Cevap :
Kader is shorter than her son. --> Kader oğlundan daha kısa. comparative
I spend the least time by watching TV among my friends. --> Arkadaşlarımın arasında televizyon seyrederek en az zamanı ben harcarım. superlative
Learning English is easier than learning Japanese. --> İngilizce öğrenmek, Japonca öğrenmekten daha kolay.
Kader is shorter than her son. --> Kader oğlundan daha kısa.
Maybe I am happier than you. --> Belki de ben senden daha mutluyum.
My camera is more expensive than yours. --> Benim fotoğraf makinam sizinkinden daha pahalı.