Cevap :
Genetik mühendisliği
Genetik mühendisliği
Genetik mühendisliği, canlıların kalıtsal özelliklerinin değiştirilerek, onlara yeni işlevler kazandırılmasına yönelik araştırmalar yapan bilim alanıdır.
Genetik mühendisleri, genlerin yalıtılması, çoğaltılması, farklı canlılaın genlerinin birleştirilmesi ya da genlerin bir canlıdan başka bir canlıya aktarılması gibi çalışmalarla uğraşırlar.
Genetik mühendisliği bir meslek veya mühendislik dalı olmayıp genlerle yapılabilen manipülasyonlar anlamına gelmektedir. Gregor Mendel kurucusu olarak kabul edilip bazı yerlerde "Genetiğin Babası" olarak anılmaktadır. Genetik mühendisliği, kalıtsal hastalıkları bulmayı ve hastalıklara tedavi yöntemleri üretmeyi hedefler.
Gen Aktarımı
Gen aktarımı, bir canlının hücrelerine, başka bir canlının DNA'sının belli bölümlerinin yerleştirilmesi işlemine denir.
Gen aktarımının kullanım alanlarından birisi gen tedavisidir. Bununla beraber günümüzde birçok bitki ve hayvana gen aktarımı yoluyla yeni özellikler kazandırılmaktadır.
gen aktarımının önemini ilk gösteren kuzu Dolly dir.
Gen aktarımı sayesinde gelecek nesillerin daha sağlıklı olması sağlanabilir.
Genetik mühendisliği tarafından genleri değiştirilerek, hayvanlara özel olan "ışıma"yı sağlayan bir tütün bitkisi
Gen aktarımlı bitkiler
Gen aktarımlı bitkiler, genetik mühendisliğinin ilgilendiği konulardan biridir.
Genetiği Değiştirilmiş (GD) ya da (GDO) olarak geçen 'transgenik' ürünler, virüsler, bakteriler, hayvanlar ve bitkilerin bazı gen bölgelerini içerirler. Bu şekilde bitki, olumsuz çevre koşullarına karşı daha dayanıklı olurken, en az maliyetle en verimli ürünü vermeyi de hedefler.
Pirinç gibi bazı tahılların vitamin değerlerinin artırılması ve bazı sebzelerin uzun süre taze kalmasını sağlamak, bu tarz çalışmalara örnek verilebilir.
Gen aktarımlı hayvanlar
Gen aktarımlı hayvanlar, genetik mühendisliğinin ilgilendiği konulardan biridir.
Genetiği Değiştirilmiş (GD) ya da (GDO) olarak geçen 'transgenik' ürünler, virüsler, bakteriler, hayvanlar ve bitkilerin bazı gen bölgelerini içerirler. Bu şekilde hayvan, olumsuz çevre koşullarına karşı daha dayanıklı olurken, en az maliyetle en verimli ürünü vermeyi de hedefler.
Örneğin, daha fazla süt vermesi hedeflenen inekler, floresanslı ışıma yapan (balıklar, domuzlar vs.) hayvanlar bu şekildeki çalışmalarla daha verimli, kaliteli ya da gösterişli hale getirilmeye çalışılmaktadır.
Biyoteknoloji
Biyoteknoloji; hücre ve doku biyolojisi kültürü, moleküler biyoloji, mikrobiyoloji, genetik, fizyoloji ve biyokimya gibi doğa bilimleri yanında mühendislik ve bilgisayar mühendisliğinden yararlanarak, rekombinant DNA teknolojisiyle bitki, hayvan ve mikro organizmaları geliştirmek, doğal olarak var olmayan veya ihtiyacımız kadar üretilemeyen yeni ve az bulunan maddeleri (ürünleri) elde etmek için kullanılan teknolojilerin tümüdür.
Biyoteknoloji, temel bilim buluşlarını kısa sürede yararlı ticari ürünlere dönüştürebilmesiyle bir anlamda kendi talebini de yaratabilir. Bu yönüyle de öteki teknolojilerden ayrılır. Örneğin sıcak su kaynaklarında yaşayan bakterilerin birinden elde edilen yüksek sıcaklığa dayanıklı bir enzim, günümüzde uygulama ve temel bilim çalışmalarının ayrılmaz bir parçası olan PCR'nin önemli bir girdisidir. Biyoteknoloji uygulamaları; mikrobiyoloji, biyokimya, moleküler biyoloji, hücre biyolojisi, immünoloji, protein mühendisliği, enzimoloji ve biyoproses teknolojileri gibi farklı alanları bünyesinde toplar. Bu nedenle de Biyoteknoloji birçok bilimsel disiplinle karşılıklı ilişki içinde gelişir.
http://www.forumlord.net/j-k-l/123403-kalitsal-hastaliklar-ve-tedavileri.html
Kalıtsal hastalıklara anne karnında kök hücre tedavisi Uzmanlar, anne karnındaki bebeğe uygulanacak kök hücre tedavisi ile birçok kalıtımsal hastalığın tedavi edilebileceğini ve gerektiğinde organ nakli yapılabileceğini müjdeliyor.
