçok filme uyarlanmasıyla birlikte çizgi filmlere de adapte edilmiştir. Eserin başkahramanlarından biri olan D’Artanyan’ın maceraları, yazarın “On Yıl Sonra” ve “Yirmi Yıl Sonra” adlı eserlerinde devam etmektedir. Gelelim kitabın özetine:
17. yüzyılın ortalarında, Melung kasabasında yaşayan Gaskonyalı bir aile vardır. Bu ailenin babası, gençliğinde kralın sarayında silahşör olmak istemiş ama başaramamıştır. “Ben yapamadım, en azından oğlum yapsın” düşüncesiyle, gençliğe daha yeni adım atmış oğlunun eline bir mektup tutuşturarak kasabaya M. de Tréville’nin yanına göndermiştir. Adı D’Artanyan olan bu genç, yolda çeşitli kavgalara dâhil olmuş ve geçtiği yerlerde yadırganmıştır. Sonunda kasabaya ulaştığında insanlar yine onu yadırgayıp alay etmişlerdir. D’Artanyan dayanamayıp yine kavga etmiş ama bu sefer kendini yerde baygın bulmuştur. Onu bayıltanlar, D’Artanyan’ın cebinden babasının yazdığı mektubu alıp gitmişlerdir. D’Artanyan ise bu durumu hancıdan bilmiş ve üzerine saldırmıştır. Mektubun onda olmadığını öğrenince adamı serbest bırakıp saraya doğru yola çıkmıştır. Sarayda, babasının mektup yazdığı adam olan M. de Tréville’yi bulup durumu anlatmıştır. Fakat tam o anda sarayın bahçesinde, cebindeki mektubu çalan adamı görmüş ve onu yakalayabilmek için hızla atılmıştır. Koşarken, kralın silahşörlerinden biri olan Athos’a çarpmış ve özür dilemiştir ama Athos özrü kabul etmeyerek D’Artanyan’ı on birde düelloya çağırmıştır. El mahkûm kabul eden D’Artanyan, koşmaya devam etmiş ve bu sefer de kralın bir diğer silahşörü olan Portos’a çarpmıştır. Her ne kadar özür dilese de Portos da özrü kabul etmemiş ve onu saat on üçte düelloya çağırmıştır. D’Artanyan, tüm bu harcadığı zamandan sonra kovaladığı adamı elinden kaçırmıştır. Bunun üzerine, düelloya söz verdiği Athos’un yanına gitmeye karar vermiş ama yolda giderken bir başka silahşör olan Aramis ile de sorun yaşamış, onunla da saat on dört için randevulaşmışlardır.
Düello için Athos ile anlaştıkları yere gelince Athos’un, yanında şahit olarak Portos ve Aramis’i getirdiğini görmüştür. Birbirleriyle bir iki kelam edince, aslında dördünün de iyi birer insan olduklarını ve iyi bir şekilde anlaştıklarını görmüşler fakat bu düelloyu yapmayı kendilerine görev bildiklerinden vazgeçmemişlerdir. Ülkede de birçok kişi tarafından “Üç Silahşörler” olarak tanınan bu üç adam; cesur, korkusuz ve aynı zamanda kararlıdırlar. D’Artanyan, adamların hırslarını ve kararlılıklarını görünce bu düellodan sağ çıkamayacağını, öleceğini düşünmüştür. Tam düelloya başlayacaklardır ki, kardinalin askerleri oraya basmıştır. O zamanlarda gizlice dövüşmek yasak olduğundan, askerler silahşörlere saldıracaklardır. D’Artanyan ise askerlerin değil de silahşörlerin yanında yer almaya karar vermiş ve silahşörler ile birlikte askerlere karşı çarpışmıştır. Bu kalabalık düelloyu kazanan Üç Silahşörler ve D’Artanyan, M. de Tréville tarafından takdir edilmiştir. Aynı zamanda bu düellonun sonucunda Üç Silahşörler, D’Artanyan’ı yanlarına almaya karar vermiş ve bunu kendisine söylemişlerdir. Artık aralarında hiçbir husumet kalmayan bu arkadaşlar, her zaman birbirlerinin yanında olup olumsuzluk ve adaletsizliğe karşı baş kaldırmışlardır.
Kitap hakkındaki kendi düşüncelerime gelince; kitap her ne kadar çocuk kitabı olarak görünse de her bir büyük tarafından da okunması gereken türden. Çocuklar için ise içinden; dostluk, sır tutma, inanç, dürüstlük gibi derslerin çıkabileceği harika bir kitap. Şayet okumadıysanız, okuyun. Ve yahut çocuğunuz varsa birlikte okuyun. Tavsiyemdir.