Cevap :
Halkın Sesi İstekleri,yapmak istedikleri olabilir sorunlarınızı felan sorarsn ole bişe
Mondros Mütarekenâmesi’nin 7. maddesinde yer alan “Müttefikler, güvenlerini tehdit edecek bir durum ortaya çıktığında herhangi bir stratejik noktayı işgal hakkına haiz olacaklardır” hükmü, Urfa’yı işgale gerekçe yapılarak 24 Mart 1919 (bazı kaynaklara göre 7 Mart 1919) tarihinde Urfa, İngilizler tarafından işgal edildi.
Bir İngiliz yarbayı, iki subay ve bir zırhlı otomobille geldikleri Urfa’da İngiliz Kumandan, ziyaret ettiği Mutasarrıf Nusret Bey’e “Galip bir hükümetin askeri neden karşılanmıyor?” diye sorduğunda ondan “Haksız yere memleketi işgal eden bir kuvveti karşılamaya çıkmak bir Türk mutasarrıfına yakışmaz. Bir misafir gibi gelseydiniz, sizi Birecik’de karşılardım” cevabını alıyordu.
200 kişilik bir piyade bölüğü, bir zırhlı, 6 yük ve 3 binek olmak üzere 10 otomobil ve 50 yük arabasıyla Urfa’yı işgal eden İngilizler, ertesi gün Urfa’da bulunan 1. Süvari Alay Komutanı Binbaşı Hüseyin Bey’den Alay’ın Urfa’yı terketmesini istediler. Durum, üst makamlara bildirilerek ve Urfa’da bir subay komutasında bir süvari takımı bırakılarak Alay, Karaköprü’ye, daha sonra da Siverek’e çekildi.
İngilizler, yörede bulundukları süre içerisinde özellikle aşiretlerle ilişki kurmaya çalıştılar. Özel bir önem verdikleri Milli Aşireti reisi İbrahim Paşa’nın oğlu Mahmud Bey’e, Kürt Lawrence’ı olarak adlandırılan Binbaşı Noel ve Yüzbaşı Woolley’i gönderip Kafkasya ile Mezopotamya arasında kurulabilecek bir tampon bölge için yoklamalar yaptılar. Bununla da yetinmeyerek Halep’deki İngiliz Generali Barrow, Mahmud Bey’i 30 Haziran’da Urfa’ya davet etti. Mahmud Bey, nasıl davranması gerektiğini sorduğu 13. Kolordu’dan aldığı talimat çerçevesinde buluşmaya gitmedi. Suruç civarında aşiretle yapılan toplantıda ise Ketkanlı aşiret reisi Basravi, kendisiyle aşiretinin Osmanlı tebaası olmayacağını, eski dostu bulunan İngilizler kabul etmediği takdirde herhangi bir ecnebi devletin tebaası olacağını ve bunlar da kabul etmediği takdirde Arap hükümetlerine katılacağını söyledi.
İngilizlerin şehir merkezindeki Ermenilere duyduğu ilgi, onlara Ermeni mahallelerinde silah talimi yaptırmaya kadar gidiyordu. İngilizlerle birlikte Urfa’ya gelen Ermeni gönüllülerinin üstlendiği bu talimlerden başka Ermeniler ikide bir dükkânlarını kapatıp evlerine çekiliyor, çanlar çalıyorlar, asayişsizlik havası yaratmaya çalışıyorlar ve İngilizlere istihbarat çalışmalarında yardımcı oluyorlardı.
