Cevap :
DÜŞÜNCE GELENEKLERİ
İnsanların düşüncelerinin çoğu, dinler ve yasa gibi, eskiden beri
süregelen inanışlara dayanır. Herkesin konuştuğu gibi konuşmayı
öğreniriz, herkesin düşündüğü gibi düşünmeyi de tanıtma örgüsü ile
birlikte benimseriz; içimize yerleşen bu sağlam örgüyü artık
sarsamayız, doğruluğundan kuşku duyamayız. Tersine herkes bu
dışardan gelme inanışı elinden geldiği kadar berkitmeye çabalar.
(Kitap 1, bölüm 2)
Hiçbir iyi insan yoktur ki, bütün yaptıkları ve düşündükleri yasalara
vurulursa hayatında on kez idamlık suç işlememiş olsun, hem de ceza
görmeleri ve yitirilmeleri çok yazık ve çok haksız da olsa. Öyle insan
da vardır ki yasalara uymayan hiçbir şey yapmamış da olsa iyi insan
diye övülmeyi haketmez ve filozof onu haklı olarak kırbaçlar. (Kitap
3, bölüm 9)
YASALAR
Aklın o kadar çeşitli yolları vardır ki hangisinden gideceğimizi
bilemeyiz. Görgünün de öyle. Olaylara bakarak çıkarmak istediğimiz
sonuçlar pek inanılır gibi değildir. Çünkü olaylar hiçbir zaman eşit
olmazlar. Bu dünyada gördüğümüz şeylerin ortak özelliği ayrı ve
değişik olmalarıdır.
Bununla birlikte yasaları çoğaltarak yargıçların yetkilerini daraltmak,
yargılara sınır çizmek düşüncesine de yanaşmıyorum. Bu düşüncede
olanlar şunu unutuyorlar ki, yasaları yapmakta olduğu kadar onların
yorumlanmasında da özgürlük ve yetki vardır.
Yargıçlarımızı yasalar üzerinde düşünce yürütmek ve karar
vermek işinde o kadar serbest bıraktık ki hiçbir özgürlük bundan daha
keyfi, bundan daha geniş olmaz. Yasa adamlarımız binbir çeşit özel
durum düşünüp her biri için ayrı yasa yapmakla ne kazandılar?
Bunları ne kadar çoğaltsak insan işlerinin sonsuz değişikliğini
karşılayamayız. Bu yasaları yüz kez daha artırsanız, gelecekteki
olaylar arasında öyleleri bulunacaktır ki bizim yaşamdan alıp kitaba
koyduğumuz olaylardan hiçbirine benzemeyecek yeni maddeler
koymayı gerektirecektir. Durmadan değişen insan durumlarının
değişmez yasalarla ilgisi pek azdır. En iyi yasalar en az ve öz, en genel
olanlardır. Bana sorarsanız yasalar bizimkiler kadar çok olacağına hiç
olmasa daha hayırlıdır. Doğanın yasaları bizim yazdıklarımızdan her
zaman daha akıllıcadır. (Kitap 3, bölüm 13)
Bir kavgaya sudan nedenlerle katılanların, sudan nedenlerle
ayrılıvermeleri olağandır. (Kitap 3, bölüm 10)
Bütün kamusal eylemler kararsız ve değişken yorumlara uğrar,
çünkü çok fazla insan akıl yürütür onlar üstüne. (Kitap 3, bölüm 10)
Ben insanın iş görmesini, yaşama çabasını uzatabildiği kadar
uzatmasını isterim. Ölüm, lahanalarımı dikerken bulmalı beni;
ama ölüm korkusu, hele kusurlu bahçemi yitirme korkusu içinde değil.
(Kitap 1, bölüm 20)
SÖZ ÖZGÜRLÜĞÜ
İster sözle olsun, ister davranışla, zorbalığın her çeşidinden nefret
ederim. Düşüncemizi duyular yoluyla aldatan gösterişlere her zaman
karşı koymuşumdur. Üstün sayılan insanlara yakından bakınca
anladım ki çoğu, herkes gibi insandır.
Rarus enim ferme sensus communis in illa. (Juvenalis)
Yüksek mevkilerde sağduyuya az raslanır.
Kralların şaştığım tarafı, hayranlarının bu kadar bol olmasıdır. Her
şeyimizi emirlerine verelim, ama düşüncemiz bize kalsın. Önlerinde
bükülen, dizlerimiz olsun, aklımız değil.
Melanthius'a Dionysios'un bir tragedyası hakkında ne düşündüğünü
sormuşlar: Laf kalabalığından tragedyayı görmedim ki, demiş. Onun
gibi, büyüklerin nutukları üstüne hüküm verecek olanlar da şöyle
diyebilirler: Bu kadar ciddilik, büyüklük, şatafat içinde sözlerinin
gerçek anlamı anlaşılmıyor ki. Bilgiçlik, çok yüksek mevki ve
ünlerle de bir araya geldi mi, büsbütün tehlikeli oluyor. Geçen gün bir
yerde dev ünlü bir adam, masasında rahat rahat konuşulan önemsiz bir
konuya karıştı ve söze şöyle başladı: Kim böyle düşünmüyorsa
yalancıdır, cahildir...
İnsan düşüncesi böyle bir yola saptı mı hançerinizi hazırlayın
tetik durun. (Kitap 3, bölüm 7)
Her okuldan bütün filozofları birleştiren genel bir anlaşma varsa o da
en iyi şeyin ruh ve beden rahatlığı olduğudur, ama nerede, kimde
bulabiliriz bu rahatlığı? (Kitap 3, bölüm 2)
Güzel eylemlerin karşılığını başkalarından beklemek, çok kararsız ve
bulanık bir varlığa bel bağlamak olur. (Kitap 3, bölüm 2)
Ben ne isem, ne durumdaysam, eylemlerim de ona göre, ona uygun
olur. (Kitap 3, bölüm 2)
DÜŞÜNCE GELENEKLERİ
İnsanların düşüncelerinin çoğu, dinler ve yasa gibi, eskiden beri
süregelen inanışlara dayanır. Herkesin konuştuğu gibi konuşmayı.
YASALAR
Aklın o kadar çeşitli yolları vardır ki hangisinden gideceğimizi
bilemeyiz. Görgünün de öyle.
SÖZ ÖZGÜRLÜĞÜ
gibikısa bilgiler vermştir