ÇAĞDAŞ ÇOK SESLİ TÜRK MÜZİĞİ NE DİR VİKİPEDİ 



Cevap :

Devlet, hükümet, hakimiyet, otorite; ihtişam, tantana, debdebe, bolluk, zenginlik; tek kişinin bölünmez hakimiyeti ve bu hakimiyetin babadan oğula geçişi ilkesine dayanan yönetim biçimini ifade eden siyaset bilimi terimi. Hükümdarlık, sultanlık, padişahlık, krallık ve monarşi gibi isimlerle de anılan saltanat, Emeviler, Abbasiler, Selçuklular ve Osmanlılar dönemleri boyunca İslâm tarihinde görülen başlıca yönetim biçimi oldu. Günümüzde de Suudi Arabistan ve Ürdün gibi halkı Müslüman ülkelerde varlığını sürdürmektedir.Devlet, hükümet, hakimiyet, otorite; ihtişam, tantana, debdebe, bolluk, zenginlik; tek kişinin bölünmez hakimiyeti ve bu hakimiyetin babadan oğula geçişi ilkesine dayanan yönetim biçimini ifade eden siyaset bilimi terimi. Hükümdarlık, sultanlık, padişahlık, krallık ve monarşi gibi isimlerle de anılan saltanat, Emeviler, Abbasiler, Selçuklular ve Osmanlılar dönemleri boyunca İslâm tarihinde görülen başlıca yönetim biçimi oldu. Günümüzde de Suudi Arabistan ve Ürdün gibi halkı Müslüman ülkelerde varlığını sürdürmektedir.

   

Daha 19. yüzyılın ortalarına doğru, Osmanlı müziğinde Batı etkileri görülmeye başlanmış, yüzyılın sonlarına doğru ise bu etkiler oldukça güçlenerek, genelde teksesli (monodik) yapıdaki Osmanlı müziğini çoksesli (polifonik) hale dönüştürmeye yönelik çalışmalara olanak sağlamıştı.

1923'te Cumhuriyetin ilanı üzerine, o sıralarda Avrupa'da müzik eğitimi gören Cemal Reşid Rey Türkiye'ye dönmüş ve İstanbul'da kurulan müzik okulunda hocalığa başlamıştı. Bu arada, bazı yetenekli gençler de, Cumhuriyet yönetimi tarafından, müzik eğitimi almak üzere Avrupa'nın çeşitli kentlerine gönderildiler. Bu gençler yurda döndükten sonra Çağdaş Çoksesli Türk Müziğinin temellerini atan ve sonraları Türk Beşleri olarak adlandırılan grup oluştu. Bu grubun ortak amacı, geleneksel Türk Müziği temalarını kullanarak eğitimini aldıkları Batı Sanat Müziği değerleri içinde çağdaş çoksesli yeni yapı ortaya çıkarmaktı. Sonraki aşamalarda, daha özgür çağrışımları hedefleyen her besteci, halk ezgilerinin renklerini ve gizemini kendine özgü bir yolla yorumlamış ve giderek bilinen halk ezgilerini doğrudan ele almak yerine, soyutlama yöntemleri ile farklı sentezlere ulaşmaya çalışmıştır.

Türk beşleri olarak bilinen kadro; Cemal Reşit REY, Ulvi Cemal ERKİN, Hasan Ferit ALNAR, Ahmet Adnan SAYGUN ve Necil Kazım AKSES'den oluşmaktadır. Türk beşlerinden sonra bu alanda, Nuri Sami KORAL, Kemal İLERİCİ, Ekrem Zeki ÜN, Bülent TARCAN, v.d. ikinci; Sabahattin KALENDER, Nevit KODALLI, Ferit TÜZÜN, İlhan USMANBAŞ, Bülent AREL, İlhan MIMAROĞLU, v.d. üçüncü; Muammer SUN, Cenan AKIN, Cengiz TANÇ, Kemal SÜNDER, İlhan BARAN, Yalçın TURA, Ali Doğan SİNANGİL, v.d. dördüncü kuşak olarak bu alanda ürünler vermişler ya da vermeye devam etmektedirler. Bu kuşaktan sonra da yine bu alanda, giderek artan oranda bir çok besteci ürün vermeye devam etmektedir. Günümüzde ise bu alanındaki besteci sayısı 60'a yaklaşmıştır.