Mutasarrıf Nusret Bey’in davranışı, İngilizlerin hoşlarına gitmediği için tehcir bahânesiyle görevinden azledilerek İstanbul’a gönderildi. Ancak Nusret Bey’in 6. Ordu Kumandanı Ali İhsan Paşa’nın tavsiyesiyle oluşturduğu milis kuvvetlerinin silahları henüz toplanmamıştı. Erzurum Kongresi için yapılan davete katılabileceğini mutasarrıfa tebliğ eden Müftü Hasan Efendi’ye hayranlık duyan Jandarma Kumandanı Binbaşı Ali Rıza Bey, Erzurum Kongresi’nin beyannamesini Milli aşiret reisi Mahmud Bey’den elde edince, dağılan milis kuvvetlerini bir cemiyet olarak örgütlemek düşüncesini, mutasarrıf olarak Nusret Bey’in yerine atanan Ali Rıza Bey’e açmış ve Meclis-i İdare azasından Hacı Kâmilzâde Hacı Mustafa aracılığıyla kurulan temas sonucu 4-5 Eylül 1919 gecesi Güllüzâde Hacı Osman Efendi’nin evinde toplanan eşraf ve aydınlar, Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin temellerini atmışlar ve bu toplantıda bulunanlar, halk arasında Onikiler olarak adlandırılmışlardır. Kurtuluşa kadar mücâdele edileceğine Kur’ân-ı Kerim üzerine and içen ve Jandarma Kumandanı Binbaşı Ali Rıza Bey başkanlığında toplanan 12 reis şunlardı:
1. Mecli-i İdâre eski azalarından Belediye Reisi Hacı Kâmilzâde Hacı Mustafa Efendi.
2. Barutçuzâde Hacı İmam Efendi
3. Eşraftan Tüccâr Hacı Kâmilzâde Hacı Mustafa Reşid Efendi.
4. Mollazâde Mahmud Efendi.
5. Polis Komiserliğinden Mustafi Arabikâtibizâde Şakir Efendi.
6. Güllüzâde Osman Efendi.
7. Esnaftan Şellizâde Ali Ağa.
8. Tüccârdan Nebozâde Hacı İmam Efendi.
9. Eşraftan Hacı Bedirağazâde Halil Ağa.
10. Jandarma Tabur mülhakı İzmirli Adil Hulusi Efendi.
11. Takım kumandanlarından Mülazım-ı Evvel Hüseyin Pertev Efendi.
12. Jandarma Çavuşu Sofi oğlu Hacı Mustafa Çavuş.
Cemiyetin kuruluşu Sivas’ta Heyet-i Temsiliye Başkanlığı’na bildirildi ve alınan cevapta örgütlenmenin genişletilmesi, 13. Kolordu Kumandanlığı Kurmay Başkanlığı ve Mardin’deki 5. Tümen Kumandanıyla temas kurulması istendi. Bunun üzerine Arabikatibizâde Şakir Efendi ve Mollazâde Mahmud Efendiler, 13. Kolordu Kurmay Başkanı Halit Bey ile muhabere etmek amacıyla Siverek’e gittiler.
Ekim ayı içerisinde İngilizlere işgal edilen yerlerin Fransızlara devredileceği söylentileri yaygınlaştı. 15 Eylül 1919 tarihinde Paris’te yapılan ve Suriye İtilafnamesi olarak da bilinen Suriye ve Kilikya’da İşgal Kuvvetlerinin Değiştirilmesine İlişkin İngiliz-Fransız Anlaşmasına göre Urfa ve çevresi Fransızlara verilecekti. Fransız Generali E. Bremond’un “Tarihimizde Fransa’nın başına konan talih kuşunu bir defa daha ürkütüp kaçırdığı elemli bir devre” dediği Kilikya olarak adlandırılan bölgenin işgali bu şekilde kararlaştırılırken, Mustafa Kemal Fransız işgalini “haksızlık üstüne haksızlık” olarak nitelendiriyor ve bu bölgelerin Fransızlara işgal ettirilmemesini istiyor ve 13. Kolordu Kumandanlığı’na çektiği bir telgrafla İngilizlerin Urfa’yı boşaltmasından sonra, Urfa’dan çekilen 1. Süvari Alayı ile Urfa’nın derhal işgaliyle Fransız işgalinin bu şekilde önlenmesi gerektiğini bildirdi .