Cevap :
Dünya’da yaşayan bütün canlı türlerinde nükleik asitler bulunur ve canlılardaki nükleik asitler nükleotitlerden oluşur. Bütün canlılardaki nükleik asitleri oluşturan nükleotitlerin yapısı aynıdır. Canlılardaki nükleik asitleri oluşturan nükleotitlerin yapısı aynı olmasına rağmen her canlı türünün hatta aynı (bir) türün farklı (değişik) bireylerinin DNA yapıları farklıdır. Her canlının DNA yapısının farklı olmasının nedeni, DNA’yı oluşturan nükleotitlerin sıra, sayı ve dizilişlerinin farklı olmasıdır.
Canlıların temel yapısını proteinler oluşturur ve proteinler hücrede ribozomlar tarafından üretilir. Dünyada yaşayan her canlı türünün (1,5 – 2 milyon tür) hatta aynı türün farklı bireylerinin hatta bir bireyin farklı hücrelerinin ürettiği protein çeşidi birbirinden farklıdır. Canlıların protein yapılarının birbirinden farklı olmasının nedeni proteinleri oluşturan amino asitlerin sıra, sayı ve dizilişlerinin farklı olmasıdır.
Proteinler, hücre içerisinde mRNA tarafından taşınan DNA bilgisine göre üretilir. Her canlının DNA yapısı farklı olduğu için amino asitlerin dizilişleri dolayısıyla protein çeşitleri birbirinden farklı olur. (Amino asitlerin dizilişlerinin farklı olmasını DNA sağlar). Canlıların protein yapıları farklı olduğu için canlılar birbirlerine benzemezler ve canlıların görünüşleri, vücut büyüklükleri, saç renkleri, ten renkleri, göz renkleri, parmak izleri birbirinden farklı olur.
Her hücre DNA’daki 4 nükleotiti (A–G–C–T) 64 çeşit üçlü şifreler haline (triplet) getirir (43 = 64) ve böylece yüzlerce çeşit protein üretebilir. DNA’daki bu üçlü baz dizilişinin her birine genetik şifre veya genetik kod denir. (64 çeşit kodondan da milyarlarca farklı dizilim oluşur).
(DNA, hücrelerin bilgi deposudur. Bir hücreyi ve ya bir organizmayı oluşturmak için gerekli olan bütün bilgileri içerir. Birçok iletişim sisteminde olduğu gibi bu bilgiler şifrelenmiş olarak taşınır. Nesilden nesile aktarılan kan grubu, göz rengi, saç rengi gibi özellikler bu biyolojik şifrelerde gizlidir).
Dünya’da yaşayan bütün canlı türlerinde nükleik asitler bulunur ve canlılardaki nükleik asitler nükleotitlerden oluşur. Bütün canlılardaki nükleik asitleri oluşturan nükleotitlerin yapısı aynıdır. Canlılardaki nükleik asitleri oluşturan nükleotitlerin yapısı aynı olmasına rağmen her canlı türünün hatta aynı (bir) türün farklı (değişik) bireylerinin DNA yapıları farklıdır. Her canlının DNA yapısının farklı olmasının nedeni, DNA’yı oluşturan nükleotitlerin sıra, sayı ve dizilişlerinin farklı olmasıdır.
Canlıların temel yapısını proteinler oluşturur ve proteinler hücrede ribozomlar tarafından üretilir. Dünyada yaşayan her canlı türünün (1,5 – 2 milyon tür) hatta aynı türün farklı bireylerinin hatta bir bireyin farklı hücrelerinin ürettiği protein çeşidi birbirinden farklıdır. Canlıların protein yapılarının birbirinden farklı olmasının nedeni proteinleri oluşturan amino asitlerin sıra, sayı ve dizilişlerinin farklı olmasıdır.
Proteinler, hücre içerisinde mRNA tarafından taşınan DNA bilgisine göre üretilir. Her canlının DNA yapısı farklı olduğu için amino asitlerin dizilişleri dolayısıyla protein çeşitleri birbirinden farklı olur. (Amino asitlerin dizilişlerinin farklı olmasını DNA sağlar). Canlıların protein yapıları farklı olduğu için canlılar birbirlerine benzemezler ve canlıların görünüşleri, vücut büyüklükleri, saç renkleri, ten renkleri, göz renkleri, parmak izleri birbirinden farklı olur.
Her hücre DNA’daki 4 nükleotiti (A–G–C–T) 64 çeşit üçlü şifreler haline (triplet) getirir (43 = 64) ve böylece yüzlerce çeşit protein üretebilir. DNA’daki bu üçlü baz dizilişinin her birine genetik şifre veya genetik kod denir. (64 çeşit kodondan da milyarlarca farklı dizilim oluşur).
(DNA, hücrelerin bilgi deposudur. Bir hücreyi ve ya bir organizmayı oluşturmak için gerekli olan bütün bilgileri içerir. Birçok iletişim sisteminde olduğu gibi bu bilgiler şifrelenmiş olarak taşınır. Nesilden nesile aktarılan kan grubu, göz rengi, saç rengi gibi özellikler bu biyolojik şifrelerde gizlidir).