hayvan çifligi kitabın eleştiriel bı şekilde 1 sayfa olacak şekilde yazımı



Cevap :

Hayvan Çiftliği Eleştiri


Çiftlik hayvanlarının ayaklanmasının sebebi çiftliği yöneten Bay Jones'un hayvanların çektiği ızdıraba karşı kayıtsız olması,acı çektiklerinin bilincinde olsa da hayvan olmalarından dolayı çektikleri acıları önemsemiyor oluşu.

Hayvanların çiftliği ele geçirme hayali,kitapta bilge ya da entelektüeli temsil eden kişiden çıkar,en bilgelerinin hayalidir toplumlarının kurtuluşu * Elbetteki bu kişi en başta Marx,bir hayal vaat ediyor,rüyasında görüyor bunu,henüz bir gerçekliği Zaten hayvanların birçoğunun istediği şey,hayvanların özgürlüğü değil,hele baştaki domuzların istediği bu hiç değil.Onlara rahatsızlık veren şey kendilerinin insan değil hayvan oluşları,onlar hayvanları önemsemiyorlar,insan olmak istiyorlar.Bu yüzden başa geçene kadar hayvanların dostuymuş gibi davranıyorlar, halk tabakasından gelme olur genelde bu insanlar,mesela gençliğinde futbolcu olur.Tanıdık geldi mi? :) - başa geçtiklerinde ise hayvanların gerçek dostları olan Snowball gibilerini def ediyorlar ve domuz görünümlerinin içinde saklı olan pis insanlıklarını ortaya çıkarıyorlar . * . Bu hayali gerçek anlamda kavrayamasalar da hayvanlar bunun tek kurtuluş ihtimalleri olduklarını bilirler,onlar rüyadaki çiftlik modelinin ne kadar uygulanabilir olduğuyla ilgilenmezler,yalnızca daha az çalışma saati ve biraz eşitlik isterler,işte bu bilgisizlikleri ve çaresizlikleri de onları kullanılmaya daha açık hale getirir,kitabın ilerleyen bölümlerinde hayvanların kendi aralarında uymaları gereken kurallar belirleniyor,ancak daha sonrasında Napolyon kuralları keyfince değiştiriyor,hayvan halkı ise bu değişikleri asla tam olarak fark edemiyor,fark etse bile Napolyon'u ve başta onları kurtarmayı vaat eden domuzları kendilerinden üstün gördükleri için,bir değişiklik yapmadıklarını söylediklerinde inanıyorlar,hayvanlar asla kendilerine güvenmiyorlar çünkü kendilerini cahil hissediyorlar,şeyhim bilir,reisim bilir diyorlar.

Haklılar da,gerçekten cahiller ancak burada düşünülmesi gereken onların cahillikten nasıl kurtarılabileceği,cahillikleri devam ettiği sürece tamamen liderin kim olduğuna göre değişecektir onların hayat şartları,lider Snowball gibiyse bu halk için bir şanstır ancak tamamen şanstır,kendilerinin kattığı hiçbir şey yoktur bu durumda da,Atatürk geldi Türkleri kurtardı ancak bu tamamen rastgele gelmiş bir dehanın bir dokunuşuydu,halk yaratmadı Atatürk'ü,başa geçen kişi Snowball olsaydı da bu halkın övünebileceği bir şey olamazdı,halk kültürel anlamda gelişmeli ve halkın gelişen kültürü ve karakteri ile başa gelenler değişmeli,başa gelenler halkın temsilidir,Reisler,Napolyonlar birer sonuç yalnızca. Toplum ve toplumun acıları hakkında düşünülürken düşülen hatalardan birisi de bu,elbette halk bu denli cahil olursa başa böyle sömürgeciler,Bay Joneslar gelecek ve halkı umursamayacak çünkü halk kendisini umursamıyor,halk düşünemiyor,halk yalnızca yüzeyde olanı görüyor,halk başa geçireceği kişinin ağzından çıkan vaat ne ise onu gerçek zannediyor,sadece kendilerinden çıkma olduğu için.

Akıllı ve iyi niyetli bir insan yanlarına gelecek ve onları kurtarmayı vaat edecek olsaydı,bunu kabul etmezdi,çünkü o üst tabakadan,o ne kadar iyi olursa olsun korkulası biri ama kendilerinden çıkma olduğu vakit en şeytan olanı bile,onları yeterince gazladığı müddetçe kabul ederler

