Cevap :
Tahrib-i Harabat- Namık Kemal
Eslâfda Ahmed ü Necâtî
Avâre-i dilşikeste Zatî
Türki suhana temel komuşlar
Gerçi, temeli güzel komuşlar
yolunda olan ifadât-ı seniyyelerinin tarih-i edebiyatımızla hiç muvafakati var mıdır?Hazret-i Mevlana ve Sultan Veled ne cihetle unutulmuş? Mevlid'inin her beyti sehl-i mümteni addolunan Süleyman Dede niçin tahattur buyrulmamış? Şahidî'nin Türk? âsârı acaba manzûr-ı devletleri olmamış mıdır? Hatta Nafizin müntehabatında bile bir gazeli vardır. Yahut Ahmed ve Necâtî ve Zatî dünyaya bu saydığım zatlardan mukaddem mi gelmişlerdir?
Şiirin mükessib-i ahlâk olduğunu dünyâda kim iddia etmiş? Ve hususiyle tiyatroların mekteb-i hikmet olduğuna kim zâhib olmuş ki?
Lâkin böyle eserlerin heb
Ahlâk-ı umûma sanma mekteb
buyuruluyor. Tiyatronun bir eğlence olduğunu ve fakat fâideli eğlencelerden bulunduğunu üdebâmız bi'd-defa'at umûmun nazar-ı tedkikine arz etmişlerdi. Mamafih şimdi şunu diyebiliriz ki umumun ahlâkına Avrupa tiyatroları mektep olmayınca Hârâbat hiçbir vakitte ahlâk öğretir bir kitap olamaz; çünkü derûnunda mevcûd olan Türkî kasâidin hiç olmazsa nısfı umûmun salâbet ve terbiyetini ifsâd husûsunca "Palais Royale"in en şenî farşlarından aşağı değildir.