toprak,su,orman,hava hakkında hareketle doğal dengenin bozulmasıkonusundaki duygu ve düşüncelerinizi ifade ediniz acillllll  uzun olsun nolur D:



Cevap :

Bu sistemin dengeli çalışması gerekmektedir. Sistem dengeli çalışmazsa zararı insana dokunur. Tarlalarda fareler çoğalıyorsa buraları hiç bilmediğimiz böcekler istila ediyorsa fırtınalar dünyayı kasıp kavuruyorsa dünyanın iklimi değişiyorsa ozon tabakası deliniyor ve güneşin zararlı ışınları bizlere ulaşıyorsa doğal denge bozulmuştur. Bu dengenin bozulması doğrudan insan yaşamını etkilemektedir. Tarımda daha fazla ilâç kullanılması sonucunda toprak ve bitki aracılığıyla insana geçen zehirli ilâç kalıntıları endüstriyel ve evsel kaynakların neden olduğu su toprak ve hava kirlenmesinin olumsuz sonuçlarını yine hepimiz görmekteyiz. Bunun için çevreyi korumak demek insanı korumak demektir.

İnsanoğlu var olduğu günden bu yana hem çevresindeki olaylardan etkilenmiş hem de çevresini etkilemiştir. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte bir çok ülke doğayı sonsuz bir kaynak olarak kabul etmiş ve kullanmış doğanın kendisini yenileyebilme kabiliyetinin sınırlı olduğunu fark edememiştir. Bunun sonucu olarak da insanlığın ortak malı olan çevreden geri getirilmesi zor hatta imkânsız olan sistemler ve canlılar yok olup gitmişlerdir.

Belli bir kaynaktan (endüstri tesisleri ve motorlu taşıtlar gibi) atmosfere bırakılan kirleticilerin (gazlar partikül Maddeler) havanın doğal birleşimini bozarak onu canlılara ve eşyaya zarar verecek bir yapıya dönüştürmesine hava kirliliği denilmektedir. Ülkemizde hızlı nüfus artışı kentleşme ve sanayileşme sonucunda atmosfere bırakılan kirleticiler zaman içerisinde belli oranlara ulaşmakta ve havanın doğal yapısını değiştirmekte yani havayı kirletmektedir. Hava içindeki zararlı maddelerin yoğunlaşması ise insan sağlığını ve doğal çevreyi olumsuz etkilemektedir.

Özellikle sprey türü kimyasal maddelerden kaynaklanan zararlı gazlar nedeniyle ozon tabakasının zarar görmesi nedeniyle güneşin zararlı ışınları dünyamıza ulaşarak çeşitli hastalıklara yol açabilmektedir. Havaya bırakılan kirletici maddeler atmosferdeki su partikülleri ile birleşerek çeşitli asitler oluşturur. Bu asitler ise ormanların kurumasına yol açar ya da suya ve toprağa geçerek suyla ve toprakla ilişkili canlıları etkiler. Günümüzde özellikle büyük kentlerimiz ve endüstri tesislerinin yoğun olduğu bölgelerde hava kirliliği zaman zaman yaşamı tehdit edici boyutlara ulaşmaktadır.

Dünyanın 3/4’ünün sularla kaplı olduğu tüm canlı yaşamının ağırlığının ortalama % 75’inin sudan oluştuğu bilinmektedir. Su kirliliği ise suyun yararlı kullanımını etkileyecek miktarlarda kimyasal fiziksel ya da biyolojik maddelerin katılımıyla suyun kalitesinin bozulması olarak tanımlanmaktadır. Etrafımızda bulunan suları incelersek içerisinde birçok canlı organizmanın yanı sıra plâstik kutular petrol ve yağ kalıntıları kullanılmış kâğıt parçaları poşetler ve benzeri birçok atık ürün bulunduğunu görürüz. Bu tip sularda gözle görülmeyen bakteriler mantarlar ve diğer birçok mikroorganizma ve kimyasal atık da bulunmaktadır. Özellikle sanayi tesislerinden ve yerleşim yerlerinden kaynaklanan atık suların arıtılmadan alıcı ortama aktarılması yüzeysel ve yer altı sularımızda kirlenmeye neden olmaktadır. Ayrıca tarımda kullanılan ilâçlar ve gübrelerin bilinçsiz kullanılması da sularımızda kirliliğe yol açmaktadır.

Tüm kullanılmış sular deniz göl akarsu gibi yüzeysel su kaynaklarına bırakılmakta ya da toprak üzerine dökülerek yer altı su kaynaklarına sızmaktadır. Kullanılmış suların herhangi bir işleme tabi tutulmadan bu kaynaklara karışması insan sağlığına zararlı maddeler ve mikropların su kaynaklarında artmasına sebep olmakta bu da insanlarda bulaşıcı hastalıklar başta olmak üzere birçok hastalığa neden olabildiği gibi doğadaki diğer canlıları ve yaşam ortamlarını da olumsuz etkilemektedir.

Günümüzdeki çevre sorunlarından bir diğeri de değişik kaynaklardan çıkan gürültü kirliliğidir. Gürültü kirliliği; insanların işitme sağlığını ve algılamasını olumsuz yönde etkileyen fizyolojik ve psikolojik dengeleri bozabilen iş gücünü azaltan çevre sakinliğini yok ederek niteliğini değiştiren önemli bir çevre kirliliği türüdür.


eğer su olmassa canlı olmaz demektir yemek yemeden bir iki gün dura biliriz ama su olmassa hiçbir canlı yaşayamaz.toprak üstünde durduğumuz yerdir evimizi herşeyimizi hatta kendimizi dahi koyduğumuz yerdir.orman hayat demektir gerekli olan havayı dengeler.hava can demektir havasız 1dk duramazsınız hava alınması zorunludur alıp vermediğinde karbondioksit gazından boğulup gidersin