Learning English is easier than learning Japanese. --> İngilizce öğrenmek, Japonca öğrenmekten daha kolay.
Kader is shorter than her son. --> Kader oğlundan daha kısa.
My suitcase is heavier than your suitcase. --> Benim bavulum seninkinden daha ağır.
Wool is warmer than cotton. --> Yün pamuktan daha sıcak.