ingilizce comparative olumsuz 10 cümle yazmam lazım acill yardım edin

Cevap :

Learning English is easier than learning Japanese. --> İngilizce öğrenmek, Japonca öğrenmekten daha kolay.

Kader is shorter than her son. --> Kader oğlundan daha kısa.

My suitcase is heavier than your suitcase. --> Benim bavulum seninkinden daha ağır.

Wool is warmer than cotton. --> Yün pamuktan daha sıcak.

Plane is faster than bus. --> Uçak otobüsten daha hızlı.

Hidayet is taller than İbrahim. --> Hidayet, İbrahim'den daha uzun.

Our grandfather is older than my mother. --> Büyükbabam annemden daha yaşlı.

Ships are slower than submarines. --> Gemiler, denizlatılardan daha yavaş.

Kızılırmak is longer than Çoruh River. --> Kızılırmak, Çoruh nehrinden daha uzun.

The Pacific Ocean is broader than the Mediterranean. --> Pasifik Okyanusu, Akdeniz'den daha geniş.

Ayşe is older Fatma. --> Ayşe, Fatma'dan daha büyük (yaşlı).

My camera is more expensive than yours. --> Benim fotoğraf makinam sizinkinden daha pahalı.

Taxi drivers drive less carefully than others. --> Taksi sürücülerinden diğerlerinden daha az dikkatli araba kullanırlar.

This winter is hotter than the winters of 1970's. --> Bu kış, 1970'lerin kışlarından daha sıcak.

İstanbul is more expensive than Malatya. --> İstanbul, Malatya'dan daha pahalı.

Maybe I am happier than you. --> Belki de ben senden daha mutluyum.

A great computer is better than PC's. --> Büyük bir bilgisayar PC'lerden daha iyidir.

Pelin is stronger at bridge than I am. --> Pelin briçte benden daha güçlü.

Truck is bigger than car. --> Kamyon arabadan büyük.

May be this grammar topic, comparative, is easier than others. --> Belki de bu dilbilgisi konusu, Comparative, diğer konulardan daha kolay.

There are more flowers in my balcony than in my kitchen. --> Balkonumda mutfaktakinden daha çok çiçek var.

In the refrigerator there is more cheese than jam. --> Buzdolabında reçelden daha çok peynir var.

Our grandfather drinks more tea than anyone else in our family. --> Büyükbabam ailemizdeki herkesten (herhangi birinden) daha fazla çay içer.

Our daughter eats more vegetables than her elder brother. --> Kızımız abisinden daha fazla sebze yer.

There are fewer watches than clocks in the watchseller. --> Saatçide duvar saatinden daha az kol saati var.

There was more air pollution in the 1970's than in 1960's in Turkey. --> Türkiye'de 1970'lerde, 1960'lardan daha çok hava kirliliği vardı.

Men wear out more shoes than women. --> Erkekler kadınlardan daha çok ayakkabı eskitirler.

Women take care of clothes more than men. --> Kadınlar, giyime erkeklerden daha çok özen gösterirler.

Women are generally shorter than men. --> Kadınlar genellikle erkeklerden kısa olurlar.

All new dresses look more beautiful than the old ones. --> Yeni elbiseler eskilerinden daha güzel

I dont like her.

I cant stay this.

I cant make a soup.

My bird is cant speaking very well.

She cant run fast