Cevap :
Cevap: Türklerin İslam Dinini kabul etmelerinden sonra, daha önceki sahifelerde ana
hatları kısaca anlatılan Oğuz Kağan Destanı yeni baştan ve tamamen İslami
akideler ve motifler üzerine işlenmiştir. Gerek öz gerekse muhteva bakımından,
her iki rivayet arasında büyük farklar bulunmamaktadır. İslami akidelere göre
yeniden düzenlenen bu ikinci destan, birincisinden sonra geçen zamanın bir kısım
hadiselerini de işlediği ve Oğuz' un doğumundan öncesine bir başlangıç tesbid
ettiği için ilgi çekici bir hüviyete bürünmüştür. Bu rivayetde, yeni bir dine ve
bu dinin kültürünün tesirine giren bir milletin, daha önceki yaşayış tarzından,
duyuş ve düşünüş sisteminden ayrılmamasını, büsbütün kopmak istememesi veya
kopamaması açıkça belli olmakta ve o günlerini yeni düşünüş sisteMine göre
ayarlamak isteyişi görülmektedir. Nitekim, bu rivayetde milletin, kendini Türk
adıyla Hazreti Nuh' un oğullarından Yafes' e bağlayışı, İslami düşüncenin
peygamberler mankıbesinde kendisine bir yer bulma çabasıdır.
Oğuz Kağan Destanının İslami rivayeti on üçüncü yüzyılda yazıya geçirilmiştir.
Bu yüzyıl tarihçilerinden Moğol Tarihçisi reşiddeddin Cami üt-Teva-rih adlı
eserinden Fars diliyle; Ebul Gazi Bahadır Han ise, Şecer-i Terakime adlı
eserinden Türkçe olarak destanı kaydetmiştir.
Türklerin İslam Dinini kabul etmelerinden sonra, daha önceki sahifelerde ana
hatları kısaca anlatılan Oğuz Kağan Destanı yeni baştan ve tamamen İslami
akideler ve motifler üzerine işlenmiştir. Gerek öz gerekse muhteva bakımından,
her iki rivayet arasında büyük farklar bulunmamaktadır. İslami akidelere göre
yeniden düzenlenen bu ikinci destan, birincisinden sonra geçen zamanın bir kısım
hadiselerini de işlediği ve Oğuz' un doğumundan öncesine bir başlangıç tesbid
ettiği için ilgi çekici bir hüviyete bürünmüştür. Bu rivayetde, yeni bir dine ve
bu dinin kültürünün tesirine giren bir milletin, daha önceki yaşayış tarzından,
duyuş ve düşünüş sisteminden ayrılmamasını, büsbütün kopmak istememesi veya
kopamaması açıkça belli olmakta ve o günlerini yeni düşünüş sisteMine göre
ayarlamak isteyişi görülmektedir. Nitekim, bu rivayetde milletin, kendini Türk
adıyla Hazreti Nuh' un oğullarından Yafes' e bağlayışı, İslami düşüncenin
peygamberler mankıbesinde kendisine bir yer bulma çabasıdır.