Cevap :
Merhaba
Anonim Halk Edebiyatının Özellikleri
Bu edebiyat geleneğinde ürünler adından da anlaşılabileceği gibi anonimdir yani yazarları ve söyleyenleri belli değildir.
Halkın içinde sözlü olarak yaşayan ve kuşaktan kuşağa aktarılan ürünlerden oluşmaktadır.
Bu edebiyatın dili son derece anlaşılır ve sadedir.
Ürünler yayıldığı bölgenin dil özelliklerini taşımaktadır. Örneğin İç Anadolu’ya ait olan bir şiirin dili yöresel ağız özellikleri taşımaktadır.
Bu edebiyat geleneğinin ürünleri nazım, nesir ve nazım-nesir karışık bir şekilde oluşturulmuştur.
Anonim Halk Edebiyatı Nesir Ürünler
Anonim halk edebiyatında nesir ürünleri “Halk hikayeleri, efsaneler, masallar, bilmeceler, fıkralar, geleneksel Türk tiyatrosu” oluşturmaktadır.
Halk Hikayeleri
Sözlü olarak halk arasında yaşayan olağanüstü özellikler barındıran aşk ve kahramanlık hikayeleridir.
Halk hikayelerinde anlatılan olaylar gerçek ya da gerçeğe yakındır.
Nazım-nesir karışık olarak aşıklar ya meddahlar tarafından anlatılır.
Aşk ve kahramanlık gibi konularda oluşturulur.
Destanlar ile modern hikayeciliğin arasında köprü görevi görür.
Türk halk edebiyatında; “Kerem ile Aslı, Ferhat ile Şirin, Tahir ile Zümre” hikayeleri oldukça meşhur olan halk hikayelerinin başında gelir.
Ayrıca Bkz. ⇒ Halk Hikayesi
Efsane
Halkın arasında gerçekmiş gibi anlatılan hayal gücüyle oluşturulmuş olan olağanüstü hikayelerdir.
Efsaneler bir mekan, kişi ya da olay hakkında oluşabilir.
İnandırıcı bir şekilde anlatılan bu hikayeler daha çok inançlara dayalıdır.
Toplumların inançlarını ve yaşamlarını yansıtır.
Ayrıca Bkz. ⇒ Efsane
Masal
Halkın arasında anonim olarak oluşan ve olağanüstü özelliklerle süslenmiş çocuklara ders vermek için anlatılan hikayelerdir.
Büyülü ve düşsel bir anlatım vardır.
Masallarda yer ve zaman kavramı belirsizdir.
Masallarda iyilik, cömertlik, doğruluk, yardımseverlik gibi evrensel temalar işlenir.
Beş farklı bölümden oluşur.
Ayrıca Bkz. ⇒ Masal
Fıkra
Gerçeklerden yola çıkarak güldürme amaçlı mizahi bir şekilde anlatılan kısa hikayelerdir.
Fıkralar güldürürken düşündürmeyi de amaçlar.
Türk Edebiyatı’ndaki en meşhur fıkralar Nasreddin Hoca‘ya aittir.
Karagöz
Deriden kesilmiş ve şekil verilmiş tasvirlerle bir perdenin arkasında ışık yardımıyla oynanan ve aynı zamanda gölge oyunu olarak da bilinen geleneksel Türk tiyatrosudur.
Halkın ortak malı olan Karagöz; Türk kültürünü, yaşamını ve anlayışını yansıtır.
Karagöz oyunu doğaçlama oynanır ve güldürüye dayanır.
Oyun genel olarak Karagöz’ün Hacivat’ın sözlerini yanlış anlaması üzerine kuruludur.
Her ne kadar başlıca Karagöz ve Hacivat olarak iki tip olsa da oyuna çok sayıda karakter de dahil olur.
Yazılı bir metne dayanmayan oyun dört bölümden oluşur.
Ayrıca Bkz. ⇒ Karagöz
Meddah
Bir topluluk karşısında tek kişinin sahneye çıkıp hikaye anlatıp taklitler yaptığı geleneksel Türk tiyatrosudur.
Oyuna anlatan kişi olan meddah, halkın kendisini görebileceği yüksek bir noktada sandalyeye oturarak hikayelerini anlatır.
