prefer ile ilgili 20 cümle türkçesiyle birlikte



Cevap :

 

Prefer Cümleleri

"to prefer" fiili, İngilizcede tercih etmek, yeğlemek, daha çok beğenmek anlamlarına gelmektedir. Bir şeyi başka bir şeye tercih etmek ya da bir şeyi diğerlerinden ayırarak yeğlemek gibi ifadeler için de yine "to prefer" fiilini kullanırız. "To prefer" yerine "would prefer" kalıbı kullanılırsa, söylenmek istenen daha nazik ifade edilir.

Would you prefer tea or coffee ?
Kahveyi mi, çayı mı tercih edersiniz?

I prefer tea to coffee.
Çayı kahveye tercih ederim (yeğlerim).

I prefer walking to driving.
Yürümeyi araba kullanmaya tercih ederim.

Thank you, I don't prefer nothing to drink.
Teşekkür ederim, bir şey içmemeyi tercih ederim.

I would prefer you coming tomorrow.
Siz yarın gelseniz, daha iyi olur.
(Sizin yarın gelmenizi yeğlerim.)

During my education in university, I preferred nights to study.
Üniversite eğitimim sırasında, geceleri ders çalışmayı tercih ederdim.

I preferred nights to days in order to study.
Ders çalışmak için geceleri, gündüzlere tercih ederdim.

Do you prefer coming with me to go shopping or staying at home ?
Benimle alışverişe gelmeyi mi, yoksa evde oturmayı mı tercih edersin ?

I should prefer to wait until evening.
Akşama kadar beklesem daha iyi olur.
(Akşama kadar beklemeyi yeğlerim.)

Women are more likely to prefer sweet.
Kadınlar tatlıya (şekerlemeye) daha yatkındırlar.
(Kadınların şekerlemeyi tercih etme olasılığı yüksektir.)

Gentlemen Prefer Blondes.
Erkekler Sarışınları Seçer (tercih eder).
(*1953 yapımı ve sarışın Marilyn Monroe ile esmer Jane Russell'ın başrollerini oynadıkları Hollywood filmi)

During the economic crisis, people tend to prefer buying gold.
Ekonomik kriz sırasında insanlar altın almaya daha eğilimlidirler.

I prefer you to send me the message.
(Senin) bana mesaj göndermeni tercih ederim.

I would prefer that you call me up.
Beni telefonla aramandan memnun olurum.
(* Düz anlam olarak "telefonla aramanı yeğlerim" anlamına gelse de, nazikçe bir ifade olduğu için Türkçe en doğru karşılığı budur)

I would prefer, if you could come earlier.
Erken gelirsen, memnun olurum.

I prefer driving by car to going by bus to work.
İşe arabayla gitmeyi, otobüsle gitmeye tercih ederim.

Many people prefer having better income.
Çoğu insan daha iyi bir gelire sahip olmayı ister (tercih eder).

We prefer paying by bank transfer. If you prefer a check, you can get money one day later.
Ödemeyi bankadan transfer ederek yapmayı yeğleriz. Eğer siz çeki tercih ederseniz, parayı bir gün geç alabilirsiniz.

Instead of working, I prefer watching TV.
Çalışmak yerine TV izlemeyi tercih ederim.

Of these two books, I prefer the former, I don't prefer the latter.
Bu iki kitaptan ilkini tercih ederim, ikincisini tercih etmem.

 Prefer Cümleleri

"to prefer" fiili, İngilizcede tercih etmek, yeğlemek, daha çok beğenmek anlamlarına gelmektedir. Bir şeyi başka bir şeye tercih etmek ya da bir şeyi diğerlerinden ayırarak yeğlemek gibi ifadeler için de yine "to prefer" fiilini kullanırız. "To prefer" yerine "would prefer" kalıbı kullanılırsa, söylenmek istenen daha nazik ifade edilir.

Would you prefer tea or coffee ?
Kahveyi mi, çayı mı tercih edersiniz?

I prefer tea to coffee.
Çayı kahveye tercih ederim (yeğlerim).

I prefer walking to driving.
Yürümeyi araba kullanmaya tercih ederim.

Thank you, I don't prefer nothing to drink.
Teşekkür ederim, bir şey içmemeyi tercih ederim.

I would prefer you coming tomorrow.
Siz yarın gelseniz, daha iyi olur.
(Sizin yarın gelmenizi yeğlerim.)

During my education in university, I preferred nights to study.
Üniversite eğitimim sırasında, geceleri ders çalışmayı tercih ederdim.

I preferred nights to days in order to study.
Ders çalışmak için geceleri, gündüzlere tercih ederdim.

Do you prefer coming with me to go shopping or staying at home ?
Benimle alışverişe gelmeyi mi, yoksa evde oturmayı mı tercih edersin ?

I should prefer to wait until evening.
Akşama kadar beklesem daha iyi olur.
(Akşama kadar beklemeyi yeğlerim.)

Women are more likely to prefer sweet.
Kadınlar tatlıya (şekerlemeye) daha yatkındırlar.
(Kadınların şekerlemeyi tercih etme olasılığı yüksektir.)

Gentlemen Prefer Blondes.
Erkekler Sarışınları Seçer (tercih eder).
(*1953 yapımı ve sarışın Marilyn Monroe ile esmer Jane Russell'ın başrollerini oynadıkları Hollywood filmi)

During the economic crisis, people tend to prefer buying gold.
Ekonomik kriz sırasında insanlar altın almaya daha eğilimlidirler.

I prefer you to send me the message.
(Senin) bana mesaj göndermeni tercih ederim.

I would prefer that you call me up.
Beni telefonla aramandan memnun olurum.
(* Düz anlam olarak "telefonla aramanı yeğlerim" anlamına gelse de, nazikçe bir ifade olduğu için Türkçe en doğru karşılığı budur)

I would prefer, if you could come earlier.
Erken gelirsen, memnun olurum.

I prefer driving by car to going by bus to work.
İşe arabayla gitmeyi, otobüsle gitmeye tercih ederim.

Many people prefer having better income.
Çoğu insan daha iyi bir gelire sahip olmayı ister (tercih eder).

We prefer paying by bank transfer. If you prefer a check, you can get money one day later.
Ödemeyi bankadan transfer ederek yapmayı yeğleriz. Eğer siz çeki tercih ederseniz, parayı bir gün geç alabilirsiniz.

Instead of working, I prefer watching TV.
Çalışmak yerine TV izlemeyi tercih ederim.

Of these two books, I prefer the former, I don't prefer the latter.
Bu iki kitaptan ilkini tercih ederim, ikincisini tercih etmem.