Cevap :
TÜRKÇENİN YAPISAL ÖZELLİKLERİ
Türkçe, günümüzde kullanıldığı gibi bir dil değildir. Son derece karmaşık, kendine has özelliklere sahip ve son derece esnek bir dil olup cümlelerin anlamları da yoruma göre değişmektedir.
Türkçe, dil bilgisi özelliikleri açısından ve zorluk bakımından, Çince'den sonra, dünyanın en zor 2. dili kabul edilmektedir.
Türkçemizde 'p,ç,t,k' ile biten kelimelerin sonundaki harfler, 'b,c,d,ğ' şekline dönüşür.
Özel isimlerin baş harfi mutlaka büyük olur.Ayrıca coğrafi ve bu tarz konularda geçen terim adlarının baş harfleri de büyük;normal durumlarda ise küçük olur.
Türk alfabesi, herkesin bildiği gibi,8 sesli, 21 sessiz olmak üzere, 29 harften meydana gelmektedir.
Kelimelerin ilk hecesi,'e,i,ö,ü' ile başlarsa,sonraki hecelerdeki harflerin aynı şekilde olması duruma 'büyük ünlü uyumu' denilmektedir.Buna ters,bir şekilde oluşan kelimeler,''büyük ünlü uyumu'na uymamaktadır.
İki sessiz harfin yan yana geldiği kelimeler,Türkçe kelimeler grubuna girmemektedir.TRABZONSPOR.... gibi.
Türkçemizde normal cümleler;özne, nesne, dolaylı tümleç, yüklem şeklinde oluşmaktadır ve buna 'temel cümle 'denilmektedir.
Türkçede, dilbilgisi, temel cümle kavramlarının yanında; 'anlatım bozuklukları' konusu da vardır.Bunun eksikliği de dilimizin doğru kullanılmasını engellemektedir.Mesela: ''O, dinlenmek istedi; ben eğlenmek.'' Bu cümlede 'istedim' yüklemi olmadığından 'yüklemin eksikliğinden kaynaklanan anlatım bozukluğu' yapılmıştır.''O, bıçağını aldı.'' Burada da, 'bıçak'tan önceki tamlayan belli olmadığından ' tamlayanı belli olmayan anlatım bozukluğu' vardır. Bu örnekleri, çoğaltmak mümkündür.
Türkçe, günümüzde kullanıldığı gibi bir dil değildir. Son derece karmaşık, kendine has özelliklere sahip ve son derece esnek bir dil olup cümlelerin anlamları da yoruma göre değişmektedir.
Türkçe, dil bilgisi özelliikleri açısından ve zorluk bakımından, Çince'den sonra, dünyanın en zor 2. dili kabul edilmektedir.
Türkçemizde 'p,ç,t,k' ile biten kelimelerin sonundaki harfler, 'b,c,d,ğ' şekline dönüşür.
Özel isimlerin baş harfi mutlaka büyük olur.Ayrıca coğrafi ve bu tarz konularda geçen terim adlarının baş harfleri de büyük;normal durumlarda ise küçük olur.
Türk alfabesi, herkesin bildiği gibi,8 sesli, 21 sessiz olmak üzere, 29 harften meydana gelmektedir.
Kelimelerin ilk hecesi,'e,i,ö,ü' ile başlarsa,sonraki hecelerdeki harflerin aynı şekilde olması duruma 'büyük ünlü uyumu' denilmektedir.Buna ters,bir şekilde oluşan kelimeler,''büyük ünlü uyumu'na uymamaktadır.
İki sessiz harfin yan yana geldiği kelimeler,Türkçe kelimeler grubuna girmemektedir.TRABZONSPOR.... gibi.
Türkçemizde normal cümleler;özne, nesne, dolaylı tümleç, yüklem şeklinde oluşmaktadır ve buna 'temel cümle 'denilmektedir.
Türkçede, dilbilgisi, temel cümle kavramlarının yanında; 'anlatım bozuklukları' konusu da vardır.Bunun eksikliği de dilimizin doğru kullanılmasını engellemektedir.Mesela: ''O, dinlenmek istedi; ben eğlenmek.'' Bu cümlede 'istedim' yüklemi olmadığından 'yüklemin eksikliğinden kaynaklanan anlatım bozukluğu' yapılmıştır.''O, bıçağını aldı.'' Burada da, 'bıçak'tan önceki tamlayan belli olmadığından ' tamlayanı belli olmayan anlatım bozukluğu' vardır. Bu örnekleri, çoğaltmak mümkündür.
Türkçe, günümüzde kullanıldığı gibi bir dil değildir. Son derece karmaşık, kendine has özelliklere sahip ve son derece esnek bir dil olup cümlelerin anlamları da yoruma göre değişmektedir.
