Cevap :
Abdulkadir-i Geylânî'ye (ö.561/ 1165-1166) nispet olunan tarikatın adıdır. Abdulkadir-i Geylânî Hazar denizinin güneybatısındaki Gîlân eyalet merkezine bağlı Neyf köyünde doğdu. Dindar bir kimse olan babası Ebû Salih Musa hakkında fazla bir bilgi bulunmamaktadır. Soy şeceresi Hz. Ali'ye ulaşmaktadır. Dönemin tanınmış zâhid ve sûfilerinden olan Ebû Abdullah es-Savmâî'nin kızı olan annesi Ümmü'l-Hayr Emetü'l-Cebbâr Fâtıma'nın kadın velilerden olduğu kabul edilir. Henüz küçük yaşta iken babasını kaybeden Abdulkadir, annesi ve dedesi Savmâî'nin himayesinde büyüdü. 18 yaşına gelince Bağdat'a gitti. Orada dönemin ileri gelen âlimlerinden hadis, fıkıh ve edebiyat gibi ilimleri okudu. Kısa zamanda usul, fürû ve mezhepler konusunda geniş bilgi sahibi olan Geylânî Ebu'l-Hayr Muhammed b. Müslim ed-Debbâs vasıtasıyla tasvvufa intisap etti. Hocası Ebû Saîd'in kendisine tahsis ettiği Bâbü'lerec'teki medresede hadis, tefsir, kıraat, fıkıh ve nahiv gibi ilimleri okuttu ve vaaz vermeye başladı. Fakat bir süre sonra bütün bunları bırakarak inzivaya çekildi. Ebû Saîd el-Muharrimi ile başlayan tarikat silsilesi, Cüneyd-i Bağdâdî'ye ve nihayet Hz. Ali'ye kadar ulaşır. Bağdat'ta vefat eden Abdulkadir-i Geylânî'nin türbesi buradadır.
Abdulkadir-i Geylânî'ye nispet olunan pek çok eser vardır. Eserlerinden bazıları şunlardır: "el-Gunye li-Talibin Tariki'l-Hak", "el-Fethu'rabbânî", "Futuhu'l-gayb", "es-Sirâcü'l-Vehhâc fi Leyleti'l-Mirâc" "ed-Delâil", "Sırrü'l-Esrâr ve Mazharü'l-Envâr", "Mektûbât"
Abdulkadir-i Geylânî'nin tasavvuf anlayışı Kur'ân ve Sünnete dayanır. Kâdiriliğin beş temel kuralı vardır: Himmeti (niyet ve düşünceyi) yüceltmek, haramlardan kaçınmak, hizmeti güzelleştirmek, azmi arttırmak ve nimete saygı göstermek. Himmeti yüce olanın derecesi yükselir. Haramdan kaçınanları Allah korur. Hizmeti güzelleştiren, keramet sahibi olur. Azmi arttıranın hidayeti sürekli olur. Nimete saygı gösterenin nimeti artar.
Abdulkadir-i Geylânî tarafından tespit olunan mensuplarının vakit namazlarının ardından okudukları günlük virdleri vardır.
Bu tarikatta zikir sesli yapılır. Semâ ve devrâna önem verilir, halvet ve rabıta vardır.
Fas'tan Endonezya'ya kadar çok sayıda mensubu bulunan Kadirilik tarikatının pek çok kolu vardır.
Kâdirilik Anadolu'ya XV. yüzyılda Hacı Bayram-ı Veli'nin bir müridi olan Eşrefoğlu Rûmî aracılığıyla getirilmiştir.