Cevap :
açıklayıcı anlatım : aydın ilçesi efeleriyle meshurdur. ve zeytin yaglı yemekleri ünlüdür .inciriylede tanınmaktadır.ayrıca denize kıyısı olduğu için turizm açısından gelişmiştir.kuşadısı olarak bilinen ilçesi oldukça meşhurdur.insan akını yasanması şaşılmıcak bi durumdur...
tartısma anlatım= Eskiden Türk hafif müziği, şimdilerde Türk pop müziği denilen şarkılar bir yanıyla müzik, öbür yanıyla şiir olması gereken yapıtlar değil midir? Bu şarkılara söz yazanlar, hak edilmemiş şöhretlere ulaşmanın yanı sıra, Türkçe’den milyonlar, milyarlar vururken biraz daha özen gösteremezler mi? Üstelik bunu söylerken herkesçe alay konusu edilen “Kıl oldum abi”leri, “Bandıra bandıra ye beni”leri kast etmiyorum…
betimleyici anlatım=urada mavi deniz, mavi gök birbiriyle kucaklaşırdı. Bazen nazlıca, bazen de suları yok denecek kadar azalan bir derenin aktığı yol, o dantel görünüşlü tarihi köşke, bayram yerine, ıhlamur, erguvan, çitlembik, keçiboynuzu, çınar gibi daha birçok görkemli ağaca ulaşırdı. Yolu çevreleyen girdili çıktılı sokaklar, küçük iki katlı evleri bahçeleriyle birlikte koruyordu. Bostanları, arsaları, tahta perdeleri, çeşmeleriyle insana ferahlık veriyordu burası.
öyküleyici anlatım=Tilki, yol başında du
rmuş etrafı gözetliyor muş. Karşıdan yaman bir kurtla bir çoban köpeğinin güle oynaya geldiklerini görmüş. Yanlarına gidip dostluklarının gerekçesini sormuş. Köpek: "Dün bu kurt bizim sürüye saldırdı. Birkaç koyunu boğazladı. Arkasından koştum; ama yetişemedim. Çoban da beni evire çevire dövdü. Ben de gidip eski düşmanımla dost oldum... Dostluğumuzun gerekçesi çobandır." demiş.
konusmalı anlatım=
NE ALIRSINIZ?
Yahya Kemal, bir yokuşu çıkıncaya kadar nefes nefese kalır. Yokuşun sonundaki lokantadan bir garson seslenir:
− Buyurun beyim, ne alırsınız?
Yahya Kemal tebessümle:
− Evlat, müsaade edersen bir nefes alacağım.
* * *
...Başka bir taşra vilâyetinin pazar yerinde iki memur konuşuyor:
− Ayıp oldu be Şükrü kardeş. Akşama kadar fır dolandık şu Fil Hamdi’yi yakalayamadık.
− Şu adam olmasın?
− Belki de odur. Soralım.
Adamın yanına giderler:
− Bayım, senin adın ne?
− Mustafa...
Birbirinin kulağına:
− Mustafa, diyor.
− Hamdi diyecek değil ya... Adını saklıyor.
− Aklı sıra bizi kandıracak.
− Bayım, biraz gelir misiniz?