Türkçe, dil bilgisi özelliikleri açısından ve zorluk bakımından, Çince'den sonra, dünyanın en zor 2. dili kabul edilmektedir.
Türkçemizde 'p,ç,t,k' ile biten kelimelerin sonundaki harfler, 'b,c,d,ğ' şekline dönüşür.
Özel isimlerin baş harfi mutlaka büyük olur.Ayrıca coğrafi ve bu tarz konularda geçen terim adlarının baş harfleri de büyük;normal durumlarda ise küçük olur.
Türk alfabesi, herkesin bildiği gibi,8 sesli, 21 sessiz olmak üzere, 29 harften meydana gelmektedir.
Kelimelerin ilk hecesi,'e,i,ö,ü' ile başlarsa,sonraki hecelerdeki harflerin aynı şekilde olması duruma 'büyük ünlü uyumu' denilmektedir.Buna ters,bir şekilde oluşan kelimeler,''büyük ünlü uyumu'na uymamaktadır.
İki sessiz harfin yan yana geldiği kelimeler,Türkçe kelimeler grubuna girmemektedir.TRABZONSPOR.... gibi.
Türkçemizde normal cümleler;özne, nesne, dolaylı tümleç, yüklem şeklinde oluşmaktadır ve buna 'temel cümle 'denilmektedir.
Türkçede, dilbilgisi, temel cümle kavramlarının yanında; 'anlatım bozuklukları' konusu da vardır.Bunun eksikliği de dilimizin doğru kullanılmasını engellemektedir.Mesela: ''O, dinlenmek istedi; ben eğlenmek.'' Bu cümlede 'istedim' yüklemi olmadığından 'yüklemin eksikliğinden kaynaklanan anlatım bozukluğu' yapılmıştır.''O, bıçağını aldı.'' Burada da, 'bıçak'tan önceki tamlayan belli olmadığından ' tamlayanı belli olmayan anlatım bozukluğu' vardır. Bu örnekleri, çoğaltmak mümkündür1)Gereksiz Sözcük Kullanma: Bir cümlede anlamları aynı olan veya anlamca biri diğerini içeren sözcüklerin birlikte kullanılması anlatım bozukluğuna yol açar.
*Kulağıma eğilerek alçak sesle bir şeyler fısıldadı.
*Bu yol yaya yürümekle bitecek gibi değil.
*Onlar da beş yıldır karşılıklı mektuplaşıyorlar.
*Geçmişteki hatıralardan bir şikayetim yok
*Sınav yaklaştıkça öğrencilerin heyecanı gittikçe artıyor.
*Galiba başka çaresi de yok gibi görünüyor.
*Sınıfın boyu en kısa öğrencisini arkaya oturtmuşsun.
*Yaşlı adam söz almak için oturduğu yerden ayağa kalktı.
*Dosyadaki mevcut belgelerden anlaşılıyor ki bu iş uzun sürecek.
*Artık bundan sonra oraya gitmene gerek kalmadı.
*İki kardeşten en küçüğü okula gitmiyordu.
*Bu saatte oraya yalnız gidemem;seninle birlikte gitmek istiyorum.
*İşte seninle bu yüzden dolayı konuşmak istemiyorum.
*Niçin böyle yüksek sesle bağırıyorsun k 2)Sözcükleri birbiriyle karıştırma:
Anlamları veya yazılışları çok benzer olan sözcüklerin karıştırılması cümlenin anlam bütünlüğünü bozar.
*Geri kalmışlık Türkiye'ye özel bir durum değil.
*Bu binalar gerçekten çok yaklaşık yapılmış.
*Size birazdan düğün resimlerini göstereceğim.
*Bir öğrenci sınıfta kalmışsa onun sınıfı geçmesini güçlendiren nedenleri araştırmak gerekir.
*Bizden son öğretim durumunu gösteren bir belge istedi.
*Vatandaşlarımız arasında din ,dil,ırk ayrıntısı yapılamaz.
*Bazı öğrenciler derste çok çekimserdir.
*Uzun saçlı bir genç geldi,kendini bize tanıştırdı.
*Vezüv etken bir yanardağdır.
*Deterjandan elleri tahrip oldu.
*Bu bölgenin kendine özgün gelenekleri vardır.
3)Sözcükleri Yanlış Anlamda Kullanma: Sözcük anlamlarına uygun yerde kullanılmadığı zaman ya da yanlış anlama gelecek şekilde kullanıldığında anlatım bozukluğu doğar.
*Bu onların bolluğa düştükleri zaman bile savurganlık etmelerine yol açar.
*Şimdi size yarın yayınlanacak programlardan bazılarını hatırlatıyoruz.
*Bence sizin bu sınavı kaybetme şansınız hiç yok.
**Ektiğin fidanlar meyveye döndü.
*Her türlü girişimden çekinmeyen biriydi.
