Cevap :
Aktaş, itibari bir eserde mekânın da itibari olduğunu belirtir ve olay zincirini oluşturan halkaların mâhiyeti ve ona eşlik eden şahıs kadrosundaki fertlerin içinde bulundukları şartların bu itibari mekânın şekillenmesinde etki eden faktörlerden olduğunu ifâde eder. Mekânın oluşturulmasında bu mekânın kim tarafından ne zaman gürüldüğü ve kime anlatıldığının, ayrıca eserde anlatılan olay için nasıl bir mekâna ihtiyaç olduğunun önemli olduğunu belirtir. Mekânın seçiminde itibari mekân, dış alemi aksettirme endişesiyle tasvir edildiğinde mimesis’e bağlı yapma ve yaratma tarzına uygun bir eser oluşturulmakta, tedric esası çevresinde kaleme alınıyorsa mekâna ait özellikler bir intibayı sezdirecek tarzda bir eser oluşturmaktadır, birincisinin resmini yapmak mümkünse de, ikincisinde resim yerini minyatüre bırakır yani dış alem göründüğü gibi değil insanın üzerinde bıraktığı etki ile[1] anlatılır.Romanda anlatılan olay/olaylar belli bir yerde geçer ve mekân romanın diğer unsurlarıyla hatta olayla bağlantılı olarak -anlatıların, kırsal ya da kentsel kesimlerde geçmesine göre havası, anlamı- değişik özellikler gösterir. Özdemir, roman kişilerinin fiziksel çevre içinde ele alınmasının, çevre ile insan öğesi arasında bütünlük kurulması olarak değerlendirir ve bunun romanın gerçekliğini arttıracağını belirtir. [2] Mekân tasviri gerçekliği arttırmakla kalmaz okuyucunun, eserdeki kahramanların özelliklerini anlamasına da yardımcı olur. Kahramanın mekânla bütünlüğü veya karşıtlığı, kahramanın fiziksel-psikolojik özelliklerinin ortaya çıkmasına yardımcı olur. Mai ve Siyah’ta Ahmet Cemil’in Tepebaşı bahçesinde gördüğü/ anlatılan mekânla, bir gemiyle İstanbul’dan ayrılışında gördüğü/anlatılan mekân arasındaki fark, okuyucunun sadece mekânı öğrenmesini değil kahramanın ruh hâlini de çözümlemesini de sağlar. Eylül’de de mekân aktif bir işlevdedir ve mekân-kahraman bütünlüğü ile mekân, kahramanın iç dünyasının yansıması olarak karşımıza çıkar. Romandaki olayların geçtiği çevre, olayların yaşandığı toplumu anlamamızı da sağlar, toplumdan kişiye veya kişiden topluma uzanan çizgide kahramanın karakterini etkileyen toplum yapısının/toplumun karakterini etkileyen kahramanın bütünlüğü eserin etkisini arttıran unsurlardan bir diğeridir.Özetlediğimizde romancının mekân unsurunu:“a) Olayların cereyan ettiği çevreyi tanıtmak, b) Roman kahramanlarını çizmek, c) Toplumu yansıtmak, d) Atmosfer yaratmak[3] için kullandığı görülmektedir.Aslında mekân, fiktif dünyası olan romanın gerçek dünyayla olan en önemli bağlantılarından biridir, çünkü anlatılan olayın/olayların anlaşılmasını sağlamak ve romanın anlattığının gerçek olarak algılanmasına yardımcı olmak işlevlerine sahiptir.Tekin, mekân konusunu şöyle ele almaktadır: Hangi zamanda, hangi maksat ve ölçüde yararlanılırsa yararlanılsın, mekân unsuru, anlatılan olayların sahnesi durumundadır. Anlatı, anlatılacak olayların sahnesi üzerine bina edilir. Roman öncesi anlatılarda mekân hemen tamamıyla muhayyel’dir ve mekâna kazandırılan anlam ve işlev, olayların sahnesi olmanın ötesinde değildir. Canlandırılan, daha doğrusu çizilen mekânın gerçek dünyada bir benzerinin bulunup bulunmaması önemli değildir. Homeros’un, Boccacio’nun, Dante’nin kitaplarında, bizim destanlarımızda, Dede Korkut hikâyelerinde, Hüsn ü Aşk mesnevisinde… böyle stilize edilmiş mekân örnekleriyle karşılaşırız… Statik olan bu mekân anlayışı 18. yüzyılın romantik eğilimleriyle farklı bir boyut kazanır. Mekân idealizedir ve içinde yaşanılan çevreden çok, tasarlanmış bir çevre olarak çizilir ve duygu ve heyecanların yansıtılması için bir araç konumundadır. Modern roman, insan merkezli ve nesnel mekân anlayışı ile, -19.yy.da gelişen bilimsel anlayışın da desteğiyle- çevreye farklı bir gözle bakar. Fizikî çevre önem kazanmıştır, çünkü fizikî çevreyi yansıtırken amaç bireysel ve toplumsal serüveni, çevreye bağlı olarak ve çevrenin etkisiyle değişen bireyi anlatmaktır. İnsan fizikî çevreyle tanımlanmakta ve birey’i anlatmak esas olduğu için çevre bireyi anlatan bir araç olarak görülüyordu. Gerçekçilerin kazandırdığı diğer bir yenilik ise, çevreye bakış tarzıdır.