Cevap :
"Sevincinden ağlayan, gülen, haykıran rüzgâr
Kalplere sevinç, umut ve inanç getiriyor."
Rüzgâr,insan gibi sevinmekte,sevincinden ağlamakta,gülüp haykır maktadır.Böylece kişileştirme gerçekleştirilmiştir. Kendisine benzetilen"insan" söylenmediği,gülmek, ağlamak, sevinmek, haykırmak gibi insana ait özellikler 'benzetme yönleri' belirtildiği için kişileştirme, kapalı istiare biçiminde gerçekleştirilmiştir.
"Rüzgâr, bir insan gibi sevincinden ağlıyor, gülüyor, haykırıyordu." denirse benzeyen de kendisine benzetilen (insan) de belirtildiği için kişileştirme, benzetme şeklinde gerçekleştirilmiş olur.
ÖRNEKLER
"Sevincinden ağlayan, gülen, haykıran rüzgâr
Kalplere sevinç, umut ve inanç getiriyor."
Rüzgâr,insan gibi sevinmekte,sevincinden ağlamakta,gülüp haykır maktadır.Böylece kişileştirme gerçekleştirilmiştir. Kendisine benzetilen"insan" söylenmediği,gülmek, ağlamak, sevinmek, haykırmak gibi insana ait özellikler 'benzetme yönleri' belirtildiği için kişileştirme, kapalı istiare biçiminde gerçekleştirilmiştir.
"Rüzgâr, bir insan gibi sevincinden ağlıyor, gülüyor, haykırıyordu." denirse benzeyen de kendisine benzetilen (insan) de belirtildiği için kişileştirme, benzetme şeklinde gerçekleştirilmiş olur.
"Dağ başını duman almış / Gümüş dere durmaz akar."
İkinci dizede, insanın 'ağlama' özelliği 'dere'ye aktarılmış, dere kişileştirilmiştir.Aynı zamanda kapalı istiare yapılmıştır.
"Ben öpmeden önce yanaklarını/Varsın teller, tüller, duvaklar öpsün."
teller, tüller, duvaklar' kişileştirilmiştir.
"Besbelli her saat artar kederi/Belki de yüreği yara dağların."
İnsana ait 'yüreği yaralı' ve 'kederli' olmak dağlara verilmiştir.
Bir yağmur başlar ya inceden ince/Bak o zaman topraktaki sevince."
'sevinmek' özelliği toprağa verilmiştir.
"Renkler başkalaştı gün ortasında/Koyu bir karanlık öptü denizi."
'öpmek' özelliği karanlığa mal edilmiştir.
"Bir bulut gezer yayla yayla Anadolu'yu
Bir baştan başa selâm götürür."
'selâm götürmek' özelliği buluta verilmiştir.
"Aynalar, bakmayın yüzüme dik dik
İşte yakalandık, kelepçelendik."
Şair, kendisine dik dik baktıklarını söyleyerek 'aynaları' kişileştirmiştir.
"Kuşlar, senin uzak diyarlara gittiğini söylediler bana."
'Kuşlar' konuşmaktadır, kişileştirme yapılmıştır.
"Konunun hassasiyeti nedeniyle kalemimin çok temkinli hareket ettiğini okurların fark etmişlerdir."