*Aldıkları para mutluluklarına yol açtı.
*Cumhuriyet 1923 tarihinde ilan edildi.
*Ben 21 Mart 1978 yılında doğmuşum.
4)Yerinde Kullanılmayan Sözcük veya Öğeler: Bir sözcüğün cümlenin akışına veya anlamına uygun yerde kullanılmaması anlatım bozukluğuna yol açar.
*Hakan çok iyi futbolcu ama fazla topla oynuyor.
*Bu çocuk seneye yüksek inşaat mühendisi olacak.
**Cesetler çok denizde kaldığından çürümüş.
*Burada her Allah'ın günü kaza oluyor.
*Başbakan Çin'e bu yılın sekizinci büyük gezisini yapıyor.
5)Anlamca Çelişen Sözcüklerin Bir Arada Kullanılması: Bir cümlede anlamca birbirine ters olan sözlerin birlikte kullanılması cümlenin anlam bütünlüğünü bozar.
*Hiç şüphesiz bu olaya en çok üzülen başkan olsa gerek.
*Şüphesiz sanatçı bu alanda çok başarılı eserler vermiş olmalı.
*Kesinlikle söyleyebilirim ki tedavi hastayı ayağa kaldırabilir.
*Gönderdiğim paketi eminim bugüne kadar almış olmalısınız.
6)Zamir Eksikliğinden Kaynaklanan Anlatım Bozuklukları: Bazı cümlelerde iyelik zamiri kullanılmadığı taktirde bir anlam belirsizliği ortaya çıkar.Cümlenin başına hem senin hem de onun zamirini getirebiliyorsak orada bir anlam belirsizliği vardır.Bu tip cümlelerdeki anlam belirsizliğini gidermek için cümlenin uygun bir yerine iyelik zamirinin getirilmesi gerekir.Aksi taktirde anlam belirsizliğinden kaynaklanan bir anlatım bozukluğu doğar.
*Ehliyetini polis almış öyle mi?
*Bana ne söyleyeceğini biliyorum.
*Geleceğini ben biliyordum.
*Yarışmada birinci olduğuna sevindim.
Özne Yüklem Uyuşmazlığından Kaynaklanan Anlatım Bozukluğu:
Bizim takım sahaya çıktılar.
*Takımlar nihayet sahaya çıktılar.
*Ordular uzun süredir savaşıyor.
Dolaylı Tümleç Eksikliği:
Türkçe, dil bilgisi özelliikleri açısından ve zorluk bakımından, Çince'den sonra, dünyanın en zor 2. dili kabul edilmektedir.
Türkçemizde 'p,ç,t,k' ile biten kelimelerin sonundaki harfler, 'b,c,d,ğ' şekline dönüşür.
Özel isimlerin baş harfi mutlaka büyük olur.Ayrıca coğrafi ve bu tarz konularda geçen terim adlarının baş harfleri de büyük;normal durumlarda ise küçük olur.
Türk alfabesi, herkesin bildiği gibi,8 sesli, 21 sessiz olmak üzere, 29 harften meydana gelmektedir.
Kelimelerin ilk hecesi,'e,i,ö,ü' ile başlarsa,sonraki hecelerdeki harflerin aynı şekilde olması duruma 'büyük ünlü uyumu' denilmektedir.Buna ters,bir şekilde oluşan kelimeler,''büyük ünlü uyumu'na uymamaktadır.
İki sessiz harfin yan yana geldiği kelimeler,Türkçe kelimeler grubuna girmemektedir.TRABZONSPOR.... gibi.
Türkçemizde normal cümleler;özne, nesne, dolaylı tümleç, yüklem şeklinde oluşmaktadır ve buna 'temel cümle 'denilmektedir.
Türkçede, dilbilgisi, temel cümle kavramlarının yanında; 'anlatım bozuklukları' konusu da vardır.Bunun eksikliği de dilimizin doğru kullanılmasını engellemektedir.Mesela: ''O, dinlenmek istedi; ben eğlenmek.'' Bu cümlede 'istedim' yüklemi olmadığından 'yüklemin eksikliğinden kaynaklanan anlatım bozukluğu' yapılmıştır.''O, bıçağını aldı.'' Burada da, 'bıçak'tan önceki tamlayan belli olmadığından ' tamlayanı belli olmayan anlatım bozukluğu' vardır. Bu örnekleri, çoğaltmak mümkündür1)Gereksiz Sözcük Kullanma: Bir cümlede anlamları aynı olan veya anlamca biri diğerini içeren sözcüklerin birlikte kullanılması anlatım bozukluğuna yol açar.
*Kulağıma eğilerek alçak sesle bir şeyler fısıldadı.
*Bu yol yaya yürümekle bitecek gibi değil.
*Onlar da beş yıldır karşılıklı mektuplaşıyorlar.