Kordon kanından elde edilen kök hücre ile doku mühendisliği yöntemleri kullanılarak, ihtiyacı olan kişilere kas, kemik, kıkırdak dokuları, kalp kapakçığı, mesane gibi doku ve organ parçaları üretilebilir hale geldi.
Türk Alman Jinekoloji Eğitim ve Araştırma Vakfı (TAJEV) Başkanı Prof. Dr. Cihat Ünlü, AA muhabirine yaptığı açıklamada, birçok hastalığın tedavisinde kullanılmaya başlanılan kök hücrenin, anne karnındaki bebeklere de uygulanabileceğini söyledi.
Yeni doğan bebeklerin, anneden ayrıldıktan sonra kalan göbek bağı ve eş denilen plasenta içindeki kanın zengin bir kök hücre kaynağı olduğunu belirten Ünlü, göbek bağındaki (kordon kanı) kök hücreler ile şu an yaklaşık olarak 80 kadar hastalığın tedavi edilebildiğini anlattı. Ünlü, kordon kanının yüzde 97'sinin hala atıldığını ve bu nedenle de hastaların tedavi şanslarını yitirebildiğini ifade etti.
Kök hücrelerin bulunabilirliğini arttırmak ve tüm topluma ulaştırmak için, kordon kanını toplamak ve çiftleri kordon kanı bankacılığı hakkında yeterli bilgilendirmek için çaba harcanması gerektiğini dile getiren Ünlü, bu hücrelerin kanser, bağışıklık sistemi ve genetik ile ilgili birçok hastalığın tedavisinde kullanıldığını söyledi.
Ünlü, kordon kanlarından elde edilen kök hücreler ile doku mühendisliği yöntemleri kullanılarak ihtiyacı olan kişilere kas, kemik, kıkırdak dokuları, kalp kapakçığı, mesane gibi doku ve organ parçalarının üretilebilir hale geldiğini belirtti.
Kordon kanı kök hücrelerin kolay bulunabilmesi için önerilen yöntemin, doğumdan sonra alınacak göbek bağı kanlarının özel veya kamuya ait kordon kanı bankalarında toplanması şeklinde olduğunu ifade eden Ünlü, daha sonra ihtiyaç duyan kişilerin bu bankalara başvurarak kendisine en uygun kanı bulabileceğini anlattı.
-''KORDON KANI, KEMİK İLİĞİ NAKLİNİN YERİNİ ALIYOR''-
Daha çok ''doğumdan sonra saptanan hastalıklarda kullanılan kordon kanının, artık kemik iliği naklinin yerini aldığını'', kolay alınması ve ulusal bankalarının oluşması ile de kolay ulaşılabilir hale geldiğini anlatan Ünlü, şunları söyledi:
''Günümüzde anne babası bir hastalık için taşıyıcı olan ve bu nedenle anne karnında yapılan tetkiklerde hasta olduğu saptanan bebeklerin daha doğmadan kök hücre ile tedavisi gündeme gelmiştir. Bazı bağışıklık sistemi bozukluklarının, bebeğin anne karnında iken tedavi edilmesi bu alanda yeni ufuklar açmıştır.
Genetik hastalığı olan çocuklara normal genetik yapıya sahip kök hücrelerin verilmesi eksik veya bozuk olan genlerin işlevlerinin bir kısmını sağlayarak hastalığın iyileştirilmesine veya daha hafif şiddette yaşanmasına olanak sağlayabilir. Yine hasta çocuğun daha anne karnında iken alınan kanı, dış dünyada işlenerek bozuk veya eksik olan genlerin yerine yenisinin eklenmesi, kök hücrelerin farklı organ ve doku yapılarına dönüşmesi için uygun komutlar verilerek oluşturulmuş bu kök hücrelerin yine hasta çocuğa daha anne karnında geri verilmesi planlanmaktadır.
Bu yöntem ile hem doku uyumu sayesinde kök hücrelerin hasta çocuk tarafından kabulü kolaylaşacak hem de organların daha oluşum aşamasında tedavisi sağlanacaktır.
Yine hasta çocuktan gebelik devam ederken alınan kök hücreleriyle oluşturulacak dokular ve organlar ile çocuk doğduktan hemen sonra yapılacak ameliyatlarla hasta dokuların değiştirilebilmesi mümkün olacaktır. Bu durum hastaların kendilerine uygun organ arama ihtiyacını ortadan kaldırmakta ve erken tedavi ile vücuttaki diğer organlarda oluşacak hasarın önüne geçilebilmektedir.''
Almanya'dan Prof. Dr. Wolfgang Holzgreve de dün Antalya'da başlayan ve 8 Mayıs Pazar günü sona erecek IX. Türk-Alman Jinekoloji Kongresi'nde de bu konu ile ilgili gelişmeleri ele alacak.