Cevap :
daha sadelşmiştir .................................................
TÜRKÇE’NİN DÜNYA DİLLERİ ARASINDA YERİ
Türkçe; geniş anlamda Ural-Altay dil ailesine bağlı dil; dar anlamda Türkiye Cumhuriyeti’nde konuşulan ve yazılan resmi dildir.
Türkçe üzerinde yapılan çalışmalarda, Ana Türkçe’nin bir kolu olan ve tarihi süreç içinde yazı (veya edebiyat) dili olarak gelişme gösterenlere dil (Türk dili), henüz sözlü dil durumunda olanlara lehçe (Türk lehçesi) adı verilmektedir.Ana Türkçe’nin kollarına dil denilmesine politik düşüncelerle karşı çıkanlar da vardır.Buna karşılık, ister dil, ister lehçe, ister şive terimi kullanılsın, bunların Ana Türkçe’nin tarihsel süreç içinde gelişen kolları olduğu konusunda bugün herhangi bir tereddüt bulunmamaktadır.
Türkçe, son yıllardaki bilimsel araştırmalara göre Altay dillerine bağlanmaktadır.Ancak bu görüş de henüz kesinlik kazanmış değildir.Bitişken dillerden olan Türkçe’nin, ilginç özellikler gösteren dil ve lehçeleriyle, bağımsız bir dil ailesi olarak da değerlendirilmesi de söz konusudur.
Türk Dillerinin Yayılma Alanı:
Türkçe günümüzde dünyanın pek çok yöresine dağılmış durumda bulunan, yaklaşık olarak 150 milyon Türk tarafından konuşulmaktadır. Türk dil topluluğunun günümüzdeki yayılma alanı şöyle çizilebilir: Moğol-Çin-Tibet sınırından Hazar Denizi’ne kadar uzanan bölgede Yeni Uygur, Kırgız, Kıpçak-Özbek, Özbek, Türkmen, Karakalpak ve Kazak Türkçeleri; Kuzeydoğu Sibirya’da yakutça, Çin-Moğolistan sınırının batı ucunda Sarı Uygur ve Salar Türkçeleri; Altay-Abakan-Sayan bölgesinde Soyon, Karagas, Abakan ve Şor Türkçeleri; bu bölgenin kuzeyinde Çulım, Baraba, Batı Sibirya, Başkurt, Kazan-Volga Türkçeleri ve Çuvaşça; Hazar Denizi’nin batı kıyısından Doğu Trakya’ya kadar uzanan bölgede Nogay, Azeri ve Türkiye Türkçeleri; Kırım’da Kırım Tatarcısı; Bulgaristan sınırının Karadeniz kıyısındaki küçük bir bölgede Gagavuz ve Çıtak Türkçeleri; Makedonya’da Rumeli ağızları, Ukrayna-Polonya-Litvanya’da Karaim Türkçeci.
Türk Dil ve Lehçelerinin Kökeni ve Sınıflandırılması
Türk ve Türkçe kelimeleri ilkin 7.y.y.’da Çin ve Türk kaynaklarında (Orhon ve Yenisey Yazıtları)geçmesine rağmen, bilim adamları Türkçe’nin en eski uygarlık dillerinden biri olduğu konusunda görüş birliği içindir.Türk dil ve lehçelerinin kökeni ve sınıflandırılması konusunda uzmanlarca farklı görüşleri sürülmüştür: yakın zamanlara kadar Türk dil ve lehçeleri Ural-Altay dil ailesi Altay dalında, Moğolca ve Tunguzca ile birlikte ele alınmıştır.Son yıllarda Altayistik çalışmalarının ilerlemesiyle, Türk dil ve lehçelerinin bağımsız bir dil Altay dilleri ailesinden olduğu görüşü ağırlık kazanmaktadır.
Türk dil ve lehçelerinin bilimsel açıdan sınıflandırılması çalışmalarına 16.y.y.’da başlanmıştır.11. y.y.’da ünlü Türk dilcisi Kaşgarlı Mahmud, Türk lehçelerini sınıflandırılmaya çalışmıştı.Sınıflandırma denemeleriyle ilgi gören bilim adamları arasında W. Radloff, G. J. Ramstedt, A. N. Samoyloviç, L. Ligeti,S. E. Malov, R. R. Arat, N. A. Baskakov, J. Benzing, K. H. Menges, T. Tekin özellikle anılabilir.
Türk dil ve lehçelerinin coğrafi ölçüte göre sınıflandırılmasında dört öbek ayırt edebilir:
1. Güneybatı öbeği: Türkiye Türkçe’si, Gagavuzca, Kırım Osmanlıca’sı, Kerkük ağzı, Kıbrıs ağzı, Rumeli ağzı;
2. Kuzeybatı öbeği: Karaimce, Karaçayca, Balkarca, Kumukça, Tatarca, Başkırtça, Kazakça, Karakalpakça, Nogayca, Kırgızca;
3. Güneydoğu öbeği: Özbekçe, Yeni Uygurca;
4. Kuzeydoğu öbeği:Altayca, Hakasça, Tuva, Sayan ağzı;
5. Yakutça
6. Çuvaşça
7. Halaçça
Reşit Rahmetli Arat’da fonetik açıdan yaptığı sınıflandırmada lehçe ve şive gruplarını belirtmiştir:
A-Türk lehçe grupları: 1)r grubu (Çuvaş); 2)t grubu (Yakut);
B- Türk şive grupları: 1)d grubu (Sayan); 2)z grubu (Abakan); 3)tav grubu (Kuzey); 4)taglı grubu (Tom), 5)taglık grubu (Doğu); 6)dağlı grubu (Güney).
Muharrem Ergin bu sınıflandırmaya bağlı kalırken, Saadet Çağatay Türk dilinin bütün kolları için yalnız lehçe terimini kullandı. Türkiye'deki başka Türkologlar ya lehçe terimini yeğleyerek "Türk Lehçeleri" sözünü veya şive terimine bağlı kalarak "Türk Şiveleri" sözünü kullanıyorlar. Talat Tekin ise, batıdaki Türkologlara uyarak "Türk dilleri" terimi üstünde ısrar etmektedir. Tekin ayrıca, Çuvasçayı Türk dillerinden ayirarak, "Çuvaş-Türk Dilleri" diye bir sınıflandırmaya gidiyor.Eski Sovyetler Birliği’nde Türk dilinin kolları için "Türk dilleri" terimi kullanılmıştı, bu gelenek SSCB dağıldıktan sonra da bağımsızlıklarına kavuşan Türk cumhuriyetleri ile Rusya Federasyonu içinde yasayan Türk boyları tarafından da artık benimsendiğinden, onlar "Türk dilleri" veya "Türki diller" terimlerini sürdürüyorlar. Değişik Türk yazı dillerinde ağız (yani dialekt) karşılığı olarak ise, çoğunlukla lehçe, az olarak ise şive terimine başvuruluyor.
Umarım Yardımcı Olur...