Cevap :
Aşağıdaki resimdeki 3 çocuktan Hayri, ünlü kahraman Şahin Bey'in oğlu. Mehmet Ali'nin babası resimden önce şehit olmuştu. Şehadeti tadacak İsmail'in babası arzuhalci Ali Efendi. Mehmet resimde yok ama 4 kafadarlardan biri...
Antep'in ilk çocuk şehidi düşman askerlerinin sarkıntılık ettiği anasını korumak isterken göğsünden süngülenen 14 yaşındaki Kamil'di. Gazi ünvanı alarak adı Gaziantep'e çevrilen Antep'in Şehitkamil ilçesi onun adını taşımaktadır.
Kamil'in şehadetinin şehirde kıyameti koparttığı günlerde Antep'in yiğitleri arasında dört kafadar çocuk da Milli Mücadele yer alabilmek için gönüllü olmuştu. Kuva-yı Milliye birliklerine katıldıkları ilk gün çatışmanın ortasında kalıp, bir kayayı siper ederek kurtarabilmişlerdi canlarını. O günden sonra da hiç bir çatışmadan korkmadan gözü kapalı dalmışlardı mücadeleye...
Dört küçük dost; Mehmet, İsmail, Hayri ve ve Mehmet Ali. Onların adını ilk kez duyuyor olsanız bile onların babalarının adını mutlaka bir şekilde duymuşluğunuz vardır. Hiçbirisini duymamış olsanız bile en azından Şahin Bey'i duymamış olamazsınız. Türk Subayı Şahin Bey Antep denildiğinde adı ünlü Kürt yiğidi Karayılan ile birlikte akla ilk gelen kahraman hiç şüphesiz.
Dört kafadardan Hayri, adına ağıt ve türküler yakılan o kahramanın oğluydu. Yandaki resimdeki görünen üç çocuktan Hayri, ünlü kahraman Şahin Bey'in oğlu. Mehmet Ali'nin babası resim çekilmeden dört ay önce şehit olmuştu. Resimde yer alıp sonradan şehadeti tadacak İsmail'in babası arzuhalci Ali Efendi.
Antep'in meşhur kebapçılarından Said Ağa'nın oğlu Mehmet ise resimde yok ama resim çekildiği günlerde o da arkadaşları gibi sapasağlamdı.
Fotoğrafta yer alan Aslan Bey, bu karede yer almayan Mehmet ile bir kaç ay sonra bir fotoğraf daha çekilecekti. Mehmet, Kahraman Topal Mehmet olarak bulunacaktı Türk subayı Arslan Bey'in yanında. İsmail ise şehadet şerbetini içmiş bulunuyordu...
Bu öyküyü kapsamlı ve ayrıntılı bir öykünün içinden çekip çıkarttık sizler için. Fazıl Yazıcı'nın Milli Mücadelenin Çocuk Kahramanları üst başlıklı "Ayağın Nerede Oğul" adlı eserinde bu öykünün ve buna benzer onlarca gerçek kahramanlık öyküsünün detaylarını ve o günlerden bu günlere kalan bir kaç sararmış fotoğraf ile destanların yazıldığı mekanların resimlerini bulabilirsiniz.
Yitik Hazine Yayınlarından neşredilen kitapta bu topraklar için çarpan minik yüreklerin, yazdıkları boylarından büyük destanlar var.
Adana'daki çırpınışın, Erzurum'daki acının, Urfa'daki azmin, Maraş'taki yiğitliğin, Antep'teki mertliğin, Sakarya'daki şahlanışın, Mardin'deki zekanın, Osmaniye'deki çabanın, Gediz'deki destanların hikayesi var bu 192 sayfalık eserde.
Türk tarihi milli mücadele yıllarında, var olma ile yok olma arasında muhteşem direnişlerin altına imzasını atarken, kadın ve erkekler gibi çocuklar da bu mücadelenin içinde yer almışlardı.
Kürt yiğidi Karayılan'ın destanlaştığı o günlerde Ermeniler'in bir kısmı işgalcilerin vaatleri ile yıllarda yanyana yaşayıp aynı ekmeği böldükleri insanlara silah çekecek kadar hainlik sergilemekten çekinmezken, Müslüman komşularının silahlarını kendi evlerinde saklayan vefalı Ermeniler de yok değildi. Eser de bakın onlar nasıl yer alıyor:
Arap Efendi gibi kendisini Osmanlı Ermenisi olarak tanımlayan ve komşuluğun hakkını veren o vefalı insanlar kendi kavimlerinin hain bilinmemesi için çırpınıyor ve "Biz Osmanlıyız. İşgalci işbirlikleri Suriye'den gelen Ermenilerdir. Ne olur bizden bilmeyesiniz" diyorlardı.
Milli Mücadeleyi yaşanmış destanlardan okumak, o günlerde gerçekte neler yaşandığını idrak etme konusunda şüphesiz en yararlı yöntem.
Adana’daki çırpınışın, Erzurum’daki acının, Urfa’daki azmin, Maraşta’taki yiğitliğin, Antep’teki mertliğin, Sakarya’daki şahlanışın, Mardin’deki zekânın, Osmaniye’deki çabanın, Gediz’deki cesaretin ve bu topraklar için çarpan minik yüreklerin destanını anlatan “Ayağın Nerede Oğul” Yitik Hazine Yayınlarından çıktı.