Sonrasında her şey iyi,güzel gidiyor gibi gözükür. Sorun yalnızca insanların başta olması değil,insanların kovulması yalnızca ilk aşama ancak,devrimciler bunu fark etmezler,devrimden devrime koşmak isterler,onların üzerine düşündükleri tek şey devleti nasıl ele geçirecekleridir ,en basit örneği Che Guevara,yapabildiği tek şey devrimdi bu adamın.Devrimin tamamlanmasının ardından,ülke normal duruma döner ve Che başka yerlere gider,Afrika'ya gider ve orada devrim yapmaya başlar,çünkü bilir ki yönetemez,yönetecek akıl yoktur devrimcilerin pek çoğunda,ilgilendikleri şey her zaman ne yapılması gerektiği değil,ne yapılmaması gerektiği ve kimin düşman olduğudur,buna odaklı olmaları,devrimlerin hep sonuçsuz kalmasına neden olmuştur .çiftlik hayvanlarının çok çalışması gerekmektedir,çünkü itaat etmek bırakıldığı zaman,kişilere de toplumlara da daha fazla yük biner,bu yüzden çoğunluk itaat etmiştir her zaman.Daha fazla çalışılması gerektiğinde hayvanlar kendilerine,

''Artık insanlar için değil,kendimiz için çalışıyoruz.'' der ve bu kadar yoğun çalıştığı gerçeğini böylece bastırmaya çalışır,ancak bu bir gerçektir.Hayvanlar insanları kendilerini köle gibi çalıştırdıkları için sevmiyordu,başımıza domuzcuklar geldi ve bize çalışmamız için bir ideal verdi ancak yine de çok çalışmaya devam ediyoruz ve aynı yoğunlukta bile çalışmıyoruz,daha yoğun çalışıyoruz.

''Din kitlelerin afyonudur.'' dedi bilge,eleştirdiği şey manevi ödüllerle hayvanları kandırıyor oluşlarıydı insanların . Ancak domuzcuklar başa geldi ve yeni bir din getirdiler,farklı çeşit bir uyuşturucuydu,belki afyon değildi ama bu sefer de özgürlük isimli bir maval uydurdular.

''Artık kendiniz için çalışıyorsunuz,yaptığınız şeylerin bir anlamı var.''

Hayır yoktu,halen hayvanlar birilerine hizmet ediyordu,sanki bu doğanın bir kanunu gibiydi,bu hep böyle oldu.

Hayvanların kendi kendilerine bir şeyler başarmaya çalışması elbette,ülkede,dünyada olay olur.

Yapılan şey gerçekten de bir başkaldırıdır ve asilik her zaman ilgi çekicidir.

Sonraları bir yel değirmeni yapmaya başlarlar çiftlik hayvanları ve gelecek için köle gibi çalıştırmaları burada başlar.

Snowball'un amacı gerçekten yel değirmeninin hayvanlara faydalı olmasıydı,Napolyon ise insanlara gösteriş yapmak istiyordu,daha önce de söyledim,onun derdi başından beri hayvanlar falan değildi,o insan olmak istiyordu.

Çiftliğe insanlar geldiği zaman yel değirmenine hayran kalırlar,Napolyon bunu istiyordu,onları hayran bırakarak hayvan olmasından gelen aşağılık kompleksini aşmaktı onun derdi,insanlar onu kabul ettiği gün düşünmeden tüm hayvanları satabilirdi.Başından beri domuzların ve kendisinin diğer hayvanlardan üstün olduğuna inanıyordu,gücün elinde olmaması,onun belki de kısa bir süreliğine de olsa diğer hayvanlarla kendisinin eşit olduğunu düşünmesine neden olmuştur ancak eminim ki bu çok kısa sürmüştür.

Domuzlar ve insanlar Jones'un evinde oturup * Jones'un evi elbette iktidarın simgesidir aynı zamanda bir soyutlamadır,içeridekilerin dışarı ile kendilerini ayırmalarını sağlar. .Domuzlar da keyiflidirler çünkü emellerine ulaşmışlardır.

Evde bulunan insanların üstün olduğundan,diğerlerininse aşağı olduğundan ne kadar da eminler. Kendilerinden bu kadar emin olmaları bütün bu acımasızlıkları yapabilmelerine sebep oluyor,insanlar hayvanları yüzyıllarca umursamadan yiyebildi,çünkü üstün olduklarına eminlerdi,aynı şekilde yenmeye devam ediliyor.Bir koyun hayal ediyorum,daha sonra da Burger King'de hamburger yiyen bir insan.O insan koyunu kendi dışkısına dönüştürmek için yiyor resmen,az önce tatlı tatlı meleyen koyun,bir an sonra o rezil insanın bağırsaklarında dışkıya dönüşüyor ve insan bunda hiçbir sakınca görmüyor.

Yönetenlerin nasıl bu kadar acımasız olabildikleri hakkında düşünürken insan,kendisinin de dışkıya dönüştürebilmek için hayvanları yediğini hatırlasın,hem de bunu bir hak gibi görerek.

Sonuçta Napolyon,insanların söylemleri ile kendisinin egemenliği hak ettiğinden tamamen emin olur ve artık diğer hayvanlar onun için ''yoldaş'' değildir,nasıl onlar Napolyon'un yoldaşı olabilir ki? O hepsinden üstün... değil mi ?

Kitabın bitişi ile bu kitap benim için edebiyat tarihinin en iyi kitaplarından biri haline geldi.

Diğer hayvanlar için artık tek bir görüş vardı: Domuzların yüzlerine bir de insanların yüzlerine baktılar ama onları birbirinden ayırt edemediler…