Bu oyunda dekor olarak sadece bir sandalye, değnek ve mendil kullanılır.
Meddah oyununu doğaçlama olarak oynar.
Meddah hikayelerine “Haak dostum Haak!” şeklinde başlar.
Ayrıca Bkz. ⇒ Meddah
Orta Oyunu
Palanga adı verilen yuvarlak ve yüksek bir sahnede oynanan ve belli tiplerin etrafından dönen geleneksel tiyatromuzdur.
Yazılı bir metnin olmadığı orta oyununda oyun doğaçlama olarak sahnelenir.
Ana oyuncular Pişekar ve Kavuklu’dur ancak başka karakterler de oyuna dahil olur.
Oyun güldürüye ve taklitlere dayalıdır.
Dekor olarak çok az eşya kullanılır.
Oyun dört bölümden oluşur.
Ayrıca Bkz. ⇒ Orta Oyunu
Tekerleme
Genellikle masal gibi anlatıların başında ya da sonunda söylenerek dinleyicilerin ilgisini çekmeyi amaçlanan kulağa hoş gelen ahenkli seslerden oluşan sözlerdir.
Gölge Oyunu”, “Hayal Oyunu” olarak da bilinir.
Karagöz oyunlarının piri, Şeyh Muhammet Küşteri kabul edildiğinden Karagöz meydanına da “Küşteri Meydanı” adı da verilmiştir.
İki temel tip vardır: Karagöz ve Hacivat
Karagöz oyunlarında oyunu Hacivat açar ve semai söyleyerek perdeye çıkar.
Karagöz ve Hacivat’ı bir kişi seslendirir.
Ermeni, Rum, Yahudi, Çelebi, Beberuhi, Külhanbeyi, Bekri Mustafa, Zenne gibi yardımcı tipler de yer alır.
Oyundaki farklı tipler Osmanlı’nın diğer topluluklarını temsil eder.
Yazılı metne dayanmaz.
Karagöz, sıradan halkı temsil eder. İzleyicileri güldüren asıl tiptir.
Hacivat, okumuş, kendini beğenmiş sınıfı temsil eder.
Yanlış anlamalara, cinasa, şive taklitlerine ve nükteye dayalı bir mizahi yön taşır.
Başlangıç, muhavere, fasıl ve bitiş bölümleri vardır.
Asıl bölüm “fasıl”dır.
ORTA OYUNU
Açık bir alanda ortada oynanan bir oyundur. Bu nedenle “orta oyunu” adını alır. Bu oyuna “kol oyunu, meydan oyunu” adları da verilir.
Oyunun oynandığı yuvarlak ya da oval alana “palanga” denir.
Orta oyunu belli bir metne bağlı kalınmadan oynanan doğaçlama (tuluat) bir oyundur.
Konu ve tipler bakımından Karagöz’le yakınlık gösterir.
Mizahi özellikler taşır.
Şive taklitlerine yer verilir.
İki ana tip vardır: Pişekâr ve Kavuklu
Ana tiplerin dışında Balama, Frenk, Zenne, Çelebi, Amavut, Yahudi, Denyo (abdal), Acem tipleri de görülür.
Pişekâr, Hacivat’a; Kavuklu ise Karagöz’ e benzer.
Başlangıç, muhavere, fasıl ve bitiş bölümleri vardır.
Orta oyununda asıl oyun “fasıl” bölümünde sergilenir.
Oyunun dekoru; yeni dünya denilen bezsiz bir paravandan ve dükkân denilen iki katlı bir kafesten oluşur.
Yeni dünya ev olarak, dükkân da iş yeri olarak kullanılır.
MEDDAH
Tek kişilik bir oyundur.
Meddahın temeli İslam öncesi Türk kültürüne kadar uzanır.
Geleneksel Türk edebiyatındaki meddahın İslam öncesi Türk toplumundaki adı şaman ya da baksıdır.
Oyundaki bütün kişileri “meddah”ın kendisi canlandırır.
Meddah, oyunda bir mendil, sandalye ve bastondan yararlanır.
Mizahi özellikler taşır.
Şive taklitlerine yer verilir.