*Geçmişteki hatıralardan bir şikayetim yok
*Sınav yaklaştıkça öğrencilerin heyecanı gittikçe artıyor.
*Galiba başka çaresi de yok gibi görünüyor.
*Sınıfın boyu en kısa öğrencisini arkaya oturtmuşsun.
*Yaşlı adam söz almak için oturduğu yerden ayağa kalktı.
*Dosyadaki mevcut belgelerden anlaşılıyor ki bu iş uzun sürecek.
*Artık bundan sonra oraya gitmene gerek kalmadı.
*İki kardeşten en küçüğü okula gitmiyordu.
*Bu saatte oraya yalnız gidemem;seninle birlikte gitmek istiyorum.
*İşte seninle bu yüzden dolayı konuşmak istemiyorum.
*Niçin böyle yüksek sesle bağırıyorsun k 2)Sözcükleri birbiriyle karıştırma:
Anlamları veya yazılışları çok benzer olan sözcüklerin karıştırılması cümlenin anlam bütünlüğünü bozar.
*Geri kalmışlık Türkiye'ye özel bir durum değil.
*Bu binalar gerçekten çok yaklaşık yapılmış.
*Size birazdan düğün resimlerini göstereceğim.
*Bir öğrenci sınıfta kalmışsa onun sınıfı geçmesini güçlendiren nedenleri araştırmak gerekir.
*Bizden son öğretim durumunu gösteren bir belge istedi.
*Vatandaşlarımız arasında din ,dil,ırk ayrıntısı yapılamaz.
*Bazı öğrenciler derste çok çekimserdir.
*Uzun saçlı bir genç geldi,kendini bize tanıştırdı.
*Vezüv etken bir yanardağdır.
*Deterjandan elleri tahrip oldu.
*Bu bölgenin kendine özgün gelenekleri vardır.
3)Sözcükleri Yanlış Anlamda Kullanma: Sözcük anlamlarına uygun yerde kullanılmadığı zaman ya da yanlış anlama gelecek şekilde kullanıldığında anlatım bozukluğu doğar.
*Bu onların bolluğa düştükleri zaman bile savurganlık etmelerine yol açar.
*Şimdi size yarın yayınlanacak programlardan bazılarını hatırlatıyoruz.
*Bence sizin bu sınavı kaybetme şansınız hiç yok.
**Ektiğin fidanlar meyveye döndü.
*Her türlü girişimden çekinmeyen biriydi.
*Aldıkları para mutluluklarına yol açtı.
*Cumhuriyet 1923 tarihinde ilan edildi.
*Ben 21 Mart 1978 yılında doğmuşum.
4)Yerinde Kullanılmayan Sözcük veya Öğeler: Bir sözcüğün cümlenin akışına veya anlamına uygun yerde kullanılmaması anlatım bozukluğuna yol açar.
*Hakan çok iyi futbolcu ama fazla topla oynuyor.
*Bu çocuk seneye yüksek inşaat mühendisi olacak.
**Cesetler çok denizde kaldığından çürümüş.
*Burada her Allah'ın günü kaza oluyor.
*Başbakan Çin'e bu yılın sekizinci büyük gezisini yapıyor.
5)Anlamca Çelişen Sözcüklerin Bir Arada Kullanılması: Bir cümlede anlamca birbirine ters olan sözlerin birlikte kullanılması cümlenin anlam bütünlüğünü bozar.
*Hiç şüphesiz bu olaya en çok üzülen başkan olsa gerek.
*Şüphesiz sanatçı bu alanda çok başarılı eserler vermiş olmalı.
*Kesinlikle söyleyebilirim ki tedavi hastayı ayağa kaldırabilir.
*Gönderdiğim paketi eminim bugüne kadar almış olmalısınız.
6)Zamir Eksikliğinden Kaynaklanan Anlatım Bozuklukları: Bazı cümlelerde iyelik zamiri kullanılmadığı taktirde bir anlam belirsizliği ortaya çıkar.Cümlenin başına hem senin hem de onun zamirini getirebiliyorsak orada bir anlam belirsizliği vardır.Bu tip cümlelerdeki anlam belirsizliğini gidermek için cümlenin uygun bir yerine iyelik zamirinin getirilmesi gerekir.Aksi taktirde anlam belirsizliğinden kaynaklanan bir anlatım bozukluğu doğar.
*Ehliyetini polis almış öyle mi?
*Bana ne söyleyeceğini biliyorum.
*Geleceğini ben biliyordum.
*Yarışmada birinci olduğuna sevindim.
Özne Yüklem Uyuşmazlığından Kaynaklanan Anlatım Bozukluğu:
Bizim takım sahaya çıktılar.
*Takımlar nihayet sahaya çıktılar.
*Ordular uzun süredir savaşıyor.
Dolaylı Tümleç Eksikliği: