Cevap :
Cevap:
1. L’esprit de l’eslacier=Tartışma esnasında söyleyemediğimiz ya da aklımıza gelmeyen, sonra da bizi “o ne dedi, ben ne dedim, oysa bunları demeliydim” diye saatlerce düşündüren olayın karşılığı Fransızcada L’esprit de l’eslacier şeklinde.
2. Cafuné=Portekizcede “Sevdiğin kişinin saçlarında ellerini nazikçe dolaştırmak” anlamına geliyor.
3. Redamancy=İngilizcede “Seni çok seven birini karşılıklı olarak çok sevme” durumunu anlatıyor.
4. Age-otori=Japoncadaki bu kelime birçoğumuzun sık sık yaşadığı, kuaförde saç kestirdikten sonra beğenmeyip kötü hissetme anlamına geliyor.
5. Deja brew=Sarhoşken yapılan utanç verici şeylerin ertesi sabah başkaları tarafından hatırlatılması ve ardından kişinin o geceyi yavaş yavaş hatırlamaya başlamasını anlatıyor.
6. Gökotta=İsveççede kullanılan bu kelime, kuşların sesini dinlemek için sabah erkenden uyanıp dışarı çıkma anlamına geliyor.
7. Tsundoku=Japoncada sürekli kitap alıp kitapları okumadan kütüphaneye yerleştirme anlamına gelen bu kelime, bizim ülkemizde çok sık karşılaştığımız bir durum…
8. Cingulomania=Bir kişiye sarılmak için duyulan büyük arzuyu anlatıyor.
9. Sobremesa=Arkadaşlarla yemek yedikten sonra sohbet etmek ve yemeği sindirmek için masada bir süre oturmak İspanyada bir gelenek.
10. Saudade=Portekizcede “Bir kimsenin yokluğunda hissedilen derin özlemi ve bir zamanlar kaybettiğin bir şeyin bir daha asla senin olamayacağını anladığın an yaşadığın his” anlamına geliyor.
11. Lagom=İsveççe ne çok fazla, ne de çok az, kararında anlamına geliyor. Bu anlayış aynı zamanda ev dekorasyonunda da trend olmuş durumda.
12. Fernweh=Almanca olan bu kelime Türkçeye tam olarak çevirilemese de, en yakın anlamıyla uzağı özlemek, uzaklara gitmeyi istemek, daha önce gidilmeyen yerlere özlem duymak anlamına geliyor.
13. Wanderlust=Amacı, yönü belli olmayan bir şekilde seyahat etme, dünyayı gezme isteği anlamına gelen Almanca kelime.
14. Basorexia=Birini aniden öpme isteği anlamındaki İngilizce kelime.
15. Tartle=İskoçça bir tanıdığınızı diğeri ile tanıştırırken ismini unutmanız karşısında duyduğunuz utancı anlatıyor.
16. Toska=Hiçbir nedeni olmadan hissedilen üzüntü, keder anlamına gelen Rusça kelime.
17. Mamihlapinatapai=Güney Amerika’da, Yaghan dilinden bir kelime “İki insanın da yapmak istemediği, ancak ikisinin de söylemeye çekindiği için yapmamalarını umarak karşılıklı bakışmaları” anlamına geliyor. Guiness Rekorlar Kitabı’na dünyanın en az ve öz kelimesi olarak giren bu kelime aynı zamanda başka dillere çevrilmesi en zor kelimelerden biri olarak sayılıyor.
18. Jayus=Yapılan esprinin komikliğinden değil de kötülüğünden gülmeyi anlatan, Endonezce bir kelime.
19. Litost=Çekçe olan bu sözcüğü Milan Kundera “Gülüşün ve Unutuşun” kitabında tanımlamış ve başka dillerde karşılığı olmadığını söylemiştir. Ancak en yakın anlamıyla, insanın yapamadığı şeylerden dolayı kendine acıması ve kendine duygusal işkence yapmasıdır.
20. Fremdschämen=Fremd (yabancı) ve schämen (utanma) kelimelerinin birleşmesiyle oluşan, başkası adına utanma anlamına gelen Almanca kelime.