hz muhammedin insanlık için bir uyarıcı olduğunu hayatından örneklerle anlatınız biraz uzun olsun hızlı lütfen



Cevap :

ANLATIM    

Peygamberimizin görevlerinden biri de aymazlık içinde bulunan insanları uyarmak, onlara hakkı ve doğruyu hatırlatmaktır. Peygamberimize bu görev ilk olarak :
“Ey örtüsüne bürünen! Kalk ve uyar.” ( Müddessir 1-2) ayetiyle verilmişti. Bir başka ayette Allah, Peygamberimize şöyle seslenir:

“Ey Peygamber, biz seni bir şahit, bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdi.” (Ahzab, 45.)
Hz. Muhammed (s) Allah’ın dinine uymaları konusunda insanları uyarmış, daha önce aymazlık içinde haksızlık ve kötülük yapan toplumların nasıl felaketlerle karşılaştıklarını hatırlamış, kendi sonlarının da aynı şekilde olmaması için hakka uymaları gerektiğini bildirmiştir.

İnsanlar, cehalet içinde atalarından babalarından öğrendikleri inançları sürdürebilmektedir. Böylece yanlış inançlar, insanın doğasına ters olan uygulamalar kuşaklar boyu devam edebilmektedir. Allah, Peygamberimizi bu durumda olan insanları uyarmakla görevlendirmiş, onlara gerçek inançları tebliğ ederek yanlışlardan yüz çevirmelerini istemiştir.

Bazı insanlar da doğruları bildikleri halde ya kendilerine söz geçiremedikleri için ya da arzularına uymak hoşlarına gittiği için kasten yanlış işler yapabilmektedir. Peygamberimiz bu insanları, arzularına uymamaları konusunda uyarmış, insan nefsinin çoğunlukla zararlı ve kötü şeyleri yapmaktan zevk duyduğunu, ama daha sonra yapılan kötülükler sonucunda hem kendilerinin hem de çevresindekilerin zarar gördüğünü bildirmiştir.

İster cehalet içinde olsun, isterse kasten olsun, kötülük yapanlar, bunun karşılığını hem bu dünyada hem de ahirette feci bir şekilde göreceklerdir. Allah inatçı inkarcılar ve bilerek günahlara dalanlar için azap dolu cehennemi hazırlamıştır. İnançsız günahkarlar orada sonsuza kadar kalır; rahat yüzü görmez, sürekli azap içinde olurlar. Allah hiçbir insana azap etmez; fakat insanlar yaptıkları kötülükler nedeniyle kendi kendilerine azap ve eziyet ederler. İşte Peygamberimiz cehalet ve şımarıklık içinde Allah’a ve onun dinine baş kaldıran kimseleri bu azapla uyarmıştır.

Hz. Muhammed (sav), Allah'ın "Şu halde, sen bundan dolayı davet et ve emrolunduğun gibi doğru bir istikamet tuttur..." (Şura Suresi, 15) ayetiyle de bildirdiği gibi insanları uyarmakla görevlendirdiği son peygamberidir. Peygamberimiz, tüm diğer elçiler gibi insanları doğru yola, Allah'a iman etmeye, ahiret için yaşamaya ve güzel ahlaka çağırmıştır.
Kuran'da Peygamberimiz'e, kendisinin insanları uyarmakla görevli olduğunu belirtmesi şöyle emredilmiştir:

De ki: "Bu, benim yolumdur. Bir basiret üzere Allah'a davet ederim; ben ve bana uyanlar da. Ve Allah'ı tenzih ederim, ben müşriklerden değilim." (Yusuf Suresi, 108)

Peygamber Efendimiz insanları uyarmak için elinden geleni en fazlasıyla yapmış, mümkün olan en fazla sayıda insanı uyarmak için çaba göstermiştir. Bir ayette şöyle bildirilir:

De ki: "Allah benimle sizin aranızda şahittir. Sizi uyarmam için bana Kuran vahyedildi. (Enam Suresi, 19)

Peygamberimiz (sav) Kuran'ı tebliğ ederken, müşriklerin atalarından kendilerine miras kalan sapkın dinlerini tamamen değiştirmiş ve bu nedenle onların baskı ve karşı koymaları ile karşılaşmıştır. Ancak o Allah'ın emrine uyarak, onların baskı ve alaylarına hiçbir zaman aldırış etmemiştir. Allah, Peygamberimiz'e ayetlerde şöyle buyurmaktadır:

Öyleyse sana emredilenleri açıkça söyle ve müşriklere aldırış etme. Şüphesiz o alay edenlere (karşı) biz sana yeteriz. (Hicr Suresi, 94-95)

Efendimiz s.a.v açık bir uyarıcıdır

Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz kendi konumunu, Ebû Musa el-Eşarî (R.A.) den rivayete göre şöyle buyurmuşlardır: "Benim misalim ve beni kendisiyle size ALLAH Teâlâ'nın peygamber gönderdiği şeyin misali, ancak şu adamın benzeri gibidir ki, o kavmine geldi de: 
- Ey kavmim! Ben şurada iki gözümle ordu gördüm. Onlar beni soydular.. Ben kaçtım, şimdi haber veriyorum. Görüyorsunuz, ben çıplak bir uyarıcıyım, sizi yarının musibetinden korkutuyorum. Hemen kurtulmaya, hemen kaçmaya bakınız! der. Bu haber üzerine kavminden bir taife ona itaat eder de bütün gece vakar ve haysiyetle yürümüş ve kaçıp kurtulmuşlardır. Kavminden bir kısmı da onu yalanlamışlar da yerlerinde kalmışlardır. Bunun üzerine sabahleyin ansızın asker onları basıp helak etmiş ve köklerini kazımıştır. İşte bu, bana itaat eden ve benim getirdiğime uyan kimse ile bana asi olan ve benim getirmiş olduğum hakkı yalanlayan kimsenin misalidir." (Buhari, İ'tisam: 2, Müslim. Fezail:16) 
O halde yapılması gereken, Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimizin uyarısına kulak vermek ve O'nu takip etmektir. 
Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz bizim mutluluğumuz, selâmetimiz, kurtuluşumuz için ne gerekiyorsa hepsini anlatmış, söylemiş, açıkça bildirmiştir. Kuru kuruya Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimize iman ettim demekle iş bitmez. O'nun haber verdiklerini yeterince öğrenmek, öğrendiklerimizi hayatımıza tatbik etmek, uygulamak gerekir.