Ahmet Celal, yedek subay olarak katıldığı I. Dünya Savaşı’nda sağ kolunu kaybetmiştir. Otuz beş yaşına geldiğinde hayatın onun için bittiğini düşünürken emir eri Mehmet Ali’nin Porsuk Çayı kıyısındaki köyüne davet etmesiyle yeni bir yaşama merhaba der. Köyde herkes onu “Yaban” olarak tanır ve düşman olarak görür. Köylünün savaşlar karşısındaki umursamaz ve korkak tavrı Ahmet Celal tarafından eleştirilir. Top seslerini duyan köylüler, düşmanların yaklaşması anında bile bir acizlik sergilemektedirler. Ahmet Celal köyde Emine adlı bir kıza duygusal yakınlık besler ve duygularının yeniden dirildiğini düşünür. Emine başkasıyla evlendirilir. Yunan ordusunun köyü işgali sırasında Ahmet Celal, Emine ile köyden kaçmak ister. Ancak Emine kendisini hedef alan kurşunlar nedeniyle ağır yaralanmıştır. Bunun üzerine Ahmet Celal onu köyde bırakarak bilinmeyen bir yöne doğru ilerler.

bunun devamını nasıl getirirdiniz biri cevap versin şunu artık ya en azından fikir verin lütfen.



Cevap :

Cevap:

ben 7.sınıfım ama getirebilirim diye düşünüyorum..

Açıklama:

Ahmet Celal ilerledikçe ilerler. İçerisinde yunan nefreti ve Emine'nin ölümü için üzüntüsü içerisinde bir duygusuzluk belirmeye ve gittikçe büyümeye başlar. İlerlemesi sırasında içerisinde bulunduğu bir kağnıya yunan askerlerinin yaklaştığını farkeder. Bir anda o içindeki duygusuzluğun yerini adeta hiç bilinmeyen karanlıkta bekleyen bir duyguyla dolup taşar. Orada aynı zamanda bir yaşlı kadın da vardır. Yunan askerleri kadının kafasına silahı dayadı ve onu öldürmek için nişan aldılar. Ancak Ahmet Celal kadının ölmesine tazı değildi. Tam bıçağını aldı yunan askerlerine saldıracak derken gözleri karanlığa girer. O gün o saatte Ahmet Celal yunan askerleri tarafından acımasızca öldürülür...

Cesedi ise ancak 3 ay sonra bulunur. Köyündeki herkes o haberi aldıktan sonra ona "Yaban Yiğit" diye seslenmeye başlarlar..

Umarım yararlı olmuştur <33